~Oof

37 3 0
                                    

Jisung sabah erkenden kalkıp hızla hazırlanarak evden çıktı. Annesinin mutfaktan seslendiği "Kahvaltı etmeden çıkma!" uyarısını duymazdan gelerek okul çantasını sırtına geçirdi ve sokağın köşesine doğru koştu. Orada her sabah olduğu gibi Changbin, Felix, Seungmin ve Jeongin ile buluştu.

"Hepsi sabah sabah hazırmış. Sen de hazırlan," dedi Changbin, bir yandan cebinden çıkardığı enerji içeceğini yudumlarken. "Geç kalacağız yine senin yüzünden."

"Bir dakikanızı almaz," diye cevap verdi Jisung, gülerek. "Ama sizinle her zaman uğraşmaya değer, değil mi?"

"Yeter lan, hadi gidelim," dedi Seungmin, sabırsızca. "Dersler başlamadan kantine gitmek istiyorum."

Jisung ve arkadaşları, şakalaşarak okula doğru yürümeye başladılar. Herkesin çantaları omuzlarından kayıyor, kahkahaları sokak boyunca yankılanıyordu. Öğleden sonra futbol antrenmanı olduğunu hatırladıklarında ise Jisung’un yüzündeki gülümseme hafifçe soldu. Geçen hafta kaybettikleri maç yüzünden Yeonjun Hoca’nın siniri hâlâ geçmemişti ve büyük ihtimalle bugünkü antrenman da zor geçecekti.

Okulun kapısından içeri girdiklerinde, koridorlar öğrencilerle dolup taşıyordu. Herkes, bir yerlere yetişme telaşında birbirlerini itiştiriyordu. Changbin, birilerine çarpmamak için sağa sola kıvrılarak ilerledi. "Siktir git, önümden çekil!" diye bağırdı birine, biraz da şakayla karışık.

"Changbin, kardeşim biraz sakin ol," dedi Felix, gülerek. "Daha günün başındayız, stres yapma."

Jisung, matematik dersinin olduğu sınıfa doğru yürürken Seungmin'e dönüp, "Bugün matematik sınavı vardı değil mi?" diye sordu.

"Evet, lanet olsun ki vardı," diye homurdandı Seungmin. "Ama siktir et, zaten hiçbirimiz çalışmadık."

Ders zili çaldığında, sınıftaki herkes sessizleşip yerlerine oturdu. Öğretmenleri, sert bir ifadeyle içeri girdi ve sınav kağıtlarını dağıttı. Jisung, kağıdına göz atıp derin bir nefes aldı. Yan tarafındaki Changbin, ona kaşlarını kaldırarak baktı ve göz kırptı. Her ne kadar hazırlıksız olsalar da, bu dört arkadaş için sınavdan geçmek her zaman bir yolunu buldukları bir şeydi.

Gün boyunca dersler peş peşe aktı gitti. Jisung, öğle yemeğinde arkadaşlarıyla kantinde buluştu ve herkesle birlikte bir köşeye çekildi. Her zamanki gibi, Changbin ve Felix birbiriyle atışmaya başladı ve bu durum Seungmin’in, "Bana mı bulaşacaksınız yoksa susup yiyecek misiniz?" diye sormasıyla sonuçlandı. Jeongin, sadece gülerek başını salladı ve sessizce onları izlemeye devam etti.

Son dersin bitimiyle Jisung, soyunma odasına doğru yürüdü. Futbol kıyafetlerini giyerken içindeki gerginlik arttı. Yeonjun Hoca’nın o sinirli bakışlarını şimdiden görür gibiydi.

Antrenman başladığında, Yeonjun Hoca, takımı bir araya topladı ve sert bir sesle konuşmaya başladı. "Geçen hafta ne halt ettiğinizi biliyor musunuz? Tam bir rezalettiniz!" Jisung başını eğip ayakkabılarına baktı, yüzü hafifçe kızarmıştı. "Özellikle sen, Jisung. Savunma yapmayı ne zaman öğreneceksin? Hadi söyle bakalım!"

Jisung, "Üzgünüm hocam, daha iyi olacağım," diye mırıldandı. Yeonjun Hoca’nın bakışları üzerinde ağır bir baskı oluşturuyordu.

"Bu yeterli değil! Daha fazla çalışman gerekiyor, anladın mı?" Yeonjun Hoca, sesini yükseltti ve ardından derin bir nefes alarak geri adım attı. "Tamam, bu kadar bağırmak yeter. Şimdi herkes sahaya. Bugün daha fazla hataya yer yok, anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı!" diye bağırdı takım hep bir ağızdan. Antrenman boyunca herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Jisung, hırsla topu sürerken gözleri kararlıydı. Her şeye rağmen, futbolu ve takımını seviyordu. Antrenmanın sonunda Yeonjun Hoca, Jisung’un sırtına hafifçe vurup, "Bugün fena değildin," dedi.

Bu sözler, Jisung’un yüzünde ufak bir gülümseme oluşmasına sebep oldu. Her ne kadar zor bir gün olsa da, arkadaşları ve futbol sayesinde her zaman motive kalabiliyordu.

Yeonjun hocam o sinir ne öyle ya
Geri döndüm bu aradaa her düzenli yb atmaya devam edeceğimmmm. Bu arada yeni fice başlayıp bir günde tamamladım duramadım çünkü hehehehehe. Çok uzattım bir sonraki bölümde görüşürüz öptümmm🐬🎉

my player | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin