Maç günü sabahı, erken saatlerde başlamak zorunda kalan bir heyecan vardı. Takım otobüsleri, Hankuk Akademisi ve Seul Lisesi futbol takımları için hazırlık yapıyordu. Büyük bir uluslararası maç için, bu ortak takımın heyecanı, tüm oyuncuların üzerindeydi. Minho ve Jisung, takım arkadaşlarıyla birlikte stadyuma doğru yola çıkarken, her birinin yüzünde hem heyecan hem de gerginlik vardı.
Minho, sabahın erken saatlerinde, takım otobüsünde otururken, Jisung'un yanına oturdu. Jisung, yol boyunca sessizce pencereye bakıyordu. Minho, Jisung'un yüzündeki gerginliği fark etti. “Hey, Jisung,” dedi Minho nazikçe. “Nasılsın? Heyecanlı mısın?”
Jisung, Minho’nun sesini duyduğunda, yüzünü ona çevirdi ve hafif bir gülümseme ile yanıt verdi. “Evet, biraz heyecanlıyım. Bu maç çok önemli, değil mi?”
Minho, başını sallayarak onayladı. “Kesinlikle. Ama takım olarak iyi hazırlandık ve her şey yolunda. Endişelenme, her şey çok iyi olacak.”
Otobüs stadyuma vardığında, takım oyuncuları, tesislere doğru yürüdü. Stadyumun genişliği ve kalabalığı, her bir oyuncunun içine işleyen bir gerilim yarattı. Takım soyunma odasına girdiklerinde, antrenörler oyunculara son taktikleri verdiler ve motivasyon konuşmaları yaptılar. Minho, Jisung’un etrafında hareket ederken, onunla konuşarak moral vermeye çalıştı.
“Jisung, biliyorum bu büyük bir maç ve üzerinde baskı var ama sen bu takımın en iyisisin,” dedi Minho. “Kendine güven. Biz buradayız ve sana destek olacağız.”
Jisung, Minho’nun destekleyici sözlerinden güç aldı ve biraz daha rahatlamış görünüyordu. “Teşekkür ederim, Minho. Senin desteklerin gerçekten yardımcı oluyor.”
Stadyumun kapıları açıldığında, oyuncular saha kenarına çıkmaya başladılar. Seyircilerin coşkusu ve tezahüratları, stadyumu doldurmuştu. Minho, Jisung’un yanına geçerek, “Hazır mısın?” diye sordu.
Jisung, derin bir nefes alarak, “Evet, hazır hissediyorum. Sahada elimizden gelenin en iyisini yapacağız,” dedi.
Takım, saha kenarında yerini aldı ve antrenör, maçın başlangıcı için son talimatları verdi. Her iki takım da sahaya adım attığında, oyuncular arasındaki heyecan daha da arttı. Minho, Jisung’un gözlerinin içine bakarak ona cesaret verdi. Jisung, Minho’nun destekleyici bakışını görünce, kendine daha fazla güven duymaya başladı.
Maçın başlamasıyla birlikte, oyun hızla tempolu bir hale geldi. Minho ve Jisung, saha içindeki uyumlarıyla dikkat çektiler. İkili, birbirleriyle olan bağlantıları sayesinde birçok etkili pas ve kombinasyon gerçekleştirdi. Jisung, topu ustaca kontrol ederken, Minho da ona destek oluyordu. Aralarındaki koordinasyon, izleyiciler tarafından beğenildi ve takımın performansını yükseltti.
Maçın ilerleyen dakikalarında, Minho’nun oyun içindeki liderliği ve Jisung’un saha içindeki etkileyici performansı, takımın moralini yüksek tuttu. Minho, sık sık Jisung’a cesaret verici sözler söyledi ve onun oyununa olan güvenini artırmaya çalıştı. Jisung, Minho’nun desteğiyle, daha cesur ve kararlı hareketler yapıyordu.
Maçın sonunda, ortak takım galibiyeti elde etti. Oyuncular, büyük bir coşku içinde sahada zaferlerini kutladılar. Minho ve Jisung, maçın bitiş düdüğünden sonra birbirlerine sarıldılar ve bu büyük başarının tadını çıkardılar.
Soyunma odasında, oyuncular galibiyeti kutlamak için toplandılar. Minho, Jisung’u tebrik ederken, “Harika bir performanstı, Jisung. Özellikle senin oyunun gerçekten etkileyiciydi,” dedi.
Jisung, gülümseyerek, “Teşekkür ederim, Minho. Seninle oynamak gerçekten büyük bir keyifti. Senin desteğin bu maçı kazanmamızda büyük rol oynadı.”
Kutlamalar sırasında, Minho ve Jisung arasındaki etkileşim daha da yakınlaştı. Birbirlerine destek olurken, aralarındaki bağ güçlendi. Bu maç, sadece bir futbol mücadelesi değil, aynı zamanda Minho ve Jisung’un birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı sundu. İkili arasındaki bu yakınlaşma, maçın ötesine geçerek, onların kişisel ilişkilerini de etkiledi.
Maçın ve kutlamaların ardından, oyuncuların yorgun ama mutlu bir şekilde evlerine dönerken, Jisung’un ve Minho’nun yüzlerinde büyük bir tatmin ifadesi vardı. Bu gece, sadece bir futbol maçı değil, aynı zamanda iki insan arasındaki duygusal bağın güçlendiği bir anı olarak hafızalarına kazındı.
Bölümlerin gidişatlarına ayak uyduramıyorum of
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my player | minsung
Roman d'amourOkulun futbol takımında olan Han jisung, ve karşı okuldaki rakibi Lee Minho.