'Acı da iyi bir duygudur, incinen kısmın henüz çürümemiş oluğunu gösterir.'
Korku hissini nasıl tanımlarsınız?
En son ne zaman ölümüne korkmuştunuz?
İnsan sadece kendisi için mi korkardı?
Korkunun kaç farklı türü vardı?Benim için korkuların en büyüğü, kendimden daha çok sevdiğim biri için korkmamı gerektirecek bir duruma düşmekti. İşte bunun olmasından ölümüne korkuyordum. Bana bu hissi yaşatabilecek kişilerin listesi hiç de kabarık değildi doğrusu. Fakat içlerinden biri için şu an korkudan kalbim duracak derecede yüreğim ağzımda bekliyordum.
Sevdiğim adam tam karşımda hareketsiz bir şekilde öylece uzanıyordu. Ölüden farksızdı.
Titreyen ellerimle boynumu ovuşturup nefes almaya çalışırken ruhum çekilmiş gibi bembeyaz olmuştum.
"Sakin ol kızım, birşeyi yoktur eminim ki birazdan uyanacaktır.."
Profesör gerginliğini gizlemeye çalışarak sırtımı sıvazlarken gözlerimi Âires'ten bir an olsun çekmiyordum. Sgotach hırıltılı tok bir sesle odayı doldurdu. Âires'in başında volta atıp duruyordu.
"Bedeni buz gibi. Bu hiç normal değil. Bişey oldu, kesin birşey oldu hissediyorum."
Kalbim teklerken ağlamaktan helak olmuş gözlerimi sildim elimin tersiyle bir kez daha. Aptal yaşlar durmuyordu bir türlü. Onu ben bu hale getirmiştim. Yaralamıştım onu işte.. Hepsi bileğimde ki bu lanet olası iz yüzündendi! Kontrol edemediğim bir şekilde bizi ayrı tutuyordu. Onun bana yaklaşmasına izin vermiyordu.. Şifacı, Âires'in avuç içlerine bir şeyler yapıp garip şeyler mırıldanıp ona birşeyler içiriyor olsa da bir türlü uyandıramıyordu.
Ne olur uyan artık.. Dayanamıyorum seni böyle hareketsiz görmeye.
"Sen öldüğünde bende yok olmak istedim.. Çünkü senin olmadığın bir dünyada yaşamak istemedim Kelebeğim.."
Bir kez daha hıçkırdım aklıma düşen sesi ile. Şimdi anlıyordum işte nasıl bir his olduğunu.. O da beni kaybettiğinde böyle mi hissetmişti yani? Bu dayanılmaz bir şeydi..
"Tanrım.. Bunun olmamasını umuyorum fakat süreç başladı.."
Şifacının endişe dolu sesi midemi alt üst ederken kollarımı karnıma doladım. Konuşmaya bile cesaret edemiyordum. Hayatımda ilk defa Âiresi baygın görüyordum. O, ayağı bile takılıp tökezlemeyen, bedenine kurşun sıkılsa eliyle kenara iten, kılıç savrulsa çizik bile almayacak olağanüstü bir varlıktı çünkü. Zayıflık onun yaratılışına aykırı bir durumdu.
Ama şimdi..
Ellerime bakıp yutkundum. Ona zarar veren birşey vardı bende. Sgotach öfkeyle çıkıştı.
"Alfaya ne olduğunu söyle artık ihtiyar!"
Şifacı çatık kaşları ile ona bakarken gözleri kısa bir anlığına beni buldu.
Benim yüzümden olduğunu söyleyecekti. Bütün suçun bana ait olduğunu haykıracak sonra da birdaha ona yaklaşamam konusunda beni uyaracaktı.
Bir kez daha midem bulandı.
"Rionnag'ın kimliğini açık etmek, onunla yüzleşmek efendimizi tetiklemiş olmalı diye tahmin ediyorum.. İçinde bulunduğu ortam onu evrilmeye teşvik ediyor. Çok daha güçlü olacak, fakat.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂİRES'İN UYANIŞI
FantasíaYeri göğü inleten kükreyiş bütün vücudumun korkuyla titremesine neden olmuştu. Ellerimle kulaklarımı kapatıp gözlerimi yumdum sımsıkı. Dudaklarımın arasından kaçan hıçkırığın ardından aniden kıyamet sona erdi. Şimdiyse duyduğum tek şey kendi nefes a...