42.Bölüm

255 7 7
                                    






Zeynep gözleri yaşlı doktora bakarken Aslan da üzüntü ile Zeynep'e baktı. Zeynep içinden 'Allahım ne olur onu bize bağışla....' diye dua etti. Bir anda zayıf olan kalp atışları hızlanmaya başladı. Doktor bile şaşırarak bir ekrana bir Zeynep'e baktı. 'Sizi hissediyor annesi... Bak o da savaşıyor... ' dedi. Zeynep iç çeke çeke ağlarken elini göbeğine doğru götürdü. Aslan Zeynep'in alnından öptü. 'O iyi olacak güzelim...' dedi. Zeynep'in değerleri normale dönene kadar hastahanede kalmasına karar verilmişti. Aslan bütün işlerini Ekrem'e devretmişti çok  önemli ve acil işler olduğunda da hastahaneden halletmeye çalışıyordu. Zeynep'i hiç yalnız bırakmıyordu. Narin hanım da gündüzleri geliyor, geceleri Aslan onu konağa gönderiyordu. Zeynep ile bir bebek gibi ilgileniyor. Her şeyini o yapıyordu.





İki hafta sonunda tehlike tamamen geçmese de Zeynep ve bebeğin durumu normale dönünce doktorlar eve gidebileceğini söyledi. Aslan doktorlardan tüm detayları öğrenip Zeynep'i evlerine götürmek için hazırladı. Ama Narin ve Sultan hanım ısrarla konağa getirmesini söyledi. Onlarda Zeynep'in iyi olması için ellerinden geleni yapacağını söylüyordu. Aslan sonunda pes edip konağa doğru sürmeye başladı. Konağa geldiklerinde Aslan onu kucağına alıp odalarına götürdü. Zeynep ne kadar itiraz etse de Aslan tek kaşını kaldırıp bakınca sessiz kaldı. Odalarına geldiklerinde Narin ve Sultan hanım da hemen peşlerindeydi. Zeynep için odayı temizletmiş. Bebeğe ve ona iyi gelecek bir çok çeşit yemek, çorba yapmışlardı. Zeynep onları kırmamak için her dediklerini yapmaya çalışıyordu. Duygu da sürekli ağlayarak Zeynep'in yanında duruyordu. Sultan hanım sonunda 'Bu kıza hamilelik yaramadı. Sulu göz oldu kaldi başımıza... Kalk ağlama ota boka kız...' dedi. Duygu daha çok ağlayıp 'Ayyy babaanne elimde değil ki... Hormonlardan dolayı ağlıyorum ben... ' dedi. Narin hanım elinde tatlılar ile girince hemen Duygu'nun eline bir tabak tutusturdu. 'Al ye şunu şimdi ağlaman gecer...' dedi. Duygu hemen goz yaşlarını silip 'Offf anne sen bir tanesin...' diyerek tatlilari yemeye başladı. Narin hanım yandan gülüp Zeynep'e baktı. 'Sende çorbanı iç kızım... İlaçlardan sonra sende ye...' dedi. Zeynep başıyla onayladı. Aslan'a 'Tamam bak artık yalnız değilim... Sen işlerini aksatma benim yüzümden...' desede Aslan hemen itiraz edip 'Yok yavrum aksamıyor... Aklım sizde kalir gidemem...' diyordu. Aslan işlerini bu seferde evden halletmeye başlamıştı. Zeynepte işler daha fazla aksamasın diye işten çıkmıştı. Konakta ki herkes Zeynep'in etrafında pervaneydi. Bebek ve onun iyi olması için herkes elinden geleni yapıyordu. Çocuklar bile dualar ederek Zeynep'in göbeğini seviyor ona moral vermeye çalışıyordu.






Doktor kontrollerinde Zeynep'in kısa yürüyüşler yapmasını söylediğinde Aslan onunla arka bahçede yürüyüş yapıyor. Zeynep yorulduğunda da hemen kucağına alıp odaya çıkarıyordu. Emre Zeynep'e hastanedeyken zehirlenme olayını Zehra'nın planladığını ve o kızı da bunun için kullandığını anlatmıştı. Zeynep o kızdan şikayetçi olmadı. Zehra'nın annesi geçmiş olsuna geldiğinde çok mahcup ve üzgündü. Zeynep ile konuşurken Zeynep ona 'Şikayetçi olmayacağım ama bu yaptığı hiçte sağlıklı bir davranış değil... ' dedi. Zehra'nın annesi üzüntü ile 'Sen şikayetçi olmasanda abisi onun cezasını çekmesini söyledi kızım... Yaptığı kabul edilecek bir şey değil...' dedi. O gidince Zeynep Aslan'la bu konuyu konuştu. 'Sen abisiyle konuş. Hapiste kalmasi onu iyileştirmez... Belki de daha beter hale getirir. Tedavi ettirsinler....' dedi. Aslan kabul etmeyince Zeynep ısrar etti. Sonunda Aslan ve Emre Ömer Miroglu ile konuşup Zehra'nın buralardan uzakta tedavi edilmesi konusunda anlaştı. Zehra için süreç epey zorlu geçti. Mahkemede Zeynep'in şikayetçi olmaması ve sağlık raporları ile şartlı tahliye edildi. Ömer onu annesiyle birlikte Istanbulda bir kliniğe yerleştirdi. Zehra hasta olduğunu kabul etmese de sonunda pes etti.






Aşık Ağa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin