29.Bölüm

298 6 0
                                    








Zeynep sonunda gözlerini açtığında doktorlar onu kontrol ettikten sonra normal odaya aldılar. Aslan hemen yanına girdi. Zeynep ona bakarken 'Aslan...' dedi. Aslan hemen yatağın kenarına gelip onun alnından öptü 'Kurban olduğum çok şükür...' dedi. Zeynep onun gözlerinin içine baktı. Aslan onun yüzünün her yerini öptü. Uzun uzun kokusunu içine çekti. 'Çok şükür Allahım...çok şükür...' dedi. Zeynep ona yorgunca gülümsedi. Cesur bey ve diğerleri odaya girince Aslan Zeynep'in elini bırakmadı. Herkes geçmiş olsun dileklerini ve iyileşmesi için dualarını ilettikten sonra doktor gelince çıktılar. Aslan o andan sonra Zeynep'ten bir saniye bile ayrılmadı. Zeynep'in sırtındaki kemer yaraları yüzünden sırt üstü yatamiyordu. Aslan sürekli onu destekleyip yanında oldu. Gece baş başa kaldıklarında Aslan onun güzel gözlerine baktı. 'Nasıl oldu bu yavrum? Seni nasıl kaçırdı?' Diye sordu. Zeynep acı ile gözlerini yumdu. Sonra Aslan'ın gözlerinin içine bakarken 'Kaçırmadı... Ben gittim...' dedi. Aslan şaşırarak ona bakınca 'Neden?' Diye sordu. Zeynep nefes alıp Aslan'ın elini tuttu 'Senin orada kalmana izin veremezdim...' dedi. Aslan acı ile ona baktı 'Öldü dediler... Zeynep ben orada değil sensiz kalırsam ölürdüm... Delirdim kabul etmedim... Biliyordum ölmediğini... Sana bir sey olursa bende yaşayamam... kurban olduğum sadece kendini düşün sen... ' dedi. Zeynep'in göz yaşları akarken aşkla baktı Aslan'a. Aslan öperek göz yaşlarını sildi 'Ağlama güzel gözlüm... ağlama bundan sonra seni asla yanımdan ayırmam...' dedi. Hemşire gelip pansumanlarini yaparken Aslan acı içinde izledi onu... Zeynep'in saçlarını okşayıp o uyuyana kadar onu izledi.



Zeynep üç hafta hastanede kalmak zorunda kaldı. Bu durumu doktorlardan çok Aslan istedi. Zeynep'in yaraları derindi. Zeynep geceleri kabus görerek uyandığı için psikiyatriden de ona randevu aldılar. Zeynep üç haftanın sonunda artık kendi başına hareket edebilse de Aslan buna da izin vermiyordu. Duygu ile sürekli bu konuda tartışıyorlardı. Duygu sitemle 'Abii bırak kızı ya ben yıkarım onu... ' dedi. Aslan sinirle 'Asıl sen bırak kızım ya... O benim karım ben yıkarım onu... Senin işin yok mu?' Dedi. Zeynep ikisine göz devirip 'Ya ikinizde bıraksanızda ben kendim yıkansam... ' dediğinde ikisi de itiraz etmişti. O gün imdada Füsun hanım yetişmiş Aslan ve Duygu'yu ekarte edip Zeynep'i o yıkamıstı. Yaralarını görünce içi acısa da dikkatle Zeynep'i yıkamış saçlarını taramıştı. Hastaneden çıktıktan sonra Aslanla diyarbakirda ki evlerine gitmistiler. Aslan Zeynep ile bir bebek gibi ilgileniyordu. Evleri de hiç boş kalmıyordu. Füsun hanım her gün çeşit çeşit yemekler, şifa olsun diye otlar getiriyordu. Ömer bey her gün Zeynep'in nasıl olduğunu görmeye geliyordu. Duygu da evlerini yol bilmişti. Hele Aslan'ın ona anahtarı da vermiş olması ile Duygu bazen zamansız vakitlerde pat diye kapıyı açıp girebiliyordu. Aslan bu duruma sinirlenmeye başlamıştı. Zeynep onu yatıştırmakta zorluk çekiyordu. Kartal ve Kemal de her akşam geliyordu. Cesur bey ve Sultan hanım ise hafta sonu geliyordu. Zeynep Sultan hanımı hastanede gördüğünde de şaşırmıştı. Sultan hanım ondan özür dilediginde şok olmuştu. Ama elini öpüp 'Estağfurullah...'demişti. Sultan hanım sonrasında ona çok iyi davranmıştı. Kan olsun kuvvet olsun  diye sürekli getirdiği pekmezler, macunlar yüzünden Kartal, Kemal ve Ekrem'in epey eğlence konusu olmuştular. Kartal ima ile gulerek 'Abi bak babaannemin getirdiklerini sadece Zeynep yengem yesin... Yoksa yeminle Diyarbakıra girişler kapatılır....'dedi. Kemal kahkaha atarken  'Abi yeminle o macundan bir çay kaşığı bile alsan var ya... Buradan İstanbula koşarsın ben diyeyim...' dedi. Ekrem merakla 'Ne var lan içinde benimde aklımda bulunsun genç adamım yarın öbür gün evlenirsem diye alayım...' dedi. Aslan hepsine sinirle baktı. Zeynep ile yalnız bile kalamiyordu ki o şeyi düşünsün... Hem Zeynep'in yaraları iyilesmemisti. Duygu'da Zeynep'i sıkıştırıyordu. Zeynep sonunda isyan edip 'Ya Duygu deli misin? Nasıl sana abinle özelimizi anlatayım ya... abin kızım o...' dedi. Duygu düşünür gibi yaptı. Sonra 'Abim de sonuçta erkek ne olacak sanki... Bari şunu şöyle... Hakan Peker den bir efsane mi? Yoksa Harun Kolçak Deli et beni... mi? Hangisi?' Diye merakla sorunca Zeynep ona şaşkın şaşkın baktı. 'Bu nasil soru be manyak?' Dedi. Duygu omuz silkip 'Biz Emre ile Sıla'dan Sevişmeden uyumayalımız mesela...' dedi. Zeynep gülerek onun koluna vurdu. Duygu o akşam Zeynep'e sürekli hangi şarkı diye sorup durdu. Tam vedalaşırken Zeynep onun kulağına eğilip 'Gülşen'den Bal...' dedi. Duygu yüksek sesle 'OHAAA....' diye bağırınca Zeynep kıs kıs gülerek koluna vurdu. Aslan gözlerini kısıp ikisine bakınca Zeynep gülümseyerek göz kırptı.

Aşık Ağa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin