21. Bölüm

330 88 63
                                    

Çakal.

Bu onun sesiydi. Daha önce benimle insan bedenindeyken konuşmuştu lakin bu ses çok farklıydı. Ona rağmen Çakal olduğunu biliyordum.

Onu hissediyordum.

Rha'nın normale dönmüş olması gerekirdi. Gerekmez miydi?

Gözleri daha beter bir haldeydi. Rahatlayacağına coşmuş gibi görünüyordu.

Kudurmuş gibi.

Ama aptallığı bırakmıştı çünkü boğazımı artık sıkmıyordu.

"Ça-Çakal?"

"Efendim?"

Rha üzerime gelince deminki öpücük kadar yakın kaldık. "Taşıyamazsan onu dışarı at. Nasıl yapacağını bulursun." Saçımı kavradı. Pekâlâ. Çakal'ı çıkarınca kör mü olmuştu? Çünkü bize koşan vampirler vardı. "İlk önce bunlardan kurtulacağım. Sonra senin burada olduğunu bile bile başını çevirenlerin kellelerini avuçlarına vereceğim. Buna baş sözcüden başlayacağız Kuzu."

Hayal kurmaktan böyle zevk aldıysa yaparken neler olacaktı bilmiyordum.

"Bu onun imzasıydı."

"Düşüncelerimi mi okuyorsun!" Ben Çakal'a bağırırken Rha çoktan beni üzerinden atmış, ayağa kalkmıştı.

Kafamda bir şey gülüyordu.

"Aynı aklın içindeyiz. Şimdi kalk ve birkaç vampir öldürelim."

Öldürebilir miyiz?

"Evet."

Ah! Aklımdan konuşmuştum! Yemin ediyordum ki duymasını istersem beni duyuyordu. İstemezsem de duyuyor olabilirdi tabii.

Yanağıma kan bulaştı. Rha'nın yanımızda parçaladığı vampirden sıçradı. Peşi sıra kafası top gibi yuvarlandı.

Çakal gülüyordu. "Şuna bak, nasıl da kontrollü."

"Bence değil."

"Değil tabii ki. Ayağa kalk!"

Kalktım ama sırtımı Rha'ya verdim çünkü az önce Çakal'ın vampiri yediği yerden beş tane daha canavar çıkmıştı.

"Şimdi onun kılıcını al. O ellerini kullanabiliyor."

Ben iyi bir kılıç ustası değilim.

"Ben buradayım."

Nedense ona inanmayı seçtim. Kılıcı koşarak aldım. Normalde bu hızla eğildiğimde başım bile dönerdi fakat şimdi takla atarak o kılıcı alabileceğimi hissediyordum. Hatta vampirlerin arasından koşabilirdim bile. Beni yakalayamazlardı.

Kılıcı kendi bildiğimden daha farklı, daha sıkı tuttum ama hareketlerimi zorlayacak kadar kabzaya yapışmadım. Bunlar benim hareketlerim miydi? Hiç sanmıyordum. Aklımı kontrol etmiyordu ama bir şekilde aklımın nasıl çalışması gerektiğini bana belli ediyordu. Yönetmesine izin vermiyordum, o zincirler çok güçlü bir şekilde bana tutunuyordu. Ama Çakal da zincirlere müdahale edebiliyordu.

Bana susayan yaratıklara koştum.

"Bu da ne! Fazlalık gibi."

"Memelerimden mi bahsediyorsun?"

"Korkunç bir his!"

Kılıcı salladım. Pervasızca koşan vampirin kellesi anında gitti.

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin