Orijinal Japonca Özeti:
Manga uyarlama serisi başlıyor!
Mevsim yaz. Kiyotaka ve diğerleri, dönem sonu sınavlarının üstesinden geldikten sonra, İleri Düzey Yetiştirme Lisesinin hazırladığı son derece lüks bir gemiyle 2 haftalık bir deniz gezisi kazan...
Bir şeytan ağzı gibi dağın yamacını derinlemesine kesmiş gibi görünen bir mağara açıklığı gördük. Girişin yakınında iki geçici tuvalet ve bir duş odası vardı.
"Buradan içeriyi tam olarak göremiyorum..."
Mesafemizi koruyarak mağarada ne olduğunu doğrulamaya çalışmak muhtemelen imkânsıza yakındı. Ne Horikita ne de ben A sınıfından kimseyi tanımıyorduk. Gizlice dolaşmaya, saklanmaya ve bilgi toplamaya niyetli olsak da hiçbir yere varamazdık. Horikita'nın yanından geçip mağaraya giden yola saptım.
"Be-bekle."
"Hadi gidelim. Yani, burası A sınıfı, yani tabii ki korkacağız. Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok."
Horikita ve ben ana kampa doğru yöneldik.
"Ne planlıyorsun? Dikkatsizce kendimizi ifşa ederek hiçbir şey kazanamayız."
"Peki saklandığımız yerden gözetlemeye çalışarak ne kazanacağız? Zar zor görebiliyoruz ve etrafta kimse yok. Mağaraya girmediğimiz sürece görebileceğimiz pek bir şey yok."
"Çok sakinsin, değil mi? Aklında bir şey mi var?" diye sordu Horikita.
"Hiçbir şey düşünmedim. Hadi, endişelenme."
"Ah, ne kadar anlaşılmaz, yarım yamalak bir cevap."
Bana soğuk ve korkutucu gözlerle baktı ama fark etmemiş gibi davrandım. Doğal olarak, mağaranın girişinde dolaşan bazı A sınıfı öğrencileri bizi fark etti. Mağaranın içini görebildiğim sürece durumu kurtarabileceğimi düşündüm.
Ancak mağaranın içinde, görüşümü engelleyen dev bir muşamba halinde bir araya getirilmiş birkaç vinil örtü vardı. İçeriyi hiç göremiyordum.
"Siz kimsiniz? Hangi sınıftansınız?"
Bu adam kesinlikle ilk gün mağarayı çabucak bulan iki kişiden biriydi. Yahiko. Diğer adam, keskin zekâlı Katsuragi, yokmuş gibi görünüyordu.
"Gözetlemeye geldik. Bir sorun mu var?" Horikita etkileyici bir tavırla cevap verdi. Sanki beyninde cüretkâr bir düğme açılmış gibiydi. "Yani, A sınıfında olduğunuz için zeki olacağınızı düşünmüştüm ama..." diye devam etti.
Mağaranın girişini kaplayan vinile baktı ve oldukça zoraki bir iç geçirdi.
"Zeki olmaktan ziyade, el altından iş çeviriyorsun diyebilirim. Ne korkakça yöntemler."
"Ne?"
Onu kışkırtmak istediği açıkça belli olmasına rağmen, Yahiko'nun sesi sinirlenmiş, sanki sinirlerini bozmuş gibi çıkıyordu.
"Ben Horikita, D sınıfındanım."
"Hah, D sınıfından olduğun belli. Ne de olsa bir avuç aptal başarısızsınız."
"Aptal, ha? Bu durumda, içeride ne olduğunu görmemizde bir sakınca yok, değil mi? Yoksa bu sizi rahatsız mı ediyor?"
"Hiç de bile!"
"Yani bakmamız sorun değil, değil mi? Yolu engelliyorsun."
"Be-bekle! Hey! Bekle dedim! Öyle her istediğini yapma!"
Yahiko onu engellemek için Horikita'nın önüne geçti ama Horikita'nın sözleri onu durdurdu.
"Sadece içeri bakacağız. Bunun kendisi kural ihlali sayılmaz, değil mi?"
"Dalga geçmeyi bırakın. A sınıfı burayı işgal ediyor. D sınıfının burayı kullanma izni yok!"
"Oh? Yani burayı işgal ediyorsun. Bunu bilmiyordum. İçeride bir malzeme var mı?"
"E-evet. O yüzden geri çekil."
"Mağaraya giremeyeceğimizi söyleyen herhangi bir kural kesinlikle yok. Mağara işgal altındayken kullanamayacağımız kesinlikle doğru, ancak bu mağarayı tekelimize alma hakkıyla aynı şey değil. İçeriye bakma ya da en azından malzeme olup olmadığını kontrol etme hakkımız olmalı, değil mi? Eğer bunu yapamazsak, o zaman insanlar her yeri zorla tekellerine alabilirler. Bu sınavın amacı bu değil."
"Ha?!"
Keskin argümanı Yahiko'yu hiç zorlanmadan çarptı. Horikita mağaranın girişini gizleyen örtüyü kaldırmaya çalışırken saçları dalgalandı. Ancak...
"Ne yapıyorsunuz? Sana misafir davet etmen için izin verdiğimi hatırlamıyorum."
Özellikle uzun boylu bir çocuk arkamdan geçip Horikita'ya doğru yürümeye devam etti. Bu kesinlikle...
"Katsuragi-san! Bu ikisi kampımızı gözetlemeye gelmiş! Onlar bir avuç pis ezik!"
"Abartıyorsun. Sadece vinil. Bana biraz etrafı göster." Horikita iki çocukla yüzleşmek için döndüğünde hiç de korkmuş görünmüyordu.
"Peki o zaman, içeri bakmanızda bir sakınca yok. Ancak kendinizi hazırlayın. Herhangi bir şeye dokunduğunuz anda okula haber vereceğim ve eylemlerinizi başka bir sınıfa engel olmak olarak rapor edeceğim. Sonuç olarak D sınıfına ne olacağını garanti edemem."
Katsuragi muhtemelen blöf yapıyordu. Vinile dokunduğumuz için diskalifiye edilme ihtimalimiz çok düşüktü. Yine de sözlerinde gerçek bir tehlike gizli gibi görünüyordu.
"Alanın kontrolünü zorla tekelinize alıyorsunuz. Kurallar bu tür eylemleri korumuyor."
"Bu konuda haklısınız. Bu noktayı tartışamam. Ancak, bu yazılı olmayan bir kural. D sınıfında nehir kenarında bir yeriniz var. B sınıfının bir kuyusu var. İşgal ettiğiniz alanda yaşıyor ve etrafını çeviriyorsunuz, yani yarı yarıya tekeliniz altında. Bölgenize izinsiz girenlere karşı herhangi bir sert önlem aldınız mı?"
Katsuragi'nin sakin sözleri Horikita'yı olduğu yerde durdurdu.
"Bir sınıf bir noktayı işgal eder. Daha sonra, sınavın sonuna kadar puan alabilmek için o noktayı korumaya devam ederler. Bu yazılı olmayan kuralı ihlal ederseniz, kaos yaratırsınız. Doğal olarak, A sınıfı misilleme amacıyla D sınıfının üssüne izinsiz girecektir. Beladan kaçınmalıyız."
Söylediklerini görmezden gelmek mümkündü ama yapamazdık. Katsuragi'nin dediği gibi, diğer sınıfların hepsi bilinçsizce birer bölgeyi işgal etmişti. Eğer bu kuralı bozarsak, sorunlarımız büyüyecekti. Horikita topuklarının üzerinde döndü ve mağaradan uzaklaştı.
"Peki, tamam. Sonuçları ve A sınıfının yeteneklerini görmek için sabırsızlanıyorum."
"Oldukça yetenekliyiz. Sizden de bir şeyler bekliyoruz D sınıfı, yani beyhude çırpınışlarınızı."
Bu kısa görüşmeden sonra Horikita'nın yelkenleri suya indi. Katsuragi ortaya çıkmasaydı, Horikita muhtemelen vinil tabakanın diğer tarafına geçecekti.
"Yahiko, ucuz provokasyonlara cevap verme. Onun amacı zorla içeri girip etrafa bakmaktı. Eğer haklı üstünlüğünü onların yüzüne vurursan, karşı taraf geri çekilecektir."
"Ö-özür dilerim."
Horikita'nın geri çekilmek dışındaki tüm seçeneklerini ellerinden almışlardı. Harika, harika.
"Görünüşe göre A sınıfını yalnız bırakmak zorundayız. Onları kesinlikle araştıramayız."
Bölgeyi ele geçirdikten sonra, büyük bir kısmını zaptedilemez bir duvarın arkasına sakladılar. Ancak, onların çabalarına rağmen, etkileşimden bir şeyler çıkarmayı başardık.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
