"Atsumu iyiyim diyorum, ya sabır!"<~>
"Ya abi! Hala asansör kavgası yapıyorsunuz! Sakusa siktir git lan!" Atsumu, Sakusa'yı ittirdiğinde ikisi çoktan kavgaya girişmişti bile.
"Başım ağrıyor" Hina, uyku mahmurluğu ile gözlerini açmadan konuştuğunda Sakusa ve Atsumu kavgasına hızlıca son vermişti.
"Hadi Atsumu, asansöre" Osamu, Bokuto, Atsumu, Sakusa ve kucağında Hina ile Kuroo'da binmişti.
"Hina'm iyi geceler!" Oikawa öpücük atarak merdivene yöneldiğinde İwa ve Suna da hemen arkasındaydı.
"Çok yorulmuş olmalı" Hina'ya bakarak demişti Osamu. Akaashi de hemen peşinden kafasını sallamıştı.
"Normal değil mi? Ben bu kadar çabuk toparlayamazdım"
"Ben ölürdüm yüksek ihtimalle" Atsumu'nun cümlesine Bokuto'da hak vermişti.
"Bende abi! Baksana Hina'ya maşallah!" Bokuto'nun katına geldiklerinde Bokuto inerek hepsine iyi geceler demişti.
Gözler Kuroo'ya döndüğünde hızlıca omzunu silkmişti.
"Benimle kalsın" diğerlerinin sırıttığına o kadar emindi ki dönüp bakmamıştı bile. Asansörün kapıları açıldığında hepsi evine girmişti.
Kuroo, dairenin kapısını arkasından kapattıktan sonra odasına doğru ilerleyerek Hina'yı yatağına dikkatlice yerleştirmişti.
Ceketini üstünden çıkartarak üstüne yatakta ki battaniyeyi örtmüştü.
Bir kaç dakika daha Hina'yı izledikten sonra yatağın kenarından kalkmıştı. Üstünde ki kazağını çıkartarak onun yerine siyah sıfır kollu tişörtünü giymişti, altına da siyah eşofmanını giydikten sonra dolabın üst rafından yastık ve battaniye çıkarmıştı.
Hina, ona sinirli olmasaydı hiç düşünmeden yanında yatardı ama sabah bir bayılmayı daha kaldıramazdı. Odadan ayrılacağı esnada duyduğu güçsüz ses adımlarını durdurmuştu.
"Kuroo..." kafasını yavaşça arkasına çevirdiğinde Hina'nın az bir şey gözlerini araladığını fark etmişti ama yüksek ihtimalle hala rüyada olduğunu sanıyordur.
"Efendim güzelim" yavaşça yatağın kenarına yaklaştığında Hina'nın hafifçe titreyen bedeni kaşlarını iyicene çatmasını sağlamıştı.
"Hina?" Soğuktan mı titriyor, hala korktuğu için mi tam anlam verememişti.
"Yanımda...uyusana" gülümsemeden edememişti. Elinde ki yastık ve battaniyeyi yere bırakarak dikkatlice yatağa uzanmıştı.
Hina'nın sabah kendisine küfredeceğini bile bile umursamadan Hina'yı dikkatlice göğüsüne doğru çekmişti. Elini de beline koyduktan sonra gözlerini kapatmıştı Kuroo.
Bir haftanın sonunda ilk defa bu kadar deliksiz uyku uyumuştu Kuroo. Kesintisiz, kabussuz bir uyku. Üstünde bir kıpırdanma hissi ile gözlerini biraz araladığında Hina'nında gözleri kısık bir şekilde etrafı izlediğini fark etmişti.
"Günaydın güzelim" ve evet...kendisine dönen sinirli bakışlar, çatılan kaşlar ve sövmek için aralanan dudaklar.
Hina söze giremeden Kuroo'nun dudakları konuşmasını engellemişti. Elini yanağına koyarak başlattığı öpüşmeyi biraz daha derinleştirdiğinde Hina hızlıca geri çekilmişti.
"Köpek!"
"Ayıp oluyor ama" tekrardan sinirle Kuroo'ya döndüğünde Kuroo teslim olurmuşçasına ellerini havaya kaldırmıştı.
"Sizin voleybol kulübü ne oldu? İki haftadır gitmiyorsunuz..." onun yüzünden gidemediklerini biliyordu.
"İki hafta gitmezsek bir şey kaybetmeyiz. Maçlara gidemedik zaten, kaçırdık. Antrenmanlara haftaya başlarız yine sen boşver kulübü" anladığımı belirterek kafamı salladığımda bacaklarımı yataktan sarkıtmıştım.
"Okula ne zaman gideceğiz?" Ayakta bile düzgün duramazken okulu sormam çok absürttü.
"Tanımasam okula gitmek için yanıp tutuşuyor derim..." sinirle yanımda ki ufak yastığı Kuroo'ya fırlattığımda havada yakalayarak göz kırpmıştı.
"Okula gitmene daha var güzelim. Şimdi kahvaltı yapalım." Yüzümü buruşturarak dilimi çıkarmıştım iğrendiğimi göstermek için.
"O iğrenç sağlıklı yemekler ile daha işim yok. Sana afiyet olsun!"
"Sadece sağlığın içi-
"Kuroo! Sen kendi sağlığın için tüketebilirsin" Kuroo derin bir nefes alarak yanıma geldiğinde omzumu silkmiştim.
"Pekala...önce üstünü değiştirelim senin" itiraz etmeyecektim. Kolunu hareket ettirse bile canım oldukça acıyordu zaten. Kuroo dolabından gri oversize bir tişört çıkartarak yanıma gelmişti.
Parmakları tişörtümün uçlarını tuttuktan sonra dikkatlice kafamdan da çıkarmıştı. Yüzüme basan sıcaklık ile alt dudağımı dişlerimin arasına almıştım hızlıca.
Kuroo da benden farksız değildi. Yanakları kızarmış bir vaziyette üstüme tişörtü giydiriyordu. Kafamdan da geçirdikten sonra hızlıca ayağa kalkmıştı.
"Tamam! Şimdi kahvaltı için hazırız"
<~>
"Atsumu! İyiyim diyorum ya sabır" inanmamış bakışlar atarak kucağında ki poşeti uzatmıştı tekrardan.
"Bu meyve sularını hastahaneye getirmeyi unutmuşum...evde içersin artık" poşeti yanımda bıraktıktan sonra mutfağa ilerlemişti.
"Şaka gibi geliyor yaşadıklarımız" Oikawa'nın dalgın bakışları eşliğinde kurduğu cümleye kafamı sallamıştım.
"Bu hayatta vurulacağımı hiç düşünmemiştim" Bokuto küçük bir kıkırdama sunduktan sonra yanımda oturarak kolunu omzuma atmıştı.
"Garip bir anımız oldu"
"Hina'nın vurulması mı?"
"Evet!" Dedi Bokuto gülerek, tek amacı ortamı yumuşatmaktı.
Aklıma gelen bazı düşünceler ile kaşlarımı çatarak düşüncelerin aklıma girmesine izin vermiştim.
"Hina?" Kuroo, tekli koltuktan kalkarak yanıma doğru geldiğinde kafamı kaldırarak ona bakmıştım. Kafama o kadar hasar almasaydım belkide bir umut hatırlayabilirdim. Dudaklarımı yavaşça araladıktan sonra Kuroo'ya dönmüştüm.
"O gün...Kinota bana bir şey söyledi ama hatırlayamıyorum ondan sonra da zaten...parmağımı kırdı..." Bokuto elini sırtıma koyarak rahatlamam için okşamıştı.
"Ne söylemiş olabilir ki?"
"O piçten her şeyi beklerim ben! Bok ağızlı!" Atsumu ağzına bir elma dilimi atmadan önce sinirle konuşmuştu. Daha sonra da sinirle Kuroo'ya dönmüştü.
"Kuroo zevkini sikeyim senin ya! Evin meyve sebze ile dolu!"
"Sporcuyuz ya hani? Hani voleybolcuyuz ya Atsumu!" Suna gözlerini devirerek söylendikten sonra Atsumu büyük bir kahkaha atmıştı.
"En son ne zaman antrenmana gittin göt"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bina Kuroo Tetsurō
FanfictionYeni bir binaya taşınan Hina gelecekte ki sevgilisi ve en yakın arkadaş olacağı kişilerden başta çokta haz etmez.