4

407 49 4
                                    

Hyunjinin 10, Felixin 7 yaşı var.

.
.
.

Felix yedi yaşına geldiğinde, Hyunjin'le geçirdiği zamanlar daha da kıymetli hale gelmişti. İkisinin de aileleri onları sürekli koruma altında tutuyordu, ama bugün farklıydı.

Bugün sadece ikisi, ailelerinin dikkatinden uzak, ormanın derinliklerinde dolaşıyorlardı. Hyunjin, Felix'i biraz hava almaya çıkarmıştı.

Ormanın huzur dolu sessizliği, etraflarındaki ağaçların hafifçe hışırdaması onları rahatlatıyordu.

"Hyunjin! Şuna bak!" diye bağırdı Felix, küçük adımlarıyla hızlıca koşarak bir ağacın dibine doğru ilerledi. Yerde parlak bir taş bulmuştu. Küçük elleriyle taşı aldı ve heyecanla Hyunjin'e gösterdi.

"Bu çok güzel, değil mi?"

Hyunjin, Felix'in bulduğu taşı görmek için eğildi ve hafif bir gülümsemeyle ona baktı. "Gerçekten çok güzel," dedi, ama aslında onun ilgisini çeken şey taş değil, Felix'in yüzündeki heyecandı.

Hyunjin, Felix'in bu saf mutluluğunu izlemekten büyük bir keyif alıyordu. Felix, her zaman böyle parlak, neşeli ve enerjikti.

"Bunu saklayacağım," dedi Felix, taşı ceketinin cebine koyarken. "Belki şans getirir."

Hyunjin, Felix'in yanına oturdu ve gözlerini hafifçe kapatarak gökyüzüne baktı. Ağaçların arasından sızan güneş ışığı yüzüne vuruyor, onu sakinleştiriyordu.

"Buranın ne kadar güzel olduğunu fark ettin mi, Felix?" diye sordu yumuşak bir sesle.

Felix de Hyunjin'in yanına oturdu, küçük bacaklarını kıvırarak. Onun gibi gökyüzüne baktı, ama o Hyunjin'in huzurlu yüzüne odaklanmıştı. Hyunjin'in yanında olmak ona her zaman güven veriyordu.

"Evet," dedi küçük bir gülümsemeyle. "Ama bence her yer senin yanındayken güzel."

Bu sözler Hyunjin'in kalbini ısıttı. On yaşındaydı, ama Felix'in söyledikleri onu her zaman derinden etkiliyordu. Felix'e baktığında, onun kendisi için ne kadar özel olduğunu hissediyordu, ama bu hisleri tam olarak kelimelere dökmek zor geliyordu.

Yine de Felix'le olmak, onunla konuşmak ve gülümsemek Hyunjin'e dünyanın en huzurlu şeylerinden biri gibi geliyordu.

"Seninle burada olmak güzel, Felix," dedi Hyunjin. "Burası sadece ikimizin yeri olsun. Kimse burayı bilmesin, tamam mı?"

Felix başını hızla salladı. "Söz veriyorum, kimseye söylemeyeceğim!" dedi, ciddi bir tavırla.

Hyunjin'in bu isteği ona önemli bir sırmış gibi gelmişti ve bu sırrı korumak için elinden geleni yapacaktı.

Bir süre sessizce oturdular, sadece doğanın sesleri ve aralarındaki huzur dolu atmosferle baş başa kaldılar. Hyunjin, Felix'e dönüp baktı.

"Biliyor musun, bir gün büyüdüğümüzde de burada buluşuruz," dedi. "Her zaman bu yer bizim olsun."

Felix heyecanla gülümsedi. "Evet! Büyüyünce de buraya geleceğiz, o zaman belki kendi evimizi bile yaparız!" diye hayal kurmaya başladı.

Hyunjin, Felix'in hayalperest tavrını izlerken gülümsedi. "Kendi evimiz mi? Belki de," dedi.

Onunla bu tür hayallere dalmak, geleceğin daha parlak ve huzurlu olacağına dair bir umut veriyordu.

Felix birden yerinden kalkıp Hyunjin'in yanına geldi ve eğilerek kollarını ona sardı. Küçük bedeniyle Hyunjin'e sıkıca sarıldı.

"Sen benim en iyi arkadaşım ve koruyucumsun, Hyunjin," dedi yumuşak bir sesle. "Sana her zaman güveneceğim."

Hyunjin, Felix'in bu ani sarılışına şaşırsa da hemen karşılık verdi. Onun küçük bedenini nazikçe kollarının arasına aldı.

Felix'in bu samimiyeti, Hyunjin'in içinde büyüyen koruma içgüdüsünü daha da güçlendiriyordu.

"Ben de sana hep güveneceğim, Felix," diye fısıldadı. "Sana bir zarar gelmesine asla izin vermem."

İkisi de bu anın güzelliğini hissetmişti. Ailelerinin baskısından uzakta, sadece ikisi, sessiz bir ormanın derinliklerinde, birbirlerinin varlığıyla huzur buluyorlardı.

Hyunjin, Felix'i yanından hiç ayırmak istemiyordu. Onun neşesi, saf sevgisi ve güveni Hyunjin'i her zaman büyülüyordu.

"Bir gün her şey çok daha iyi olacak, Felix," dedi Hyunjin, gözlerini kapatarak. "Sana söz veriyorum."

Felix, Hyunjin'e güven dolu gözlerle bakarak gülümsedi. "Ben de sana söz veriyorum," dedi. "Her zaman birlikte olacağız."

Ormanın sessizliği içinde, bu iki çocuk birbirlerine verdikleri sözlerle daha da yakınlaştı. Aralarındaki bağ her geçen gün güçleniyor, her yeni buluşmaları onları birbirlerine daha da bağlıyordu.

Don't dare me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin