46

190 36 55
                                    

Nerde o sevişsinler, sevişsinler diyen okurum? İyi okumalar askm, yorumlarını alırım kskksksksk

İyi okumalar

.

.

.

Hyunjin sarı gözleriyle Felix'in derin mavi gözlerine bakarken, içinde yükselen duyguları bastırmakta zorlanıyordu. 

Yine de sakinliğini koruyarak yavaşça, "Başlarsam durmam," diye fısıldadı. Sesi hem bir uyarı hem de bir itiraf gibiydi. 

Felix'in cevabı basitti; tereddütsüz bir şekilde başını salladı, onaylıyordu. O an ikisi de bu anın geri dönülemez olduğunu biliyordu.

Hyunjin'in eli, nazikçe Felix'in yüzüne doğru uzandı. Avucu, Felix'in yumuşak yanağına yerleşirken başparmağıyla hafifçe tenine dokundu. "Benim biricik eşim," diye mırıldandı, sesi sevgiden yumuşamıştı. 

Ardından alnına usulca bir öpücük kondurdu. Bu hareket, Felix'in içindeki huzuru ve aşkı daha da derinleştirirken, Hyunjin'in gözlerindeki tereddüt hala kaybolmamış gibiydi.

Felix, Hyunjin'in kararsızlığını fark etti. Onun çekingenliği karşısında küçük bir gülümsemeyle, kararlılığını göstermek istercesine ellerini Hyunjin'in kıyafetlerine doğru uzattı. 

Parçalarını çıkarmasına yardım ederken bir yandan ona ne kadar güvendiğini gösteriyordu. Hyunjin'in montu ve yeleği yere düşerken, Felix gözlerini bir an bile ondan ayırmadı. Hyunjin şimdi yalnızca sade bir tişörtle kalmıştı; Felix'in ince parmakları tişörtün kumaşına dokunduğunda, Hyunjin bir anda derin bir nefes aldı.

Delta ve vita arasındaki bağ, her zamankinden daha güçlü hissediliyordu. Hyunjin'in koruma içgüdüsü, Felix'in hassas vitasına olan sevgisini daha da derinleştirmişti. Felix'in tenindeki narin titreşimler bile Hyunjin için birer mesaj gibiydi; "Yanımda ol, beni koru ve sev." 

Ve Hyunjin bunu yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyecekti. Felix onun biricik eşi, kalbinin en derin köşesindeki huzurdu.

Felix, yavaşça ellerini Hyunjin'in göğsünde gezdirirken, aralarındaki mesafeyi kapattı. Dudakları Hyunjin'in dudaklarına yapıştığında, öpücük ilk başta nazik ve yumuşaktı. Ama saniyeler ilerledikçe öpücükleri daha tutkulu bir hâl aldı. Hyunjin, Felix'i belinden kavrayıp daha sıkı sarıldı. Onun kırılgan gibi görünen bedenindeki inatçı kararlılık ve cesaret Hyunjin'i her seferinde büyülüyordu.

Hyunjin ellerinin Felixin bacaklarından geçirip onu bir hamlede kucağına aldı. Ani hareket yüzünden kalbi ağzına gelen Felix şaşkın bir nida kaçırmıştı lakin çabuk toparladı. Ellerini Hyunjinin omzuna koydu ve bacaklarını onun beline doladı. Sırtı sertçe az önce oturduğu koltuğa sertçe geldiğinde Felix şaşkınlıkla inledi.

"Hyunjin yavaş." dedi Felix. Lakin onu dinleyen yoktu. Hyunjin kanepenin üzerinde yer kaplayan yastıkları hızla yere fırlattı. Felix uyuyan kaplanı uyandırdığını daha yeni anlıyordu. 

Hyunjin bir dizini kanepeye koyarak onun bacaklarının arasına yerleşti. Elleri ise Felixin omuzlarındaydı. "Güzelliğin aklımı başımdan almış olmalı." dedi ve dudaklarını onun boynuna gömdü. Kısa sürede Hyunjinin soğuk dudaklarına rağmen ıslak ve sıcak dili Felixin boynunda dolaşmaya başlamıştı. Onu sertçe öpüyor, canını yakmamaya çalışarak emiyordu.

Dudaklarını boynunda gezdirmesinden ziyade eli t-shirtünden içeri gittiğinde Felix ürperdiğini hissetti, lakin onu ittirmedi. İzin verdi. Hyunjin Felixin t-shirtünü sertçe yukarı kaldırıp çokta nazik olmayacak bir şekilde üzerinden çıkardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Don't dare me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin