41

265 48 32
                                    

İyi okumalar! Yorum yapmayı unutmayalım!

Sınır 33 oy 15 yorum

.

.

.

Soğuk bir sabahın ayazı pencereden içeri süzülürken, Hyunjin ve Felix hafta sonu geçirdikleri sıcak ve huzurlu zamanın ardından yeniden ayrılma vaktinin geldiğini hissettiler. Gün ağarmıştı, ama hava o kadar soğuktu ki, beyaz bir buğu her nefeste havada asılı kalıyordu. 

İkili, erkenden kalkıp birlikte kahvaltı etmiş ve Felix'in üniversiteye zamanında yetişmesi için hazırlanmışlardı. Hyunjin, Felix'in her anını, onunla geçirdiği bu anları hafızasına kazımak istercesine izliyordu.

Felix, kapının önünde eğilmiş ayakkabılarının bağcıklarını bağlamakla uğraşırken Hyunjin, onun hâlâ beresini takmadığını fark etti. Hafifçe kaşlarını çatarak, yumuşak ama otoriter bir sesle, "Bereni tak," dedi. Felix başını kaldırıp gülümsedi ve "Tamam," diye mırıldandı, ama elleri hala ayakkabılarının bağcıklarındaydı. 

Hyunjin onun sakar hareketlerini izleyip eğildi ve "Bana bırak, meleğim." diyerek ellerini hafifçe Felix'in ellerinin üzerinden çekti. Felix, sıcak bir tebessümle Hyunjin'i izlemeye koyuldu. Hyunjin, her zamanki dikkatli ve özenli tavrıyla Felix'in bağcıklarını sıkıca bağladıktan sonra başucundaki beresini alıp, onun sarı saçlarını hafifçe düzeltip beresini başına geçirdi.

Hyunjin'in bu özenli hareketlerini izlerken Felix'in içi sımsıcak oldu, istemsizce gülümsedi. Gözleri, Hyunjin'in gözlerinin içine bakarken maviye dönmüştü; duyguları ve mutluluğu adeta yüzünden okunuyordu. 

Hyunjin, onun bu bakışlarını fark edip gülümsedi. Kendini tutamayıp Felix'in dudaklarına kısa ama sıkı bir öpücük kondurdu. Felix'in gözleri kısıldı ve hafif bir kıkırdama çıktı dudaklarından.

Hyunjin hafifçe başını eğip, "Hadi, geç kalmayalım," dedi ve Felix'in elini nazikçe tutarak onu evden çıkardı. 

İkisi de arabaya bindiğinde Felix, "Seungmin'i de götüreceğiz, değil mi?" diye sordu. 

Hyunjin, arabayı çalıştırırken Felix'e dönüp, "Evet, merak etme," dedi. Seungmin, Felix ile aynı üniversitedeydi ve her gün birlikte okula gitmeyi bir ritüel haline getirmişlerdi. 

Hyunjin, aracı yola çıkardığında gözleri bir an için yanında oturan Felix'e kaydı. Onun huzurlu ifadesini izlerken, hafta boyunca Felix'ten ayrı kalacağını düşündü. İşleri bu aralar oldukça yoğundu, kendi şehrine dönüp her şeyi yoluna koymak zorundaydı. Felix'in yanında olmayı ne kadar arzulasa da işlerinin birikmiş olması onu dönmeye mecbur kılıyordu. İkisi de içten içe ayrı kalacakları için üzgündü, ama bunu birbirlerine belli etmemeye çalışıyorlardı.

Seungminle birlikte kaldığı evin önüne geldiklerinde Felix, hızlıca arabadan indi. Hafifçe üşüyen ellerini ovuşturarak kapıya yöneldi ve Seungmin'i çağırmak için zile bastı. Hyunjin, arabada onları bekliyordu.

Bir süre sonra kapı açıldı ve Seungmin, gözlerinde uykulu bir ifadeyle dışarı çıktı. Felix onu gülerek selamladı, "Hadi, Hyunjin bekliyor!" dedi. 

Seungmin hafif bir esneme ile Felix'in arkasından yürüyerek arabaya yaklaştı ve pencereden Hyunjin'e bakıp "Günaydın!" dedi. Hyunjin başını sallayıp onu selamladı, Seungmin de arka koltuğa yerleşirken Felix de hemen yanına oturdu.

Arabada, sohbet ederek yol aldılar. Hyunjin, direksiyon başında zaman zaman dikiz aynasından Felix'e ve Seungmin'e bakıyor, ikisinin neşeli sohbetini dinlemekten keyif alıyordu. Seungmin Hyunjinin bakışlarını yakalayıp Felixe baktı. Sırıtıp onun kulağına yaklaştı ve, oldukça kısık bir sesle, "Hyunjin sana seni yiyecekmiş gibi bakıyor." dedi. 

Lakin Seungminin unuttuğu bir şey vardı. Deltanın kulakları oldukça iyi duyuyordu. Karıncanın adımlarını bile duya biliyorken Seungminin dediğini duymamak aptallık olurdu. Hyunjin ve Felix, ikisi de onun dediğine güldüler.

Seungmin şaşkınlıkla Hyunjine bakıp, "Duydun mu?" diye sordu. Hyunjin gözlerini yoldan çekmeden kafasını salladı. 

Seungmin anlık utansa da boşverdi ve, "Eh, dediğime neden güldünüz? Yoksa arkadaşımı gerçekten yemeyi mi düşünüyorsun?" diye sordu ve güya bir korkuyla Felixin omuzlarına sarıldı. 

Hyunjin kararlılıkla, "Aynen. Senin dediğinden." dedi. Seungmin hıçkırdı. Felix bakıp gözlerini büyüttü. Hyunjin Felixi hep sever, her şeyden korurdu. Küçük şakalar yapar, sık sık öpmek isterdi. Ama büyüdükçe bunları gizli yapmayı terçih etmiştiler. Şimdi Hyunjinin Seungmini desteklemesi Seungmini düşündürmüştü. 

Hafta sonu ne olmuştu ki?

Felix kıkırdadı ve ona tatlı bir tebessüm ederek, "Biz sevgili olduk!" dedi sevinçle. Seungmin hem sevindi, hem de şaşırdı. 

"GERÇEKTEN Mİ? Sonunda be! Afferin size! Sonunda beni dinledin akıllım.!" dedi sonunda. Felixin ellerini tutuarak onu tebrik etti. 

Felix gülerken Hyunjin de Seungminin dediklerine tebessüm etmişti. Demek Seungmin de ikilinin sevgili olmasını bekliyordu. 

Felix, "Gerçekten.." dedi ve elini kolyesine getirdi. Kolyesini arkadaşına gösterdi: "Bak, bu da onun hediyesi." 

Seungmin elini kolyeye bakıp inceledi. "Çok güzelmiş. Lakin cümlenin devam nerede?" diye sordu. Çünkü Seungmin de yalnızca, "Biricik vitaya..." cümlesini görmüştü. Devamı olduğuna adı gibi emindi. Çünkü Hyunjin Felixe böyle bir cümleyle aşkını belli etmezdi. Hyunjinden daha farklı cümleler bekliyordu. 

Felix fısıltıyla, "Onu yalnız olduğumuzdan gösteririm sana. Şimdi derse yetişelim." dedi ve bir gözünü kırptı. Seungmin onun bu hareketine gülmüş ve cümlenin devamında ne ola bileceğini düşünmüştü.

Üniversiteye yaklaştıklarında, Felix'in bakışları yine Hyunjin'e kaydı, içinde onu özleyeceğine dair bir burukluk vardı.

Sonunda, üniversitenin kapısına geldiklerinde Hyunjin arabayı durdurdu. Seungmin ve Felix, birbirlerine kısa bir bakış attılar ve ardından Hyunjin'e dönerek teşekkür ettiler. Seungmin indikten sonra, Felix, öne eğilip Hyunjinin koltuğuna yaklaştı ve onun yanağına hızlı bir öpücük kondurdu 

Ardından sessizce fısıldadı, "Kendine dikkat et, tamam mı?" 

Hyunjin, ona sıcak bir bakışla karşılık verdi, "Sen de, bebeğim. Yine geleceğim yanına," dedi. Felix kafasını salladı ve onu onayladı.

Felix ve Seungmin üniversiteye doğru ilerlerken Hyunjin, arabanın içinde oturup onların uzaklaşmasını izledi. Felix, son bir kez arkasına dönüp el salladı. Hyunjin, gülümseyerek ona karşılık verdi ve ardından onları izleyerek içindeki boşluk hissine rağmen derin bir nefes alarak şehre doğru yola koyuldu





Selamlar arkadaşlar nasılsınız? Hafta sonunuz nasıl geçiyor?

Sizin için 4 yeni bölüm attım. Her birinin oy sınırı dolduğunda, yeni bölüm atacağım!

Çok tatlı bir bölümdü yeniden. Bu hikaye baya dingin ve sorunsuz gidiyor. Nedenini bende bilmiyorum kskskks

Profilime girip takip edermisiniz?🥺💘

Don't dare me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin