38

616 88 17
                                    

Beklettiğim için üzgünüm periler :)  Eminim seveceksiniz!

İyi okumalar! Yorum yapmayı unutmayalım!

Sınır 33 oy 15 yorum

.

.

.

Hyunjin Felixin onu aramasını beklerken birden kapı çaldı. Hyunjinin kaşları çatıldı. Bu evə kim gele bilirdi ki?

Hyunjin hemen kapıya koştu ve kapıyı açtı. Gelen Felixti.

"Çiçeğim? Neden haber vermedin? Seni ben arabayla getirecektim." dedi Hyunjin ve onu hızla içeri aldı.

Felix montunu çıkarırken, "Erken gittiler, kendim geleyim dedim." dediğinde Hyunjin kafasını salladı.

"Çok yorgunum Hyunjin. Hadi uyuyalım..." diye mırıldandı ve yorgun ifadesini takındı. Hyunjin de onun yorulduğunu hissediyordu. Lakin kolye?

Hyunjin gülümseyip, "Neden yoruldun ki? Baban ve annen canını mı sıktı?" diye sordu.

Felix hemen kafasını salladı ve merdivenlere yöneldi.

Hyunjin onun gerçekten uyanmaya gittiğini anladığında telaşla, "Canım, seninle dışarı çıkmayı planlamıştım. Gidelim mi?" diye sordu.

Vita zaten yorulmuştu. Kesinlikle dışarı çıkmak istemiyordu. Gözlerini doldurup Hyunjine baktı. Yaptığı duygu sömürüsüydü.

Hyunjin onun dolu gözlerine bakıp, "Tamam, tamam. Uyumaya gidiyoruz. Gözlerini doldurma hemen." dedi ve onun yanaklarını okşadı. Sonra ellerini tutup onu odaya yönlendirdi. Oysa ki bu gün onun sevgilisi olmak istiyordu.

Felix üzerindekileri çıkarmadan yatağa girdi ve Hyunjine gülümseyerek baktı. Her defasında Hyunjin onun her istediğini yapıyordu. Bütün duygu sömürüleri onun üzerinde çalışıyordu.

Hyunjin, Felix'in yorgunluğunu ve tatlı huysuzluğunu içten bir gülümsemeyle izlerken, onun her dediğini yerine getirmekten asla bıkmadığını fark etti. Felix'in mavi gözleri ona bakarken, gözlerindeki ışıltı her zamanki gibi onu derinden etkiliyordu. Hayatındaki en basit anlardan bile tat almasını sağlayan, Felix'in bu eşsiz sıcaklığıydı. 

Yatağa girip yorganı kendine çeken Felix'e bakarak siyah kazağını çıkardı ve t-shirtle kaldı. Onun yanına kıvrılıp yerleştikten sonra hafif bir hareketle ışığı kapattı, odada yalnızca loş bir ay ışığı kaldı.

Felix, gözlerini kapatarak yavaşça derin bir nefes aldı, Hyunjin'in onun yanında olmasının getirdiği huzuru hissediyordu. Hyunjin, onun bu sakin halini sevgi dolu bir bakışla izlerken, Felix'e daha yakın olmak için usulca ona sokuldu. Kolunu onun omzuna dolarken, Felix'in başı da doğal bir hareketle Hyunjin'in göğsüne yaslanmıştı. Felix'in sıcak nefesi göğsünde bir ritim oluşturuyor, kalplerinin aynı uyum içinde atmasına sebep oluyordu.

"Hyunjin?" diye mırıldandı Felix, gözlerini kapatmış haldeyken.

"Efendim?" diye cevap verdi Hyunjin, sesindeki huzur ve tatlılık duyulabiliyordu.

Felix hafif bir gülümseme eşliğinde, "Sen... Benim her istediğimi yapıyorsun, farkındasın değil mi?" dedi, gözlerini yavaşça açıp ona bakarak.

Hyunjin kaşlarını kaldırdı ama içinde şefkat dolu bir gülümseme vardı. "Evet, farkındayım," dedi hafif bir gülümseme eşliğinde. 

Felix bu sözle kendini biraz daha yakınlaştırdı. Hyunjin'in sıcaklığı ona kendini güvende hissettiriyordu. "Ama böyle giderse beni fazla şımartacaksın, biliyorsun değil mi?" diye fısıldadı şaka yaparcasına.

Don't dare me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin