34

338 47 33
                                    

İyi okumalar!

.

.

.

Hyunjin, Felix'in mesajlarını okuduktan sonra yerinde duramıyordu. Bay Lee'nin sert ve otoriter tavırları yüzünden Felix'in incindiğini derin bir şekilde hissediyor, onu koruma içgüdüsü yüreğini yakıyordu. Öfkesi içinde büyüdükçe büyüdü, sakinleşmek için birkaç derin nefes aldıysa da hisleri dinmek bilmedi. Onlarlar konuşmaya gitdi.

Gözlerini kısarak kapıya doğru ilerledi ve kararlılıkla Felixlerin evinin kapısını çaldı. Kapı açıldığında karşısında Bay Lee'yi buldu. Bay Lee'nin soğuk bakışları altında bir an tereddüt etti, ama içindeki kor gibi yanan öfke, onu bu yüzleşmeden alıkoyamayacaktı. Bay Lee, kapıyı yavaşça açtı ama Hyunjin'i içeri almak konusunda isteksizdi. 

Sessiz bir an süresince ikisinin de gözleri birbirine kenetlendi; Hyunjin'in yüzündeki kararlılık Bay Lee'nin suratıyla çatışıyordu.

"Buraya neden geldin, Hyunjin? Bu saatte evimize gelmen pek hoş değil."

Bay Lee'nin sözlerinde yadırgayan ve mesafeli bir ton vardı. Hyunjin, içindeki öfkeyi ve kızgınlığı kontrol altına alarak sesini olabildiğince sakin tutmaya çalıştı.

Felixin annesi ise ikilinin yanına gelip, "hoş geldin Hyunjin. Nasılsın? Buyur içeri geç." Dedi ve kocasına göz devirip onu içeri aldı.

Hyunjin ise teşekkür edip içeri girmişti. Üçü salona geçtiler. Hyunjin kanepeye rahat bir şekilde oturduğunda Bay Lee sinirle onun önündeki koltuğa geçti. Bu çocuğun bu kadar rahat olmasını anlamıyordu.

"Felixle zaten bu gün gizlice görüşmüşsün. Ne diye geldin? Ne istiyorsun bay delta?" Felixin babası alayla konuşmuştu.

"Felix'i ağlattığınızı duydum. Neden onu bu kadar incittiniz, Bay Lee? Felix sizin yüzünüzden ağladı!"

"Pardon? Sen kimsin ki beni sorguluyorsun?"

Hyunjin sinirlenmeye başlıyordu. Adeta tıslarayak, "Cevap verin."dedi.

Bay Lee, Hyunjin'in sözleri karşısında bir an şaşırdı. Ancak, yaşadığı şaşkınlığı hemen bastırarak yüzüne otoriter bir ifade yerleştirdi. Kalbinde Felix'in iyiliğini düşündüğünü iddia ederek konuşmaya başladı.

"Onun iyiliği için endişeleniyorum. Ona sadece ruh eşi olmadığını hatırlatmaya çalıştım."

Hyunjin, dişlerini sıkarak başını iki yana salladı. Bay Lee'nin Felix'i koruma bahanesi altında onu kırıp dökmesine artık dayanamıyordu. Sert bir şekilde dedi:

"Bir daha ruh eşi konusunu açıp onu kırmayacaksınız."

"Onun eşi değilsin! Bu şekilde konuşamazsın!"

Hyunjinin gözlerinde öfkeyle karışık bir kararlılık parladı ve daha sert bir sesle cevap verdi.

"Felix benim ruh eşim! Bunu size geçen sene söylemediysem bu, onu korumak istediğim içindi!"

Bay Lee, Hyunjin'in bu açıklamasına inanmayarak gözlerini kısmıştı. Sesinde alaycı bir tını vardı.

"Yalan söylemeyi bırak. Madem ruh eşiydi, neden bunu sakladın?"

"Yalan mı? Ben asla yalan söylemem. Ruh eşi olduğumuzu kanıtlamam bir saniyemi almaz."

"Evlat, sen bilseydin bunu bir saniye bile geçikmezdin. Sen kimi kandırıyorsun? Şimdi bir her gün onu kokunla işaretliyorsun. Eşin olsaydı onu her kese ilan etmekten bir saniye bile tereddüt etmezdin!"

Don't dare me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin