45

151 34 17
                                    

.

.

.

Hyunjin, uzun bir hafta boyunca Felix'ten uzak kalmanın sıkıntısını içinde derinden hissetmişti. Felix'in ihtiyaç duyduğu anlarda yanında olamamak, ona en zor gelen şey olmuştu. Sonunda üniversiteye yeniden başlayan Felix'i görmek için hazırlıklarını tamamladı ve onun yanına gitmeye karar verdi.

Hyunjin, bir haftanın ardından Felix'i yeniden görmek için sabırsızlanıyordu. Kalbi, onu düşündükçe bir an bile durmamacasına çarpıyor, içinde biriken özlem dalgaları gittikçe büyüyordu. Felix'in sevdiği çiçeklerden bir buket almış, her şeyi unutturacak şekilde onun yüzündeki o parlak gülümsemeyi görmek için kapısına dayanmıştı. Derin bir nefes alarak kapıyı çaldı.

Kapı hızla açıldığında, Felix'in gözlerindeki ışıltı tüm yorgunluğunu alıp götürdü. "Hoş geldin!" diye sevinçle seslendi Felix, sesi mutlulukla titriyordu. Hyunjin, onu görmenin verdiği huzurla gülümsedi. "Hoş buldum, güzelim," diye yanıtladı, sesi yumuşak ve sevgiydi doluydu. Ardından içeri girdi. 

Felix, bir saniye bile beklemeden Hyunjin'in dudaklarına sıcacık bir öpücük kondurdu. Hyunjin, bir anlık şaşkınlıkla ona karşılık veremeden olduğu yerde donakalmıştı. Öpücük kısa ama yoğun bir duyguyu ifade eden türdendi; özlem, sevgi ve aralarındaki bağı yeniden hatırlatan bir mesaj gibiydi. Felix'in dudakları Hyunjin'in dudaklarından ayrıldığında, aralarındaki boşluğu hissetti.

"...Hâlâ kızgınlıkta mısın?" diye sordu Hyunjin, sesi alçak ve şüpheyle doluydu. 

Felix nazlı bir şekilde başını iki yana salladı ve söyledi, "Hayır, ama kızgınlıkta olmasam bile seni istediğimi göstermek için yaptım." Felix'in bu sözleri, Hyunjin'in kalbinde yankılandı. Deltanın güçlü ve koruyucu doğası, karşısındaki bu narin ama inatçı vitayı daha da derin bir sevgiyle kucaklamak istedi.

Hyunjin, Felix'e doğru bir adım attı. Bu sefer, inisiyatifi kendi aldı ve onu belinden kavrayarak kendine çekti. Bu yüzden elindeki buket büyük bir sesle yere düşmüştü. Dudaklarını Felix'in dudaklarına bastırdı. Öpücük, ilk başta nazikti; bir özür ve bir kabulleniş gibiydi. Ancak birkaç saniye içinde daha tutkulu bir hal aldı. Felix, Hyunjin'in güçlü ellerinin beline sıkıca sarıldığını hissettiğinde, içindeki huzur ve güven daha da büyüdü.

Hyunjin'in vücudu, içgüdüsel olarak fenomonlarını serbest bıraktı. Odayı kısa sürede deltanın kendine has, güçlü ve yoğun kokusu sardı. Felix, bu kokuyu her nefesinde içine çekti ve gözlerini kapatarak huzur dolu bir nefes aldı. Hyunjin'in kokusu ona güven, sevgi ve bir tür tamamlanmışlık hissi veriyordu. Bu, Felix'in ihtiyacı olan şeydi. Onun narin yapısı, fenomonların etkisiyle gevşemiş, vücudu daha rahat bir hale bürünmüştü.

Felix'in vücut ısısı hafifçe yükseldi, vitaya özgü tatlı çiçek kokusu odada yavaşça yayılmaya başladı. Bu koku, Hyunjin'in hislerini daha da yoğunlaştırdı. Felix, iki elini Hyunjin'in omuzlarına yerleştirip öpücüğe daha tutkuyla karşılık verdi. 

Dudakları, Hyunjin'in dudaklarıyla uyumlu bir şekilde hareket ediyor, her dokunuşta aralarındaki bağ güçleniyordu. Hyunjin, onu daha sıkı kucaklayarak, tamamen koruma içgüdüsüyle sarmaladı.

Öpüşme, sadece fiziksel bir temas değil, ruhlarının birbirine dokunması gibiydi. Felix, yavaşça Hyunjin'in boynuna dokunarak oraya küçük öpücükler kondurdu ve kokusunu daha da derinden içine çekti. Bu hareket, Hyunjin'in içgüdülerini daha da harekete geçirdi. 

Hyunjin, Felix'in sıcak dudaklarını boynunda hissettiğinde tüm düşünceleri bir anda silindi. Felix, başını hafifçe kaldırarak Hyunjin'in boynuna küçük, nazik öpücükler kondurmaya devam etti. Her dokunuş, Hyunjin'in içinde bir fırtına koparıyor, kalbindeki özlemi daha da derinleştiriyordu.

Hyunjin'in nefesi hızlanmıştı. Vücudu istemsizce Felix'e daha yakınlaşmak istiyor, ama bir yandan kontrolünü kaybetmemek için çaba sarf ediyordu. Felix, yavaşça nefesini boynuna üfleyerek hafif bir sıcaklık hissettirdi. 

Ardından Hyunjin'in tenine dilini hafifçe değdirerek bir öpücüğün etkisini artırdı. Bu küçük ama etkileyici hareket, Hyunjin'in içgüdülerini tamamen harekete geçirdi.

Hyunjin, "Beni çileden çıkarıyorsun," diye fısıldadı, sesi derinden ve kısık bir tondaydı. Felix bu sözlere sadece bir gülümsemeyle karşılık verdi, gözleri tatlı bir masumiyetle parlıyordu. 

Ancak Hyunjin'in içinde yükselen o yoğun hisler artık kontrol edilemez bir hale gelmişti. Felix'in dilinin tekrar boynunda dolaştığını hissettiğinde, sabrı tamamen tükendi.

Felix'i hafifçe kendisinden uzaklaştırarak yüzüne baktı. Onun sevimli ama bir o kadar da meydan okuyan bakışları, Hyunjin'in içindeki tutkuyu daha da körükledi. Bir saniye bile tereddüt etmeden, Felix'in narin boynuna eğildi ve dudaklarını sıkıca bastırdı. 

Öpücük, önce nazik ama derindi; Hyunjin'in dudakları Felix'in hassas cildinde bir iz bırakıyordu. Sonra öpücüğünü daha yoğun hale getirdi, Felix'in boynuna sevgisini ve sahipleniciliğini hissettirmek istercesine dudaklarını bastırdı.

Felix, Hyunjin'in bu hareketine kıkırdayarak karşılık verdi. O kadar mutluydu ki, kalbindeki tüm kırgınlıklar ve yalnızlık duygusu silinip gitmişti. Hyunjin'in kokusu, sıcaklığı ve bu sevgi dolu temas, onun için huzurun ta kendisiydi. Ruh eşinden gelen bu sevgi dolu hareketler, Felix'in tüm bedenine mutluluk yayıyordu.

Hyunjin, boynundaki öpücüklerden sonra dudaklarını onun çenesine doğru kaydırdı. 

"Benim tarafımdan sevildiğini sana her zaman hissettireceğim," diye mırıldandı Hyunjin, sesi hala yumuşak ama bir o kadar da kararlıydı. 

Felix, Hyunjin'in boynuna sarılarak onu kucakladı. "Bunu zaten hissediyorum," dedi alçak bir sesle. Hyunjin bu cevabı duyduğunda hafifçe gülümsedi ve Felix'in alt dudağına bir öpücük kondurdu.

Felix, "Ama bu gün... beni başka şekilde sever misin?" diye sordu onun gözlerinin içine bakarak. Gözleri mor değildi. Yani kurdunun etkisinde değildi. Felix kendisi onunla olmak istiyordu. 

Hyunjin yutkundu. Gözleri sapsarı rengi alıp, bütün bedenini deltanın kontrolüne verdi. Odadaki atmosfer, birbirine karışan fenomonların etkisiyle daha da yoğunlaştı. Hyunjin'in güçlü, hırçın ve ait etmek için yanıp tutuşan kokusu, Felix'i sarıp sarmalarken, Felix'in tatlı ve çiçeksi kokusu Hyunjin'in ruhuna dokunuyordu. 


devamı diğer bölümde....

Sınır 40 oy

Don't dare me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin