-Yürüyerek gidelim.
Sokağa çıktığımızda ellerini bırakmıştım.Bu konu hakkında nedense onu azarlamak,ona kızmak içimden gelmemişti.
-Tamam.
İkimizde sessizce bir öndeki sokağa yürüdük.Rafet amca bizim bahçe kapısından Ayşe teyzeyle konuşuyordu.Ayşe teyze sinirliydi.
-Ne oluyor?
Hızla bahçeye girip Ayşe teyzenin yanına koştum.Demirde benimle gelmiş,bahçe kapısını kapatmıştı.Rafet gıcığıda dışarıdan konuşmaya başladı.
-Ne olacak! Yine köpeğin bas bas bağırıyor.Bir huzur verdiği yok ki.Susturun diye geldim.Ayşe hanımda ne yapayım susmuyor köpek bu diyerek bana akıl veriyor.Yaşlı bir şey zaten.Zehir atıverin önüne. Biz çekmek zorunda mıyız canım senin köpeğinin sesini?
Adamın her bir haykırışı sinirlerimi tepeme çıkarıyordu.
Walter'a köpek demişti!.Zehir atıverin demişti!
-Sen ne diyosun be? Ne zehir atması? Birde namaz kılıyorsun,dua ediyorsun.Millete dinsiz diye ahkam kesiyorsun.Senin dininde hayvanların canını almak günah değil mi be adam? Sen nasıl dersin böyle bir şey? Yazık değil mi? Günah değil mi?
Bir kaç saniye durduktan sonra ona doğru yaklaştım.
-Hem ben sana demedim mi bir daha Walter'a köpek deme diye?
Diyerek bağırdım.
-Senden bir şey olmaz.Evlendin gittin hala aynısın.Kocanda öğretememiş sana terbiyeyi,adabı.
Dişlerimi fazla sert sıkıyordum.
-Siz ne dediğinizin farkında mısınız bey efendi? Eylül benim eşim.Onun hakkında bu şekilde konuşamazsınız.Ayrıca şu anda onunla bu şekilde konuştuğu için grur duyuyorum.
Demir'i pür dikkat dinlemiştim.Benim için Rafet le konuşması,hele ki beni savunarak konuşması beni ona ciddi anlamda hayran bıraktırmıştı.
Rafet amcada zaten Demir'in sözlerinden sonra söylene söylene gitmişti.
-Teşekkür ederim.
Dedim Demir'e mahçup bir şekilde bakarak.
-Önemli değil.Az önceki yardımın yerine say.Ya da sayma.Zaten bundan sonra birbirimize yardım etmemiz gerek.
Gülümsedim ve kenarda durmuş bizi dinleyen tontişime koştum.
-Ayşe Sultanııııım.
Diyerek sımsıkı sarıldım ona.
Oda bana
-Kuzuuum.Diye sarılmıştı.
Sarılma faslımız bitince Ayşe sultana içeriye geçmesini söyledim.Ben biraz Walter'a bakacaktım.
Demir de içeriye geçmişti.
Walter'ın klübesinin önüne geldim.Yatıyordu ama uyumuyordu.-Walter! Oğlum!
Diyerek ellerimi dizime vurdum.
Bunun anlamı ''gel" demekti.
Biriciğim beni görünce havlayarak koşturdu.
Onunla on dakika kadar oyun oynadım.Yaşlıydı.Çabuk yoruluyordu.Bu sebeplede oyunu bırakmıştım.Gözlerimden istemsizce yaşlar dökülüyordu.Walter da fark etmiş ve sessizce ağlama der gibi bana bakıyordu.Sümüğümde akmıştı hem.
Cebime baktım.Şükürler olsun ki bu sefer peçetem vardı.Burnumu silerken gelen sesle arkamı döndüm.-Bu sefer sildiğin yer daha iyi değil mi?
Demirdi.Güldüm.Geçen sefer t shirt ümün eteğine silmiştim ve o görmüştü.
-Evet ama t shirt e silmesi daha kolay.
O da gülümsedi ve çimlerin üzerine,yanıma oturdu.Kucağımdaki Walter ı okşadı.
-Az koşturmadın bizi hee.
Dedi.Bu sefer gözyaşlarım arasından kahkaha atmamı sağladı.
-Birinci dersi geçtim.Seni güldürdüm.Şimdi söyle bakalım.Neden ağlıyorsun?
Birden tekrar akmaya başladı göz yaşlarım.
-Çünkü.Çünkü o.O çok yaşlı.
Sonunda göz yaşlarım arasından derdimi anlatabilmiştim.
Demir birden bana sarılınca ise önce ne yapacağımı şaşırsamda daha sonra ona karşılık verdim.Huzurluydu onun kolları.Acı hafifletici bir ağrı kesici gibiydi.Ya da ben ilk defa Ayşe sultan harici birisine gerçek bir şekilde sarıldığım için bu duyguyuda ilk defa tadıyordum.
-Hadi.Babanın yanına gidelim.
Tamam anlamında başımı salladım ve kokusunu özlediğim evime girdik.
Babam beni karşısında görünce çok şaşırmamıştı.Hatta gayet normaldi.Ben beni kovmasını falan bekliyordum ama her zamanki gibi davranmıştı.Soğuk.Sadece elini öptüm babamın.Sarılmadım bile ona.Zaten hiç bir zaman sarılmamıştım ki ona.Öz babam olduğuna bile şüphe duymuştum bir zamanlar ama yüzde yüz öz babamdı.Pek çok kanıtım vardı.Gözleri,yüzü birinci kanıt.Ayşe sultanın anlattıkları ikinci kanıt. AKrabalarım üçüncü.Birde çok önemli bir kanıt vardı tabi.Annem.
Yüzünü zorlada olsa kalan bir fotoğraf sayesinde hatırladığım ama ölümüne dair hiç bir şey hatırlamadığım annem.El öpme merasimimiz bitmişti.Şimdi ise uzun ama zevkli bir geziye gidecektik.Her evli çiftin balayı dediği ama Azrail ile Kralın gezi dediği yolculuk başlayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİL İLE KRAL(TAMAMLANDI)
HumorKız değilde tam bir canavar gibiydi. Lakabı AZRAİL'di. Diğer erkekler gibi değilde tam bir yufka yürekti. Lakabı KRAL'dı. Eylül'ün yaptığı şımarıklıklar babası dahil herkesin ondan nefret etmesini sağlıyordu. Demir'in yaptığı centilmenlikler ise Ey...