Gömmüştük onu.Yeni evimin arka bahçesine gömmüştük hemde.Ben öyle istemiştim.
Denizin nasıl haberi oldu diye sorduğumda ise Ayşe teyze anlatmıştı.
İlk o fark etmiş zehirlendiğini.Sonrada babama söylemiş ama babam umursamamamış.Ayşe teyzede beni aramış ama ben telefonumu sessize aldığım için duymadım.Sonrada Deniz'i aramış işte.Denizde bana ulaşamayınca Demir'i aramış.İlk defa Demir'in yanımda olmasına bu kadar sevinmiştim.Babamdan bile daha güvenliydi o.Onun yanımda olması bile bana güç depoluyordu sanki.
Rafet.Ona bir şey yapmayacaktım.Elbet bir gün bu yaptığının cezasını çekecekti.Hep gerçekten kırıldığımda şaka yapmazdım.Uğraşmazdım beni kıran kişiyle.İlk okulda bana annemle ilgili alay eden çocuklarada bulaşmazdım.Kırılırdım çünkü cidden.Ama öyle onlara karşıda boş boş olmazdım tabi.Erkek olduğu için bütün arkadaşlarım benimle alay eden kızlarla konuşmamalarını sağlardım.Oyun kurucu ben olurdum hep ve o kızlar oyunlarda oynayamazlardı.Acımasızdı belki ama onlarda bana acımamışlardı. Çocukluktan başlamıştı beni Azrail olarak tanımaları.
Belkide bu yüzdendi tüm bu hırçınlığım.Sevgi görmemiş,annesi olmayan,iteklenen,baba sevgisinden mahrum,istenilmeyen birisi olduğum içindi belkide.
-Hadi eve girelim.
Demir'e başımla onay verdim.
Demir,ben,Deniz ve Ufuk.Dördümüz eve girdik.Ben direkt olarak çift kişilik koltuğa yatmıştım.Demir sandalyeye,Deniz ve Ufukta teklilere oturmuştu.-İstersen odaya çık uyu sen.
Dedi Deniz.
-Yukarıya kadar çıkamayacağım.Çok uykum var.
Ve üzerime örtülen yumuşak battaniyeyle gözlerimde kapanmıştı.
****
Demirden.
-Çok çabuk uyudu.
Dedim Deniz ve Ufuğa.
-Evet. Üzgün olduğunda çabuk uyur.Kalktığında da başı ağrır çok.Bu yüzden önce ağrı kesici vermelisin.Daha sonrada mercimek çorbası içer.Daha iyi olur sonra.
Denize gülümsedim.
-Onun hakkında çok şey biliyorsunuz.
Dedim.
-Evet. O da bizim hakkımızda çok şey bilir.Aslında o herkesin tanıdığı Azrail lakaplı kız değildir.Herkese lakabındaki kızı gösterir.Sadece biz gerçek Eylül'ü biliriz.Birde sanırım sen.Gerçek Eylül çok masum değil mi?
Ufuk çok mantıklı konuşmuştu.Gerçek Eylül,benim tanıdığım kişiden çok farklıydı.Duygusaldı.Masumdu. Kırılgandı. Utangaçtı.Ve korkuyordu.
-Evet.Çok masum.
Dedim uyuyan masum kıza bakarak. Sonra aklımdaki soruyu sordum.
-O köpek.Yani Walter. Neden bu kadar önemli? Köpek denilmesine bile sinirleniyor ve öldü diye ne hallere düştü.
Deniz ve Ufuk birbirine baktı. Anlatıp anlatmama konusunda tereddütte gibiydiler.Sonunda Deniz konuşmaya başladı.
-Çünkü o annesinden ona kalan tek canlı şey.Onu kaybederse annesine dair pek çok şeyde kaybolacaktı ve öylede oldu zaten.
-Nasıl pek çok şey?
Dedim.
-Yani annesi beş yaşındayken vefat etmiş.Annesiyle ilgili bir kaç anısını hatırlıyor ama yüzünü tam hatırlayamıyor.Heleki annesinin öldüğü seneyi hiç hatırlamıyor.Bir nevi hafıza kaybı gibi bir şey yaşamış.Doğal tabi beş yaşında bir çocuk.Neyse işte sonra babası annesinin bütün fotoğraflarını yakmış.Annesine ait ne varsa hepsinide atmış.Eylül'e annesini hatırlaması için hiç bir şey bırakmamış.Zaten görüyorsun Eylül e değer bile vermiyor.Walter vardı sadece annesiyle ilgili.Birde Ayşe teyzenin Eylül e verdiği küçük bir fotoğraf var. Ayşe teyze onu gizlice vermiş Eylül e.Tek kalan fotoğrafı annesinin ve Eylül onu canı gibi korur,saklar.Sadece bize gösterdi.Ama yakında sanada gösterir.Unutma eğer bir gün annesini sana gösterirse senide bizim gibi sevdiğinin kanıtıdır. Canını bile verir senin için.Tıpkı bizim için vereceği gibi.Hatta seni daha fazla sever belki.Eşisin sonuçta.
Deniz uzun konuşmasının ardından göz kırpmıştı.Bende güldüm.
-Birde enişte bey.Bir şey daha var.
Dedi Ufuk. Ne der gibi başımı salladım.
-Eylül ü bizden uzaklaştırma.Kıskanıyorsun.
Hayır demek için dudaklarımı araladığımda eliyle dur işareti yapıp devam etti.
-Kıskandığını fark edebilecek kadar zekiyiz.İkimizde.Ama Eylül bizim için farklı Demir.O ve biz.Biz asla ayrı kalamayız.Kardeşten bile daha öteyiz biz.Aklında soru işareti falanda kalmasın diye söylüyorum ki biz asla Eylül hakkında farklı duygular beslemedik.Beslemeyizde zaten.Bil diye söylüyorum bunları.Sana akıl verip kızdırmak değil niyetim.Sadece sen eşisin onun ve rica ediyoruz senden.Eylül'ü bizden uzaklaştırma.
Ufuk tıpkı bir abi gibi konuşmuştu.Şimdi anlıyordum Eylül'ün neden bu ikisine laf söyletmediğini,çok sevdiğini.
-Asla onu sizden uzaklaştırmam.
Diyerek eskiden sürekli kavga ettiğim çocuklara gülümsedim.
-Bir şeyler ister misiniz? İçecek bir şeyler veya abur cubur falan? Eylül bayağı bir stokladı zaten.
Dedim ayağa kalkıp.
-Bilmez miyiz hiç.Bizim evlerde bile mutfakta sadece ona ait abur cubur dolapları vardır.
Dedi Deniz.Bende gülmüştüm.
-Kola ve cips yeriz Eylül bitirmediyse
Dedi Ufukta.
Mıtfağa doğru ilerledim.İsteklerini hazırlayıp misafirlerime uzattım.Kapı çalmıştı.Bende hemen açtım.Derin gelmişti.Balayına gitmediğimizi duyduğu için gelmiş.Annem yokllamış bakta gel diye.Kardeşimin çantasını asıp içeriye girmesini söyledim.
-Bunlar mı vardı? Zırt pırt rahatsız ederler artık seni.
Dedi Derin Deniz ve Ufuğun duyacağı bir tonda.
-Derin! Misafirlerim hakkında düzgün konuş lütfen.
İlk defa Derine bağırmıştım.Bana bozulduğu belliydi.Bir sandalye çektim ve ona otur dedim.
-Bu neden yatıyor?
Derin bu diyerek uyuyan Eylül ü kast etmişti.
-Hasta.
Deniz benim yerime kardeşime gıcık olduğu her halinden belli olan ses tonuyla cevap vermişti.
-Anladım! Akıl hastası olduğunu zaten biliyordum!
Dedi Derin.Cidden bu sefer beni bile kızdırıyordu.Önceden bu lafları birlikte Eylül e söylerdik ama ben hiç sinir olmazdım.Aksine hoşuma giderdi onu kızdırmak ama şimdi ben Derin e kızıyordum.
-Derin! Lütfen Eylül le düzgün konuş.Farkındaysan o benimle evli artık.
Derin işte şimdi bana kızmıştı.Birden ayağa kalktı.
-Aman be! Sende bunlarla iki gün takıldın benzetmişler senide kendilerine! Kardeşine bağırıyorsun nefret ettiğin kız için!
Derin hızla kapıya yöneldi.Gidiyordu.Çelik kapıyı sertçe açtı.
-Derin!
Diye bağırdım arkasından.Sanırım özür dileyeceğimi sandı.Hemen bana doğru döndü kapının kolunu tutarken.
-Eylül den nefret etmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİL İLE KRAL(TAMAMLANDI)
HumorKız değilde tam bir canavar gibiydi. Lakabı AZRAİL'di. Diğer erkekler gibi değilde tam bir yufka yürekti. Lakabı KRAL'dı. Eylül'ün yaptığı şımarıklıklar babası dahil herkesin ondan nefret etmesini sağlıyordu. Demir'in yaptığı centilmenlikler ise Ey...