Final

959 62 2
                                    

-Ya benim canım bu seferde mandalina çekti.

Dedim yatağında huzurlu bir şekilde yatan Demiri dürterek.

Biraz homurdandıktan sonra kalktı.

-Saat daha sabahın altısı ve yaz ayındayız.Nereden bulacağım ben sana mandalinayı Eylül?

Elleriyle gözlerini ovuştururken beni azarlıyordu.

-Ne yapayım Demir? Oğlumuzun veya kızımızın vücudunda lekeler mi olsun?Sonra bizi suçlarlar ama.Ya da seni suçlarlar.Annemin canı çekmiş sen almamışsın diye.

-Ahh Eylül ah.Tamam.Tamam alacağım.

Diyerek kalktı.Ben ise elimdeki erik tabağından bir tane daha erik alıp ağzıma tıktım.
Daha iki haftalık hamileydim ve hamile olduğumu öğrendiğimden beri sürekli canım bir şeyler istiyordu.Diğer hamileler gibi hiç kusmamıştım.Çocuğumuzda anne ve babası gibi farklı olacaktı.

Daha üniversite son sınıfa yeni geçmiştik ikimizde ama bunun sorun olmayacağına kanaat getirdik.Tabikide zor olacaktı ama biz kendimiz istemiştik.Zaten iki tane aslan dedecik,iki tane aslan dayıcık,bir bilmiş halacık,bir çapkın amcacık,bir tanede melek babaanneciği olacaktı bebeğimizin.Birde iki tane dünya şekeri ebeveyn.Tamam belki tuhaf ebeveyn.Ama onu çok sevecek olan ebeveyn.

Kapı sesi duyulduğunda Demirin geldiğini anladım.Hemen aşağı indim ve elindeki torbayı aldım.

Üç tanecik mandalina vardı.Hemen bir tanesini soydum ve yemeğe başladım.

-Imm.müthiş müthiş.

Dedim elimle mükemmel işareti yaparken. Dayanamadım ve bana bakan Demirede bir tane mandalina attım.

-Ye.

Dedim.Çok kibarım!

-Beyaz takımın kirlenecekti hani?

Dedi koltuğa uzattığım ayaklarımı işaret ederken.

-Ben değil çocuğumuz uzatıyor.

Dedim ona sırıtarak.Tekli koltuktan kalkıp yanıma geldi.Ayaklarımı toparlattı ve yanıma oturdu.Sol kolunu omzuma attı ve yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.

-Niye öpüyorsun?

Dedim ona.Sulu sulu  öpmeyi severdim ama öpülmeyi asla.

-Seni değil,çocuğumuzu öpüyorum.

Pis fırsatçı,kopyacı,Kral bozuntusu.Ama canım yaa.Hayatımın anlamı,aşık olduğum adam.

*****
-Koş koş koş...

Diye Demire bağırıyordum.O da hem beni azarlıyor,hemde benimle koşuyordu.

Artık koşmak bile zorlaşmıştı.Yedi aylık hamileydim.Cinsiyetini göstermeyen bir bebeğimiz vardı.Herkes kız diye düşünsede ben oğlum olacağını hissediyordum ama yinede sağlıklı olsa yeterdi.

Babamı ziyarete gelmiştik.Okulu dondurduğumuz için gitmiyorduk ikimizde.Babamın evinden çıkıncada Rafet amcanın bahçesine sokak kedilerini doldurmuştum ve birde balkonunu ıslatmıştım hortumla.O ise tam bahçesinden çıkarken beni fark etmişti.Bu adamı sinir etmek hobimdi.Kendisi Walter'ımı öldürmüştü.

-Vallahi bıktım Eylül.Şaka falan yapmıyordun ama hamile kaldıktan sonra tekrar başladın.Bahanende hazır.Ben değil çocuğumuz yapıyor.

Evimizin önüne gelmiştik.Demir beni azarlıyordu yine bilmiş bey.Ona dil çıkartıp içeriye girdim.Bayağı yorulmuştum.Karnımdaki küçük canavarımda tekme atıyordu.

*****

-Aaaa.Çabuk olsana beeee!!!

Araba kullanan Demire bağırıyordum.Doğum zamanım gelmişti ve hastaneye gidiyorduk.Canım acıyordu ve çok korkuyordum.Aynı zamanda heyecanlıydım ama Demir benden daha fazla heyecanlıydı.

-Aaaaaa.Nefes al ver.Al ver.Hoh hoh hoh hoh.

Kendi kendine doğum yapacakmış gibi triplere girmesi arabayı yavaş kullanmasına sebep oluyordu.

Hastaneye geldiğimizde girişte Canan annemi,sarp babamı,babamı,batuhanı,Ufuğu,Denizi ve Ayçayı görmüştüm.Onlara evden çıkarken Kral bey haber vermişti ve biz onlardan bile sonra gelmiştik.

Belimden aşağısını uyuşturduklarında ise tek yaptığım şey bolca dua etmekti.

*****
-Anneee!Rafet amca geldi.Babamı istiyor.Yok diyorum anlamıyor.Şirkette desene bir.

Kızımın sesini duyunca kapıya gittim.İyice yaşlanmış olan Rafet gelmişti yine.Sürekli yaramaz kızımı şikayete geliyordu ve bende ona sakince halledeceğim diyordum ama kızımı tebrik ediyordum tabikide.Sonuçta 8 yaşında bir çocuktu.Eğleniyordu.Çocukluğunu yaşıyordu.

-Tamam Rafet amca.Ben halledeceğim.

Rafet amcayı gönderdikten sonra Melek aşağı inmişti.

-Ne oldu abla?

Dedi yanıma gelirken.
Genç bir kız olmuştu artık.Lise son sınıfa geçmişti.

-Rafet amca gelmiş tatlım.Yağmur'u şikayete yine.

Bana gülümsedi ve Yağmur'un saçlarını karıştırdı.

-Okudun mu sana söylediğim yere kadar?

Melek çok çalışkan bir kızdı ve Yağmur onun aksine derslerle alakasız bir çocuktu.Melekte ona boş zamanlarında yardımcı oluyor,ona ödev veriyordu.

-2 sayfası kaldı.

Dedi Yağmur ablasına sırıtarak.Melekte onu öptü ve bana baktı.

-Demir abim gelmiyor mu daha?

Kapı açılır açılmaz sorusunun cevabını almıştı.

Herkese selam verdikten sonra kızlarına aldığı hediyelerini verdi.Canı her istediğinde hediye alırdı kızlara.

Meleğe bir kol çantası almıştı.Beyazdı ve tam genç kızlara göreydi.Yağmura ise kocaman su tabancası.Kız olmasına rağmen hiç oyuncak bebekler dikkatini çekmemişti.Tam bir erkek fatmaydı.

-Yemeğe misafirlerimiz var.

Dedim Demire.Bizim tayfa gelecekti yine.

*****

-Asya! Yağmur!  Doruk! Tunç!Tuna!

Biz büyümüş anne baba olmuştuk artık.Şımaran çocuklarımıza durmaları için bağırıyorduk.Ama aslında onlar bize iyi geliyordu.Korkumuz kendilerine zarar vermeleriydi.

Deniz ve Ayçanın ikizleri Tunç ve Tuna.

Ufuk ve Şeymanın kızı Asya.

Batuhan ve Derinin oğlu Doruk.

Hamile olan ve İstanbul'a taşınan Cerenle Furkanda  vardı tabi.Onlarında Uraz adında bir oğulları olacaktı.

****
-Şifren ne anne?

Kızım  eline almış olduğu telefonumu kurcalayacaktı.Bu yaşına kadar ona söylememiştim.Bu soru karşısında bana sırıtan Demire baktım.O da şifremi bilmiyormuş ve nişan alış verişinde pek çok şey denemesine rağmen çözememiş.Ona bile hamile kaldıktan sonra söylemiştim şifremi.Telefonum değişse bile şifremi yıllardır değiştirmemiştim.Onunla birbirimizi tam anlamıyla tanımadığımız,düşmanlık dönemimizde bile şifrem hep aynıydı.

"AZRAİL İLE KRAL..."




AZRAİL İLE KRAL(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin