Sorduğum soruyla yüz hatları gerildi. Kapı kolunu sıkmaya başlamıştı. Çünkü elleri beyazlamaya başlamıştı.
-Benden ayrılmakta kesin karar vermişsin.
Dedi.
-Evet. Sen soruma cevap ver. Onu benden alır mısın?
Dedim tekrar.
Derin bir nefes aldı.
-Asla onu senden ayırmam. Ne senin, ne de bebeğimin üzülmesine katlanamam. Ama sende beni ondan ayırma. Dinle beni.
Dediğinde üzülmüştüm. Ama rahatlamıştım da. Onun evden çıkmasını beklemeden hemen üst kata çıktım. Banyodan küçük tası aldım ve içini suyla doldurdum.
Hemen üst kattaki penceremi açtım ve çıkmasını beklemeye başladım. Bunu hakediyordu. Ufukla uzun süre konuşmuşlardı. Çünkü on dakika sonra çıkmıştı. Çıkar çıkmaz elimdeki küçük tası ters çevirdim ve sırıtarak onun bedenine süzülmesini bekledim. Fazla uzun sürmemişti. Bir kaç saniye kadar sürmüştü. Ve sonra duymayı çok özlediğim o sinirli ses bağırmıştı.
-Azraiiiiil!!!
******
Hem cips yiyor, hemde yaptıklarımı Furkan ve Cerene anlatıyordum.
-Bence dinlemelisin.
dedi Furkan.
Furkan Cereni bulunca çok değişmişti. O züppe,şımarık Furkan değildi artık.
******
Gece yatağıma yattığımda bir türlü uyuyamadım. Demir'in sözleri aklıma geliyordu. Dinlemeyi istiyordum ama gruruma yediremiyordum. Kararlarımdan dönen, dönek bir kız olmak istemiyordum.
Telefonuma mesaj sesi gelince hemen elime aldım.
Derin mesaj atmıştı.Mesajı açtım.
"Eylül. Eylül lütfen Demir'i bul. Beni aradı. Çok sevdiğini falan söyledi. Sana ve bebeğine iyi bakmamızı söyledi. Eylül Demir beni çok sever ama bunu hiç söylemedi şimdiye kadar. Ayrıca kapatmadan önce hakkınızı helal edin dedi. Eylül Demir'i bul. Kendisine zarar verecek."
Mesajı okur okumaz nutkum tutulmuştu. Hemen misafir odasında uyuyan Ufuğun yanına gittim.
-Kalk kalk kalk!
Dedim ışıkları açarak.
*******
Ufukla konuştuklarında otelin ismini söylediği için çok mutlu olmuştum. Ufuk arabayı kullanıyordu. O giyinmişti ama ben gecelikleydim. Allah'tan öyle cicili bicili değilde,kuru kafalı,siyah bir gecelikti.
Otele gözlerim dolu bir şekilde dalmıştım resmen. Görevliye sorup oda numarasını öğrendik ve bir görevliyide yanımıza alarak odasına gittik. Kapıyı çaldık ama açmamıştı. Artık resmen ağlıyordum. Benim yüzümden ona bir şey olursa ben asla kendimi affedemezdim. Bebeğimin yüzüne bile bakamazdım.
Görevli elindeki şifreyi girerek kapıyı açtı. Üçümüzde hemen odaya daldık ve etrafa bakındık. Yoktu. Yatağının üzerine oturup ağlamamı hızlandırmıştım. Görevli bir odadan çıkıp yanıma geldi. Bir zarf uzattı bana. Anlamayarak adama baktım.
-Eylül sen misin?
Dedi. Evet anlamında başımı salladım. Hala ağlıyordum. Bana zarfı uzatınca aldım ve açtım.
"Eylül. Eylül ben seni çok seviyorum. Ama senden ve bebeğimden ayrı kalamam. Kalırsamda zaten yaşayamam. Beni anla Eylül. Kendimi öldüreceğim. Ama senden son bir ricam var. Lütfen yap. Beni seviyorsan yap.Lütfen 'Yemin ederim ölmeseydin seni dinlerdim' diye bağır"
yazıyordu. Ağlamam daha fazla şidsetlenmişti. Çok saçma bir mektup yazıp intihar mı etmişti yani. Ama onu seviyordum. Ve kağıtta yazanı yaptım.
Hıçkırıklarım arasında-Yemin ederim ölmeseydin seni dinlerdim.
Dedim. Ve birden alkış sesleriyle görevliye ve Ufuğa baktım. Demir ölmüştü ve onlar alkışlıyordu.
-Gel birader.
Diyerek görevli banyoya doğru bağırdı. Ben ise şaşkındım. Ne olduğunu anlayamıyordum. Göz yaşlarım azalmıştı.
Demir banyodan gülümseyerek çıkınca ise daha fazla ağlamaya başladım. Karşımdaki üç adamda şaşırmıştı.
Kimse bana bu adi oyunu oynarken,beni düşünmemişti. Nasıl hissedeceğimi,bir an kendimi de öldürmek istediğimi,zor nefes alabildiğimi ve bu olayın asla hafızamdan silinmeyecek kadar beni etkileyebileceğini kimse akıl edememişti.Bu benim için büyük bir travmaydı.
Demir yanıma oturunca kendime gelmeye çalıştım ve gitmek için ayağa kalktım.
-Hayıır. Gidemezsin Azrail. Yemin ettin. Günah.
Dedi Demir arkamdan. Doğru. Yemin etmiştim. Ben dinine bağlı bir kızdım.
Arkama döndüm. Gözlerimin şiş olduğuna eminim. Hatta başım bile dönüyordu.
-A...A...Anla...
Ve cümlemi tamamlayamadan kendimi yerde bulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİL İLE KRAL(TAMAMLANDI)
HumorKız değilde tam bir canavar gibiydi. Lakabı AZRAİL'di. Diğer erkekler gibi değilde tam bir yufka yürekti. Lakabı KRAL'dı. Eylül'ün yaptığı şımarıklıklar babası dahil herkesin ondan nefret etmesini sağlıyordu. Demir'in yaptığı centilmenlikler ise Ey...