Sevgili görümcem,kayınvalidem ve nişanlım olacak gereksizle!! nişan alış verişindeydik.
Derin beni sinir ediyordu.Sürekli kendisine kıyafet bakıyordu gıcık.Zaten bana gösterdiklerinin hiç birisini ben beğenmiyordum o ayrı.
- Bak Eylülcüm.Bu nasıl?
Kaynanamın! Bana gösterdiği kırmızı uzun abiyeye baktım.Güzeldi.Ben bile beğenmiştim.Ama burunlarından getirmeliydim.
- Beğenmedim.
- Ya kızım! Dört saattir sadece senin için geziyoruz.Artık al bir tanede şu lanet alış veriş sona ersin.
Görümcemin bana söylediği lafla dişlerimi sıktım.Şu an ona saldırmamamın tek sebebi Canan teyzenin- kaynanam- burada olmasıydı.
- Tamam.Sakin ol Derin.Siz isterseniz gidin.Bizde Eylül le bir kaç dükkana daha bakalım.Olmazsada artık yarın bir daha geliriz.
Şaşkınlığımı gizlemeye çalışmamıştım.Resmen öküzün trene baktığı gibi şu an da Demir' e bakıyordum.Beni savunmuştu.Demir? Beni savunmak?!!!
- Tamam.Gidelim biz.Anne lütfen.
Derin annesine yaptığı yalvarmadan sonra Canan teyzede Demir' in eline para sıkıştırıp kızının koluna girip gitmişti.
Anne kız...Onların arkasından bakarken istemsizce yutkunmuştum.Benim de bir annem vardı.Hayal meyal hatırladığım bir annem.Sadece bir tane fotoğrafı olan annem.Çünkü babam annemin ölümünden sonra tüm fotoğraflarını yakmıştı.Sadece bir tane kalmıştı.Onuda bana Ayşe Sultanım vermişti.Gizlice almış diğer fotoğrafların arasından.
- Daldın gittin Azrail. Aklında ne hainlikler var yine?
Demir' in sesiyle ona döndüm.
- Şu anda hiç bir hainlik yok ama merak etme.Olacak. Kral bey.
Her bir lafı vurgulayarak söylemek ne kadar da güçlü hissettiriyordu öyle.
Bana gülümsedikten sonra kolumdan çekiştirdi ve bulunduğumuz dükkandan çıkartarak daha büyük ve gösterişli bir dükkana soktu.
- Al artık şuradan bir şeyler.Daha ben alacağım.İstemesemde.Annemle Derin uyanıklık yapıp hemen aldı.Bir ben kaldım.Bende alsaydım seni tek bırakırdım.
- Bana bak.Beni sinir etme.İstemediğim bir şey için nasıl abiye alabilirim? Mutlu numarası mı yapayım?
- Evet.Ben öyle yapacağım.Ne kadar zor olsada.
- Sanki ben sana çok meraklıyım beyaz kafa.
- Bana bak kızım.Beni sinir etme.Sarı diyorum sana.Sarı.
Ona cevap verecekken telefonum çaldı.
MAVİ DENİZİM arıyor...
Telefonu beyaz kafayla konuşmaktan kurtulmanın sevinciyle açtım.
- Kanka?
- Efendim Denizim?
- Ya Ufukla konuştun sabah detaylı bir şey anlatmadında.Nişan alış verişi diye geveledin.Dün Hakan amca ciddi miydi yaa?
- Sorma Deniz.Ciddiymiş.Nezarethane cezam buymuş.
-Anladım.Peki sen nasılsın?
Şu anda beyaz kafanın yanında kötüyüm diyemezdim.Benim konuşmamı dinleyen Demir e baktım.
- Gayet iyiyim.Çok eğlenceli olacak.
Dedim.Bir anda ne olduğunu anlayamamıştım.Demir elimdeki telefonu almış ve kapatmıştı.Tamamen kapatmıştı.
- Sen ne yapıyıorsun be ?
Diye onun üzerine yürüdüm.
- Bir şey yapmıyorum.Nişanlımın başka erkeklerle konuşmasını engelliyorum.Denizimmiş.Çok komik.
Çok eğlenceli değil mi?Bilerek eğlenceli kelimesini basyırarak söylemişti.
- Pislik.
Dedim ve yanımıza gelen görevliye bulunması imkansız olan,hayalimdeki elbise modelini anlattım.Bu dükkanda olmayan bir renk aradı gözüm.Mavi.Mavi yoktu.
- Nişanlığım mavi olsun.Altı kabarık üstü straplez olsun.Taşları olsun.Ama etğine doğru taşları azalsın.
- Dediğinize uygun bir abiyemiz var efendim.
- Ne?
Görevliyi parçalayasım gelmişti.
- Ama şey.Tamam ama eldivenleri de olsun.
- Eldivenleri de var efendim.
İşte şimdi yanmıştım.Almak zorundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİL İLE KRAL(TAMAMLANDI)
HumorKız değilde tam bir canavar gibiydi. Lakabı AZRAİL'di. Diğer erkekler gibi değilde tam bir yufka yürekti. Lakabı KRAL'dı. Eylül'ün yaptığı şımarıklıklar babası dahil herkesin ondan nefret etmesini sağlıyordu. Demir'in yaptığı centilmenlikler ise Ey...