BÖLÜM 30: KARANLIK

1.2K 154 26
                                    


İNSTAGRAM - TİKTOK: "aysegulkalayzengin"

TWİTTER: "aysegulkalay_"

*

Herkese selamlar!

Yeni bölümle sizlerleyim, umarım beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar

***

"Merhaba..."

Burak'ın odanın açık kapısından girmeden seslenmesiyle, Berfu'nun bakışları ona döndü.

"Gelebilir miyim?" diye sorduğunda, Aras çoktan babasını görmüş olmanın mutluluğuyla ona doğru emeklemeye başlamıştı. Burak, bir çırpıda yanına yetişen oğlunu kucağına alıp coşkuyla sevmeye başladı. "Selam yakışıklı! Görüyor musun, ailenin yakışıklılık oranı sayemizde yükseliyor. Amcanlara kalsaydık, yanmıştık!"

"Bence Buğra abi senden ve Arslan abiden daha yakışıklı! Çok farklı bir aurası var." Berfu'nun onu bozmasıyla, Burak alayla güldü. "O sahte Osmanlı paşazadesi mi? Siz kadınlar gerçekten nerede çapkın adamları çekiyorsunuz."

"Çapkın mı?" diye şaşkınca soran Berfu, önündeki oyuncakları kutularına toplamaya başladı. Burak ise odaya girmiş, eline aldığı bir uçağı Aras'ın önünde uçurur gibi yapıp onu heyecanlandırıyordu. "Tabii sen abimin tövbeli olduğu zamana denk geldiğin için bilmiyorsun. Onun bekarken kırdığı fındıkların hesaplamaya kalksan, matematiğin şaşardı."

"Demek ki aşk onu doğru yola getirmiş."

"Biz ona Bahar onu muma çevirdi desek daha doğru olur. Ona tam da eli maşalı biri lazımdı, Allah'ta layığını verdi."

"Peki Arslan abi? O da mı çapkındı?"

"Hayır, o tam aksiydi. Genç yaşta aile babası olmak zorunda kalınca, bize iyi örnek olmak için neredeyse kadın denen cinsin varlığını unutacaktı. Neyse ki hayatının kadınını buldu da bir rahip gibi bekar ölmekten kurtuldu."

Berfu, Burak'ı dinlerken bütün oyuncakları toparlamıştı. Kutuları çekmecelere yerleştirip ayaklandı. Burak ise Aras'ın uykusu gelince, onu kucağında sallamaya başlamıştı.

"Yatağına bırakalım da rahatça uyusun." Berfu'nun önerisine uyan Burak, oğlunu yatağına bırakıp üzerini dikkatle örttü. Zaten uykusu bastıran Aras, birkaç dakika içinde uykuya daldı. Tabii bunda onun bacaklarına ve sırtına hafif masajlar yapan Berfu'nun da payı büyüktü. Oğullarını uyutan ikili, sessizce odadan ayrıldı.

"Kahve içelim mi?" Burak'tan gelen teklifle, Berfu odasına gideceği yönden vazgeçip ona döndü. "Sabah erken kalkmam lazım."

"Sadece bir kahve... Lütfen."

Burak'ın ısrarıyla, Berfu cevap vermeden merdivenlere yöneldi. Aslında onunda içinden kahve teklif etmek geçiyordu ama cesaret edememişti. O yüzden Burak'ın ikinci teklifini geri çevirmedi. Aşağı inip mutfağa geçtiklerinde, her zaman olduğu gibi kahveleri yapan Burak'tı. Fincanları masa olarak da kullanılan mutfak adasına bıraktığında, Berfu kendi fincanını beklemeden eline aldı.

"Peki sen?" dediğinde, Burak anlamayarak baktı. Sandalyesine oturduğunda, sorulan soruyu tekrar etmeden edemedi. "Peki ben derken?"

"Sen de çapkın mısın?" Burak güldü. "Yeni mi tanışıyoruz?"

"Bence yeni tanışıyoruz sayılır. Seninle iki ay Fransa'da geçirdik ve iki üç aydır da burada birlikteyiz. Ki bu üç ayda, bence verimli bir vakit geçirmedik. O yüzden hâlâ yabancı sayılırız."

EMANET 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin