Adsız Bölüm 5

663 57 61
                                    

 Jonghyun buluşacakları yeri minho ya mesaj atıp taemin ide peşine taktığı gibi evden çıktı. Arabasının anahtarını şoförden aldı ehliyeti olmamasına rağmen tam bir araba dehası olduğunu herkes biliyordu. Direksiyonun basına geçti. Taemin in gelip yanına oturmasını beklerken taemin in kendi arabasına yürüdüğünü görünce kornaya bastı taemin ona dönünce ise onu yanına çağırdı. Taemin ise gözlerini devirip kendi arabasına binince ise sırıtıp aynasını düzelttikten sonra anahtarı çevirdi.

"umarım şoförün beni yakalayabilir taemin. Sensiz minho taemin buluşması olmaz çünkü." Aynadan arkasındaki arabaya baktığında ise iyice hırs yapmıştı. Gaza biraz daha yüklendi.

Taemin jonghyun un bu çocuksu tavırlarından nefret etse de kendini hep bu olayın içinde buluyordu.

"eğer onu gözden kaçıracak olursan kovulursun bilmiş ol." Dedi şoförüne. Şoförü bunun üstüne kafasında ki şapkayı çıkarıp kravatını da biraz gevşetip ciddi bir şekilde hızlanmaya başladı. Taemin gülümseyip arkasına yaslandı.

Jonghyun arabasını park etmiş aşağıya inerken taemin in arabasının da yaklaştığını gördü. Yeni şoförü diğerlerine on basardı gerçi en azından jonghyun u bir şekilde takip edebilmişti.

Taemin jonghyun u kaybetmemeye tüm dikkatini verdiği için nereye geldiklerine bakamamıştı. Baktığın da ise bu kadar şaşıracağını hiç düşünmemişti. Bu ormana en son jonghyun un babası öldüğünde gelmişti. Bu ne demek oluyordu şimdi? Hızla arabadan aşağıya jonghyun un üstüne yürüdü. Jonghyun arabasına dayanmış sırıtıyordu.

"yine geçemedin beni. Sana benim arabama bin demiştim."

"yolu gösteren sendin geri zekalı neden seni geçeyim ki? hem şu an umurum da değil. Asıl mevzu benimle minho yu buluşturmak için gerçekten burayı mı seçtin yani? Gerçekten mi jonghyun? Bu kadar mı..." dedi taemin cümlesinin devamını getirememişti.

"bu kadar mı ne? Hem ne olmuş burayı seçtiysem? Buranın herhangi bir yerden ne farkı var ki?" taemin onun sözüyle jonghyun a yumruğu bastı.

"bu kadar mı saygın yok babana? Artık burayı buluşma mekanı olarak mı kullanıyorsun? Kızlarını önce buraya getirip babanın olayını mı anlatarak tavlıyorsun? Sana yakışan da buydu belki."

Jonghyun çenesini tutarak taemin in üstüne yürüdü. Taemin bir adım geri atsa da dik durmaya çalışıyordu ki şu anki siniri bunu gayet başarılı kılıyordu.

"ben babam hakkında bu güne kadar senden başka kimseyle konuşmadım taemin abimle bile konuşmadım." Dedi jonghyun dişlerini sıkarak. Taemin yutkunarak bir adım daha geri attı. Jonghyuna böyle bir şey demeliydi sınırı aştığını kendisi de fark etmişti.

"ben abarttım özür dilerim jonghyun ama neden burası? O kadar yer varken neden? Anlayamıyorum."

"bir nedeni yok aklıma geldi ve burada buluşmak güzel olur diye düşündüm o kadar. Bir daha bana böyle saçma şeyler söylersen canını fena yakarım söyleyeyim ve bu o aptal oyunlarımıza da benzemez gerçekten yakarım." Taemin biliyor başını salladı. Jonghyun sırıtıp yürümeye başladı.

"hadi minho bizi bekliyor." Taemin jonghyun un peşinden yürümeye devam etti. "ve bu arada taemin yumrukların hala kız gibi." Dedi ve kahkaha attı jonghyun. Taemin gözlerini kısarak jonghyun a omuz attı. Bu sadece jonghyun un kahkahasını arttırmasını sağlamıştı. Taemin de sinir olmuştu ama gülmeden duramadı.

Minho saatine bakıp iç geçirdikten sonra jonghyun un sesini duyup hızla onarla döndü. Yanında yine o çocuk vardı. Adı neydi? Ha taemin. Minho jonghyun un ne yapmaya çalıştığını anlıyor ama anlamak istemiyordu. Daha çok erkendi. O gideli daha ne kadar olmuştu ki, kibum... minho içine dolan sinirle aslında jonghyun un bir yerde haklı olabileceğini düşündü. Belki başka biri onu unutmasına yardım edebilirdi. Bu kişinin taemin olması biraz manasızdı gerçi. Minho geçen yıl sorsalar jonghyun un taemin e aşık olduğunu söyleyebilirdi. Belki de yanılmıştı? Aşk konusun da üstün bir becerisi olmadığı herkes tarafından biliniyordu zaten. Jonghyun la taemin e gülümseyerek el salladı.

School JongtaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin