12

541 46 122
                                    

Kibum jonghyun a bir yumruk daha atacakken aralarına giren arisa yüzünden durdu.

"eğer ona bir daha dokunursan seni çok fena yaparım kibum." Kibum onun bu çıkışına şaşırdı.

"ne yaptığını sanıyorsun arisa? Onun kim olduğunu bilmiyorsun o yüzden böyle davranıyorsun. Hem ben senin abinim benle doğru konuş."

"abi gibi davranırsan ben de senle abimmişsin gibi konuşurum hem onun kim olduğunu da biliyorum. O benim jonghyun oppam!" dedi arisa jonghyun a gülümseyip sonra tüm nemrutluğuyla abisine dönerken.

"o oppan ama ben kibum um senin için öyle mi? hem nereden tanıyorsun sen bu şerefsizi?"

"ona şerefsiz diyemezsin!" arisa daha da bağıracakken jonghyun onun kolunu tutarak arisayı susturdu.

"hak ettim arisa ne yapsa haklı bırak sinirini alsın o yüzden."

"ama oppa..." dedi arisa jonghyun un üzgün suratı onu da üzüyordu. Kibum jonghyun un elini kız kardeşinden uzaklaştırdı.

"kardeşime dokunma." Dedi kibum arisayı arkasına alarak korumaya çalışırken jonghyun bunun üzerine kaşlarını çattı.

"ona asla zara vermem kibum." Kibum sanki inanacaktı ona. Arisayı daha da arkasına aldı. Arisa abisinin bu tavrına iyice sinirlenmeye başlıyordu. Jonghyun a sanki canavar gibi davranıyordu. Kendini onun ellerinden kurtarıp yine aralarına girdi.

"doğru söylüyor abi o bana zarar vermez."

"hiçbir şey bilmiyorsun arisa."

"asıl sen hiçbir şey bilmiyorsun. Bu canavarmış gibi davrandığın adam olmasa evden atılmış okula gidemiyor olurduk be! O getirdiğim parayı gerçekten işten kazanabileceğime inandın mı? o yalana inanmayacak kadar zeki olduğunu biliyorum. ya da o okula gerçekten bedava gidebileceğimize? Bunları sana söylememem için ısrar eden de oydu. O olmasa biz perişandık anlıyor musun?"

Kibum yüzüne vurulan gerçeklerle sarsılmış her şey bu sözlerle kafasına oturduğunda ise midesi bulanmaya başlamıştı. Jonghyun arisayı susturmaya çalışıyordu ama bunun imkansız olduğunu fark edince bırakmıştı. Kız birkaç Japonca kelimeden sonra koreceye geri döndü. Jonghyun o Japonca kelimelerin küfür olduğuna yemin edebilirdi o kadar da Japonca biliyordu.

"her şey para da değil. Jonghyun bana senden daha çok abilik yaptı. Ne zaman canım sıkkın olsa beni arayıp neşelenene kadar o telefonu kapatmadı. Başıma bela olan çocukları dövdürttü. Arada bir hafta sonları Japonya ya gelip beni gezdirdi. Hem de Japonya yı pek bilmemesine rağmen. Sen beni kaç kere dışarıya çıkarttın söylesene!"

"arisa yeter artık." Dedi jonghyun, kibum un daha fazlasını kaldıramayacağına emindi.

"jonghyun..." dedi arisa ne güzel gazını almış gidiyordu jonghyun neden onu durduruyordu ki?

"lütfen arisa biraz dışarı çıkıp abinle bana konuşmamız için izin verir misin?" arisa bunun üzerine ikisine baktı.

"ya sana tekrar vurursa?"

"hey ben maganda mıyım?" dedi kibum kız kardeşine. Arisa onu umursamadan jonghyun a bakmaya devam ediyordu. Jonghyun kızı kollarına alıp sararak konuştu.

"merak etme ben kendimi koruyabilirim arisa. Bu ara da evime hoş geldin tatlım." Arisa da ona sarılıp sırıttı.

"hoş buldum oppa..." sonrasında ayrılıp odanın kapısına gitti.

"aşağıya mutfağa in masanın yanında bir dolap var. hani o sevdiğimiz krakerlerle dolu..." arisa jonghyun un sözünü bitirmesine fırsat kalmadan hızla mutfağa indi karnı zaten zil çalıyordu. Jonghyun da bunun üzerine kanepeye oturup kara kara düşünen kibum a döndü.

School JongtaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin