1

2.1K 74 63
                                    

Her hangi bir dördüncü sınıf çocuğunun yasayabileceği en monoton günlerden biriydi. İki ayrı evde iki farklı çocuk ayrı iki insandan ayni şeyleri işitiyordu. "Arkadaşlarınla iyi geçin sakın kavga etme. Bu sıralar seul karışık biliyorsun. Sakın kimsenin sözüne inanma." "Tamam anne." Dedi iki çocukta bezginlikle. Her gün aynı şeyleri işitmek artık can sıkıcı olmaya başlamıştı. "Sana diyorum lee taemin lafımı geçiştirme ve jonghyuna ya da selam söyle." "Sana diyorum kim jonghyun lafımı geçiştirme ve taemin e selam söyle." İki çocukta kafalarını salladı. Annelerine söz verdikleri için birbirine iyi davranan aslında birbirlerine gıcık olan iki çocuktu bunlar. Tek ortak noktaları ailelerinin zengin olmasıydı. Ama taemin ne kadar zengin olursa olsun jonghyun un küstahlığına yetişebileceğini düşünmüyordu. Aynı şekilde jonghyun ne yaparsa yapsın taemin kadar işe yaramaz bir insan olamayacağını biliyordu. Taemin annesinin dediklerini bu günde pek sallamadı. Şoför onu arabada bekliyordu arabaya binip okula gitti.

****

"jonghyun dan gerçekten nefret ediyorum. Her yerde kaşıma çıkmak zorunda mı gerçekten?" diye söyleniyordu taemin annesiyle yüzme okuluna giderken. İlkokulu onunla okumuştu ortaokulu da öyle. Gerçi artık o lisedeydi. Taemin biraz rahat etmişti. Yine de tam manasıyla kurtulmuş değildi ve seneye ailesinin kendisini jonghyun un ailesine ait olan o lanet liseye kaydettireceklerine de emindi. Neden ailesine baş kaldırmadığını tam olarak bilmiyordu. Sanırım küçükken jonghyunla oynadıkları bir oyundu bu kimse ailesine bir şey belli etmeyecekti. Ne kadar çocukça bir şey olduğunun farkına varmıştı ama jonghyuna yenilemezdi o yüzden bu oyunu sürdürüyordu işte.

"ne dedin oğlum?" dedi annesi merakla taemine dönerek.

"h-hiçbir şey anne. Bak jonghyun un annesi orada neden yanına gitmiyorsun?"

"ah evet oradalar! Jonghyun da havuzda sanırım neden gidip onunla biraz yüzmüyorsun benim güzel oğlum?"

"yakışıklı anne yakışıklı!"

"öyle olsan öyle derdim taemin hadi gidip jonghyun la oyna."

Taemin şu an kafasını havuza gömüp bir daha çıkarmamak istiyordu.

"hey güzellik gelsene suyu senin için ısıttım."

Taemin jonghyun un sesiyle yumruklarını sıkıp hızla havuza atladı. O sırada yanlışlıkla(!) jonghyuna vurmuş olsa gerek jonghyun dan acı dolu bir ses geldi.

"kusura bakma yanlışlıkla tekme atmışım jonghyun!"

"havuza düşerken o tekmeyi bana atabilmen büyük başarı aslında ama kız gibi olduğun için çok da canım yanmadı ufaklık o yüzden puan kırıyorum. On üzerin den dört. Sıkı çalış taemin!" dedi jonghyun ve yüzmeye devam etti. O kimdi sanki taemin e puan veriyordu? Hem acıyla inleyen kimdi ha?

"sensin kız gibi olan gerizekalı!"

*****

"evet canım taemin i sizin liseye kayıt ettirmeye karar verdik." Dedi taemin in annesi jonghyun un annesine kıkırdayarak.

"ah gerçekten mi? Jonghyun buna çok sevinecek." Dedi jonghyun un annesi ve jonghyun a dönerek konuşmaya devam etti. "duydun mu oğlum taeminde yanına gelecekmiş."

"ya ne güzel haber anneciğim çok sevindim." Dedi jonghyun taemin e dönerek devam etti. "sende mutlu ol güzel taemin çok güzel lise anıların olacak inan bana."

Taemin bu sözlere yutkunurken annesinin sevincine göz devirememişti.

"çocukların bu kadar iyi anlaşması beni çok mutlu ediyor."

School JongtaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin