6

627 51 14
                                    

Taemin tüm dikkatini minho ya vermek istiyor ama bir türlü beceremiyor bu ormanın içinde olmaktan her zaman huzur duysa da bu gün sanki ağaçlar üstüne üstüne geliyordu. Her yer ona jonghyun ile olan anılarını hatırlatıyordu. Şu ilerdi ki ağaçta kurdukları salıncakta jonghyun boyu anca yetişebilmesine rağmen inatla taemini sallamaya devam etmişti. Taemin biri sallayacaksa o kişi mutlaka jonghyun olmalıydı ona göre.

"taemin beni dinliyor musun?" dedi minho taemin in koluna dokunarak.

"ah affedersin dalmışım ya."

"önemli değil." Dedi minho ama suratı asılmıştı.

"minho eğlenebileceğimiz bir yerlere gitmeye ne dersin? Burası beni kastı."

"neden gayet güzel bir yer aslın da."

"bir şeyler içebileceğimiz bir yerlere gideriz diye düşünmüştüm."

"sabah sabah. Hem sen daha kaç yaşındasın? Ne içmesinden bahsediyorsun?" dedi minho taemin in saçlarını karıştırarak. Taemin suratını asınca ise yanaklarını sıkıp ona gülümsedi.

"tamam gidelim ama öyle içmeli falan değil adam gibi takılabileceğimiz bir yere gidelim. Gerçi pek bir yer bilmiyorum artık epeydir dışarıya çıkamadım."

Taemin tam neden diye soracakken kibum yüzünden olduğunu anlayıp sustu.

"neden sormuyorsun taemin?" dedi minho boynunu eğerek taemin e bakmaya devam etti. "merak etmiyor musun bu herif kendini neden eve kapattı diye?" taemin onun bu lafıyla omuzlarını silkti.

"benden öncen değil benden sonran önemli. Artık evden çıkıp buraya benimle buluşmaya geldiğine göre bir şeyler değişmiş demektir."

"aslında senle değil jonghyun ile buluşmaya gelmiştim ama..."

Taemin içinden yine jonghyuna söverken sordu. "ama?"

"burada olman hoşuma gitti taemin. İyi ki geldin. Enerjin beni mutlu ediyor." Taemin gülümseyince minho konuşmaya devam etti. "gülümseyince çok sevimli oluyorsun."

"biliyorum o yüzden sana bol bol gülümsüyorum ya." Minho taemin in lafına kahkahalar attı.

"biliyorum taemin çok hızlı olacak ama bekleyerek de nereye varacağız?"

"neyden bahsediyorsun minho?"

"benden hoşlanıyorsun farkındayım eh sende gayet hoşsun sevgili olalım diyorum." Taemin in suratı kasıldı. Yani bunu bekliyordu ama bu şekilde böylesine ruhsuz bir şekilde beklemiyordu. Minho sanki 'eh çıkacaksak çıkalım' der gibi konuşmuştu. Taemin bu kadar aşağılandığını hiç hatırlamıyordu. Bunun sebebi hep o aptal herif olmalıydı. Minho resmen kibumu unutmak için taemin i kullanmayı düşünüyordu şu an. Taemin ayağa kalktı. Sinirlenmişti ve büyük ihtimal tüm sinirini jonghyun dan çıkaracaktı. O sıra da minho ona arkasından sarılınca durmak zorunda kaldı.

"bırak minho yoksa düşman edineceksin."

"özür dilerim taemin ben gerçekten hayvanlık ettim. Ama sandım ki sen de..."

"ben de ne? Ne sandın? Ayrıca bırak beni-" minho taemine daha sıkı sarılmıştı. Taemin boynun da hissettiği göz yaşıla kasıldı. Şu andan itibaren kibum dan ciddi anlamda nefret ediyordu. Hem de baya baya ciddi. Gittiği yerden dönmese iyi ederdi.

"ben söylediğim sözleri geri alsam? En azından arkadaş olsak gerçekten benden nefret eden birine ihtiyacım yok." Minhonun sesinde ki zayıflık taemin i de yormuştu. Tamam belki çok uzun bir ilişkiye girmeyeceklerdi çok sağlam temellerde atmıyor olabilirdi ama minhoyu düzeltecekti ne pahasına olursa olsun. Bu çocuk böyle yaşamayı hak etmiyordu.

School JongtaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin