Minho okuldan çıktıntan yaklaşık bir saat falan sonra jonghyun un evine gitti. Jonghyun u bahçe de gördü yanında hizmetli kız vardı minh onu bahçede yakaladığı için mutlu olmuştu netice de evde kimle karşılaşacağını bilmiyordu hemen yanına gitti. Jonghyun yanında ki kızı minho yu görünce yolladı ve ellini sallayıp minhoyu yanına çağırdı.
"hey minho adamım hoş geldin gel otur."
Minho jonghyun un dediği gibi yanına oturdu. Jonghyun ona bir süre bakmış ve bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.
"neyin var minho?"
"iyiyim ya yok bir şey."
"lütfen bu saçma iyiyim yalanlarını diğer şubemize iletiniz bu şube kabul etmiyor. Şimdi dökül ne oluyor?"
"hiç sorma jonghyun ya..."
"çok geç sordum bile." Minho ona gözlerini devirdi ama jonghyun umursamadan bastırmaya devam etti. "hadi anlat ama minho gerçekten endişelenmeye başlıyorum oğlum."
Minho sonunda pes etmiş konuştu.
"buraya böyle tatsız şeyler konuşmaya gelmedim ama tamam anlatacağım. Konu Taemin..."
Jonghyun şu an korktuğu kadar hayatı boyunca korkmamıştı. Yoksa Taemin minho ya her şeyi anlatmış olabilir miydi? minho hesap sormaya mı gelmişti? Halbu ki jonghyun bu gün gerçekten mutluydu bir gün de mutlu olmak hakkı değil miydi?
"ne olmuş Taemin e, yoksa bir şey mi söyledi?"
"saçma sapan kıskançlık krizlerine giriyor görsen ağzın açık kalır."
Jonghyun un içinde bir rahatlama olmuştu ama aynı zamanda üzülmesini de engelleyememişti.
"kıskanıyor mu? Kimi kıskanıyor ki..."
"kibum u..."
"eh pek haksız da sayılmaz aslında kibum a nasıl batığını ben de gördüm minho. Üzgünüm dostum ama haklı taemin." Dedi jonghyun der demezde pişman olmuştu. neden sanki onları barıştırmak istiyormuş gibi konuşuyordu ki sanki tamamen saçmalıyordu.
"nasıl bakıyormuşum da siz her şeyi anlıyorsunuz ama benim neyi anladığınıza dair en ufak bir fikrim yok jonghyun."
"özlemle bakıyorsun minho üzgünüm ama gerçek bu. Özlediğin o kadar belli ki... ama sana da hak veriyorum ve biliyorum böyle olsun istemiyorsun. Hayat böyle işte insan kimden hoşlanacağını kimi düşleyeceğini kimi arzulayacağını..." hafif bir nefes aldıktan sonra devam etti. " kime aşık olacağını seçemiyor. Bunlar seçilebilecek bir şey olsaydı ben en alasını seçerdim zaten emin ol."
Minho hızla ona döndü Jonghyun u böyle bir cümle kurmaya iten neydi gerçekten merak ediyordu.
"kim?"
"kim kim?" dedi jonghyun.
"şu seçemeyip aşık olduğun kişi kim onu soruyorum jonghyun ladı kaynatmaya çalışma anladın ne demek istediğimi."
Jonghyun işte şimdi boka basmıştı içinden lanetler okudu. Konuşma nasıl olmuştu da buraya gelmişti... ne diyecekti şimdi minho nun hevesle bakan suratına sevgiline aşığım diyemezdi ya.
"kimseyi seçemediğimden bahsediyorum ben minho yanlış anladın. Hem biri olsa sana anlatmaz mıyım ben?"
Minho pek inanmışa benzemiyordu ama üstelemedi.
"peki öyle olsun bakalım."
"öyle zaten minho. Neyse beni geçte Taemin olayını adam akıllı anlat bakalım. Ne oldu kavga mı ettiniz?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
School Jongtae
Fanfiction@cescedes in doğum günü hediyesi olarak yazılmış bir lise au dur. ne yalan söyleyeyim bu kadar keyif alacağımı düşünmemiştim başta ama şimdi çok memnunum umarım siz de benim kadar memnun olursunuz... <3