26

513 40 25
                                    

Kibum u hastaneye getirmişlerdi ve bekliyorlardı arisa daha fazla dayanamayıp konuştu.

"minho sen istersen gidebilirsin..." minho onun bu sözü üzerine hala burada neden durduğunu sorguladı. Tamam buraya gelene kadar insanlık görevini yapmıştı ama bundan sonrasın da yapabileceği bir şey olmadığı gibi beklemesi de anormal derece de saçmaydı. Ayağa kalktı ve tam giderken arisa onu durdurdu.

"yani ben dedim diye gitme lütfen ben sadece..." minho arisa ya gülümsedi ve abisi için korkan kızın başını okşadı.

"öyle bir şey değil arisa..." gülümsemesi solmuştu. "hem kibum uyandığında beni görürse-"

"abim uyandığında seni görürse ne kadar inkar ederse etsin mutlu olacaktır minho. Gerçi aldığı sakinleştiricilerin etkisiyle mutluluğunu pek saklayamaz gibi geliyor."

"eh tabi ben de terk edip gittiğim eski sevgilimin hala her işime koştuğunu görsem ben de mutlu olurdum."

Arisa onu kolundan tutup çekti ve yanına oturttu.

"bak minho bunları söylemek bana kalmaz ama olay gerçekten sandığın gibi değil. Abim annen den bir kuruş almış değil."

Minho küçük kızın saçmaladığının farkındaydı.

"sonuçta abin bunları sana anlatacak değil arisa ben de olsam kız kardeşime bunu anlatıp kendimi onun gözünde küçük göstermem."

"birincisi o beni hala küçük kız kardeşi olarak görmüyor ve ben neyin ne olduğunu öğrenebilecek bir insanım."

Minho onun gözlerin de jonghyun da ki ışığın aynısını görmüş neden iyi anlaştığı insanların bu tip insanlar olduğunu sorgularken kıza bir şans vermeyi düşündü.

"neymiş peki öğrendiklerin?" dedi. Kızın gözleri bununla daha da parlamış hevesle minho ya dönmüştü.

"kilit isimler annelerimiz minho. Kusura bakmada annen az kaşar değil." Minho bununla sinirlenmiş arisa özür dileyince minho ona bir şan daha verdi. "benim annem de aynı senin ki gibi. Anlayacağın annelerimiz sizi bu duruma soktu. Pis bağımlı kadın!"

"ne bağımlısı?" dedi minho anlayamıyordu tamam arisa pek b, hevesliydi anlatma konusunda ama yeteneği yoktu.

"dur şimdi ortadan girdim anlatmaya sanırım baştan alacağım..."

"e yani." Dedi minho arisa ona gözlerini devirip anlatmaya başladı.

"bak benim annem jopanya kore arası uyuşturucu kaçakçılığı yapıyordu..."

"ne!"

"ya dediğim kadar kaşarmış değil mi? neyse dur anlatıyorum. Japonyaya geldiğin de benim kore ye geldiğinde abime annelik yapıyordu. Yani aslında ikimize de annelik yapmışlığı yok."

"hadi ya..." dedi minho üzüldüğü her halinden belliydi arisa gülerek onun omzunu sıktı.

"sen gerçekten iyi bir çocuksun minho. Keşke annen de biraz senin gibi olsaydı." O an minho nun suratı yine düşmüştü.

"bak minho" dedi arisa "o senin annen bunu anlıyorum ama annen gerçekten abime en büyük kazığı attı."

"ne yaptı ki benim annem? Kibum parayı kabul etmeseydi. Annemin bunda ne gibi bir suçu var?" arisa o an kendini bir gerizekalı ile konuşuyormuş gibi hissetti.

"bak minho tek tek anlatıyorum. Annen benim annemin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını öğrenmiş ve abimi tehdit etmiş tamam mı? olan biten bu! Artık herkesin abimi suçlamasından bıktım. Asıl suçlu benim annem ve ya senin ki ama abim değil... onun neler yaşadığını bir ben biliyorum. Japonya da yanında bir tek ben vardım!" minho tek kelime bile konuşamadan arisa yı dinliyordu. "senin o evi yaktığını öğrenince sinir krizine girdi..."

School JongtaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin