Multi Media için teşekkürler.
En geç gelen bölümümüz buydu sanırım. O da 3 gün gecikmeyle, pekte geç sayılmaz.
Yinede ben geç gelme sebebini anlatayım. Kafanızda soru işareti kalmasın, çünkü bana özelden soranlarda oldu.
Dün anneannemle birlikte, hastaneye gittim. Ve gün boyu, hastanedeydim, eve gelmem akşamı bulmuştu ve yorgunluktan uyudum. Yinede özür dilemem gerekiyorsa, beklettiğim için özür dilerim :)
Bölüm İthafları;
Arkadaşlar ithaf için çok mesaj geliyor, onlara da açıklama yapıyorum ama tekrarlayayım. Hep unutuyorum, her ne kadar not etsem de, kağıtlar kaşla göz arası kayboluyor ve kime ithaf yapacağımı unutuyorum.
İthaf için bana İnstagram veya Facebook'tan ulaşın, çünkü oralardan fazla mesaj almıyorum, bu yüzden unutmam. Ama wattpad'den çok mesaj geliyor, ve ithaf isteyenler kaybolup gidiyor, şimdilik bunları hatırladım. :D
Allah'a emanet olun :)
***
¶ Arslan'dan;
Bütün kelime dağarcığım gözümün önünde canlanıp, birer siluet haline gelirken, söylediğim cümlemin ne anlama geldiğine bende karar veremiyordum. O an, zihnimde hangi kelimeler varsa, onları bir araya getirerek cümle oluşturmuştum. Yaptığım şey, ilk okul bazında basit bir şeydi, ama şuan Selin'in bana bakışı, cümleye yüklediği anlamları haykırıyordu.
İnatçı bir kişiliği vardı, bunu öğrenmiştim. Sinirliydi, bunu da bana attığı tokattan öğrenmiştim. Aslında haklıda sayılabilirdi, ama yaptıklarının bir karşılığı olmak zorundaydı, ailenin en küçük kızı olarak şımartılmış olabilir. Ama ben, ona karşı sürekli polyannacılık oynamak istemiyordum.
''Eski nişanlının adı Hatice miydi?''
Sorduğu soruyla birlikte soluma döndüm, gözleri açılmış ve kaşları da çatılmıştı.
Bu muydu? Normalde kendisine kurduğum cümleyi didiklemesi gerekirdi, arabada bir kere elini tuttum diye, hemen bir anlam aramıştı. Halbuki tutma nedenim gerçekten söylediğim gibiydi, havalı davranarak kız tavlayanlardan olmamıştım hiç bir zaman.
Heyecandan elim ayağım titremeye başladığında, onun soluk beyaz teni elime değmişti, ve bu bir nebze olsun rahatlamamı sağlamıştı. Sünnet olurken de annem elimi böyle tutmuştu, ve insan korkusunu unutabiliyordu ona şefkatle değen bir el varken.
Arabadaki durumda bundan ibaretti.
''Evet,'' dedim, normal bir şeymiş gibi. Çünkü normaldi. Yani her insanın bir geçmişi vardı. Kimi unutmak ister, kimi ise geçmişi, gününde yaşatır.
Kaşları iyice çatılmaya başladığında, sol yanağım sızlamıştı. Hala attığı tokatın sızısı vardı, ve şuan ki durumu aynı o gün odada sahip olduğu ifadeye benziyordu. Her an bana tokat atabilirmiş gibi bir hali vardı.
''Anladım, ziyarete gelmişlerdi de, bana göz dağı verdi aklınca.''
Hatice mi?
Şaşırmıştım, çünkü Hatice çok naif ve sessiz biriydi. Aslında tam evinin kadını olabilecek biriydi. Yani sakin, çoluk çocuğa bakabilecek biri, aynı zamanda da güzel. Ama onu sevememiştim, ve görücü usulü bir evlilik, hiç bir zaman planlarım arasında yer almamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu Gelin
Художественная проза''Alo! Yıldız Cast Ajans'ı ile mi görüşüyorum?'' Zoraki konuşmuştum. Yaptığım şeyin ne kadar çılgınca olduğunu bilsem de, bir ümit belki sonuç verir diyerek denedim. ''Evet, buyrun!'' Gelen cevapla birlikte düşündüklerimi bir kenara bırakıp, bir kaç...