Umarım beğenirsiniz çünkü cidden uzun uğraşlar sonucunda ''özel bölüm'' olabilmesi için özel bir şeyler düşündüm ve bu kadarı geldi elimden.
Keyifli okumalar!
EDEN - Wake Up
***
"Öncelikle röportaj teklifini kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Neredeyse tüm dünyayı avucunun içine alan ve kasıp kavuran bir sinema filminin yaratıcısı oldunuz. Düşünceleriniz nedir Selin hanım?"
Eteğinin ucuna asılıp düzelten ve naif ses tonuyla yönelttiği soruya tebessümle karşılık verdim önce.
Tüm vücudum karıncalanmış ve beni sarmalayan hislerin esiri olmuş bir şekilde daha da genişledi gülümseyişim.
"Çok mutluyum, lafın gelişi değil, gerçekten mutluyum. Böylesine bir başarı elde edebileceğimi hiç düşünmemiştim. Sadece yaşadığım bir olayı hayata kazımak için, geride böyle bir çalışma bırakmak istemiştim ve başardım."
Verdiğim cevapla tatmin olmuş bir yüz ifadesine bürünen bayan, elindeki kağıtta göz gezdirip bir kaç öksürmeden sonra hazırlandı;
"Peki Selin hanım, oyunculuk dışında bu projede, senarist ve yönetmen olarak yer aldınız. Ayrıca set ekibinden öğrendiğimiz kadarıyla oyuncularla bizzat ilgilenmiş ve yapımcılarla sürekli olarak iletişim halindeymişsiniz. Bu projeyi sizin için değerli kılan nedir?"
İşte bu cidden zorlandığım bir soruydu. Bu projeyi benim için değerli kılan ne miydi?
02.12.2015
[2 Aralık]
Matumaini, seni seviyorum.
Önce kara toprak sarmalamıştı Arslan'ın bedenini, sonra yağan yağmur hücum etmişti toprağın üzerine ve bir koku sarmaladı etrafı. Toprağın ölüm kokan sessizliğe karıştırdığı kokusunu çekti herkes ciğerine. Arslan'ın parmaklarından dökülen kelimeler sıvıştı gözlerime;
"Toprağı severim, hele soğuk olanını daha bi' farklı severim. Tabutumdan fırlamak istermişçesine severim hem de. Korkma beni sarmalayan toprağın canımı acıtacağını düşünerek. Soluğun ilişsin tane tane toprağın içerisine, nefes olsun solmuş ciğerlerime."
Soluğum ona ulaşacakmış gibi mırıldandım "Sensizliğimin nihayetsizliği," diye.
"Sensizliğimin ilk günü."
---
Aradan günler hatta haftalar geçiyordu ve hala yüreğim el vermiyordu mezarının başına geçip ona seslenmeye. Hala alışamıyordum yokluğunun etrafa yaydığı sessizliğe.
Zeynep her saat başı neredeyse arıyor ve nasıl olduğumu sorup duruyordu.
Ne zaman televizyonda Akıncı'lar şirketi için oynadığım reklam filmi başlasa, tüm yakınlarım kapatıp konuyu değiştirmeye çalışarak kafamı dağıtmama yardım ediyorlardı.
Kapının çalmasıyla birlikte elimdeki diz üstü bilgisayarı sehpanın üzerine bırakıp kapıya koştum. Gelen Zeynep'ti ve kapıyı açar açmaz üzerime atlamış ve sarılmıştı. Aynı şekilde samimi bir şekilde ben de ona sarıldım.
Birlikte oturmuş kahvelerimizden yudumluyorduk ve Zeynep bana yaşadıklarını anlatıyordu.
Aradan geçen zaman içerisinde o da çok ilerlemişti işinde. Bir çok sanatçının ve oyuncunun sevdiği başarılı bir yapımcı haline gelmişti. Bunun için o kadar çabalamıştı ki, her şeyi hak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu Gelin
Ficción General''Alo! Yıldız Cast Ajans'ı ile mi görüşüyorum?'' Zoraki konuşmuştum. Yaptığım şeyin ne kadar çılgınca olduğunu bilsem de, bir ümit belki sonuç verir diyerek denedim. ''Evet, buyrun!'' Gelen cevapla birlikte düşündüklerimi bir kenara bırakıp, bir kaç...