Bölüm 14: Alışmalıyız

20.9K 1.3K 698
                                    

Yine 3 gün aradan sonra... Yayınladığım nota gelen cevaplara hitaben;

Ufaktan başladım düzenlemeye, ama bu yeni bölümlerin gelmesine etken değil. 

Şimdi arkadaşlar, anneannemin rahatsızlığından haberiniz var. Sürekli bunu öne sürüyorum, ama gerçekten öyle. Bizde kalıyordu, son 4 gündür kendi evini özlediğinden oraya gitti. Şöyle izah edeyim, evin bütün işleri benim üzerimde.

Bulaşık, çamaşır asma, temizlik... Gibi, buradan bütün annelere saygı sevgi yolluyorum, gerçekten çok illet bir şeymiş şu ev işleri. O yüzden bölüm yazacak zamanım olmadı. 

Neyse umarım anlayışla karşılarsınız :D

Allah'a emanet. 

Ha bir de ''Allah'a emanet!'' dediğim için aramızda, ateist birisi varsa yanlış anlamasın, ona da ''Kendinize iyi bakın.'' diyeyim bari. Farklılıkların önemsiz kılındığı bir dünya yaşama dileğiyle.

Ha bir de dip not olarak, kendi fikrimi belirtmek istiyorum; Son zamanlarda ülke olarak zor bir sınavdan geçiyoruz, tek diyeceğim şey ''Teröre 'Sayın' diye hitap eden bir insanın soluklandığı bu ülkenin gidişatı, Mustafa Kemal'e ve onunla birlikte yüz binlerce şehit düşen askerlerimize saygısızlıktır!''

Ayrıca bunca yaşanana karşın, sus pus oturan wattpad yazarlarına da ayrı bir ''PES'' diyorum, biraz sert konuşacağım ama, ota boka not yayınlayan watty yazarlarını anlayışa davet edip, bilinçlendirme çalışması için, sessiz kalmayıp konuşmalarını istiyorum. Unutmayın bu dünya bir çağı kapatıp diğer bir çağa yine bir ''YAZAR'' sayesinde geçmiştir.

***

¶ Selin'den;

Arka saç köklerimden, gözlerime doğru baskı yapan bir halat gibiydi. Gözlerimi açmama izin vermiyormuş gibi, bir de düşünmeme bile engel olan ağrıya sebebiyet veriyordu.

Dakikalarca uğraşmıştım, lanet olası göz kapaklarını açabilmek için, dakikalarımı ziyan ettiğimde, aynanın karşısındaki görüntümle çığlığı bastım.

Aniden açılan kapıyla birlikte, ellerimi yüzüme tutup ''Kimsin?'' diye seslendim. Bana doğru gelen adım sesleriyle birlikte iyice gerilmiştim. Bu halimle beni kimse görmemeliydi, ben bile görmemeliydim ana neyse...

''Bir şey mi oldu? Yaralandın mı?'' Kalın ve duru sesle birlikte, Arslan'ın beni böyle görmemesi adına iyice elimi yüzüme bastırıp ''Yok bir şey, çıkar mısın? Üzerimi değişeceğim.''

Biraz sert konuşmuştum. Çünkü hesap verecek, veya durumu izah edecek gücü bulamıyordum kendimde. Allah aşkınıza, o gözlerin altındaki morluklarla siz rahat edebilir miydiniz?

Mor halkalar, gözlerimin içinde kırmızı şeritler ve buz gibi bembeyaz bir surat.

Arslan'ın kapıyı kapamasıyla birlikte ayaklanıp, banyonun karşısına geçip, göz altı kapatıcısıyla, morlukları giderdim. Sonrasında yüzümü bir güzel fondötenleyip banyodan çıktım.

Çok fazla makyaj yapmam, günlük hayatta. Yani hafif bir şeyler sürünürdüm, ama fazlasıyla bakımlı birisiyim. Bakımla, makyaj birbirinden uzak şeylerdi. Birisi var olan bir şeyi değiştirmekti, yani makyajla insan olmayan kaşlarını kalınlaştırıyor, küçücük dudağını büyütüyor. Ama bakım daha farklıydı, sadece altında yatan güzelliği dışarı çıkarıyor. Örneğin sivilceniz varsa, eğer sıkmayıp yüzünüzü yağdan arındırarak temiz tutarsanız gidiyor, ki bu da altında yatan güzelliği dışarı çıkarıyor.

Oyuncu GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin