Bölüm 4: Tanışma

24.4K 2K 290
                                    

Çıktık bir yola, her şey iyi gidiyor, bu güzel ilgiye karşı aralıksız her gün bölüm yayınladım.

Yorumlarınızı ve görüşlerinizi bana bildirin, yavaş yavaş beklenilen olaya giriyoruz sanırım :D

Allah'a emanet olun! :D

***

¶ ''Avukatını yollayıp, iki taraf içinde uygun bir anlaşma imzalanacakmış. Sonrası meçhul. Diyarbakır'a gidecek ve 1 yıl boyunca Arslan Akıncı'nın karısı olarak yaşayacaksın. Ay kızım resmen kabul etti, aslında kumral bir kız istiyordu neden seni kabul etti anlamsdım.''

Derken sarı olan saçlarımda ellerini dolaştıran Zeynep'e yandan bir bakış atıp ''Kesin hayranlarımdan birisiydi, tanıdı beni kabul etti,'' dediğimde Zeynep odanın içinde bardak çatlatacak derecede tiz bir sesle kahkaha attı ''Hayran mı dedin sen?'' tekrar gülmeye başladı, aralıksız iki dakika güldükten sonra kısık bir sesle ''Ay seni figüranların donatellası, güldürdün beni.''

Aptal! Hatırlatmasa olmuyor, dört ay önce adım 'Figüranların Donatellası'na çıkmıştı. Lanet olası yapımcılar. Hayır yani onlar cevherimi keşfedemiyorsa ben ne yapayım?

Ajanstan eve döndüğümde aklım hala şu işte kalmıştı. E kalmayacak gibide değildi, 1 yıl boyunca bambaşka bir yerde, tanımadığınız insanlarla yaşamaktan bahsediyoruz. Ayrıca şunca yıllık yaşam tecrübelerime dayanarak Diyarbakır dendiğinde aklıma hiç güzel şeyler gelmiyordu doğrusu. Ön yargımı dersiniz? Antipatimi orasını bilemiyordum.

Zeynep'in söylediklerine göre adam önümüzdeki ay Akıncılar Şirketi'nin Ceo'su olacakmış. Şirketi tanıyordum, bilgisayar teknolojileriyle uğraşıyor olsa gerek, ilgi alanımdaydı. Son zamanlarda sunduğu bir kaç program hoşuma gitmese de, iki yıl önce çıkarttıkları ilginç fotoğraf filtrelerinin yer aldığı programı çok kullanıyordum. Öyle ki instagramdaki bir çok fotoğrafım o uygulamayla çekilmişti. Hakkını yememek lazım adamlar iyi çalışıyordu, vesselam.

Bilgisayarda 'Arslan Akıncı'yı aratıp çıkan sonuçlarda göz gezdirdim. Hiç denecek kadar azdı, yani benim bile bir haberim çıkmıştı internette.

'Dövüş sahnelerinde, figüranıyla olan iletişimi Şebnem Parıl'ın profesyonel oyunculuğunu kanıtlar nitelikteydi'

Evet buradaki figüran adı altında olan kişi bendim. Şebnem Parıl'da dün sabah stüdyoda ayağını burktuğu için hastaneye kaldırılan şıllıktı. İletişim kısmını da üstün körü açıklarsam, sırf gazeteciler seti ziyaret ettiğinden bana yalandan yakınlaşmış, ve magazincilerin ortamı terk etmesiyle eski soğuk, duvar Şebnem'e geri dönmüştü.

Ama olsundu, sonuçta bir haberde yer alıyordum. İyi yada kötü.

Arslan denen adam koca şirketin Ceo'su olacaktı ama internette, hakkında en ufak bir şey dahi yer almıyordu. Sıkıntıyla sayfayı kapatıp sosyal medya hesaplarına bakmak ümidiyle işe İnstagram'dan başladım. İllaki bir yerlerde hesabı vardı.

İnstagram'da Arslan Akıncı adında bir çok kişi çıktığında yenilmişlik hissiyle nefesimi dışarı üfleyip yatağımda sırt üstü yatarak tabletimi göz hizamda havada asılı tuttum. Kimdi ki? Nasıl görünüyordu? Yani şimdi Diyarbakır'lı olduğuna göre esmer bir şey olması gerekirdi? Ay en önemlisi yakışıklı mıydı? Yani beyaz, kumral, esmer fark etmez. Yakışıklı olsun bizim olsun.

Sonuçta bir yıl boyunca yaşayacağım adamın görüntüsü benim için epey önemliydi.

Saat 22:13'tü ve neredeyse ben sıkıntıdan patlamak üzereydim. Yarın ajansta Zeynep'in ofisinde Arslan beyin avukatıyla bir anlaşma imzalayacaktık. Şimdiden sol tarafıma oturan heyecan, kalbimin sesini kulağıma ulaştırırken gözlerimi kapatıp derin nefes almaya başladım. Doğru mu yapıyordum? Yani aldatılmışlık hissiyle yanlış bir karar vermiyordum öyle değil mi?

Oyuncu GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin