Kibele

XX Sorgu

- Zeynel'in nesi oluyorsun?

+ Patronuyum.

- Nasıl bir patronsun sen böyle?

+ Anlamadım?

- Seni "abim" diye kaydetmiş. Bizim memurlar ağabeyisin diye aramışlar seni.

Beynimden vurulmuşa döndüm. Allah kahretsin. Abim diye kaydetmiş beni. Ben, beni ağabeyi olarak gören adamı bir başına bıraktım. Yoldan çıkmış bir adamı, yoldan çıktığı için yarı yolda bıraktım. Onu yola sokmak varken. Halbuki, o çok daha kötü bir durumdayken başarmıştım bunu. Şimdi ise kendimi işe, aşka o kadar kaptırmışım ki, bu yola çıkarken asıl edindiğim misyonu bir kenara bırakır olmuşum. Bunu Zeynel'in ölümüyle fark etmiş olmam ne acı. Oysa ne masum düşüncelerim vardı bu genelevi kurarken. Ötekileştirilmişlere, öteki olmadıkları bir dünya yaratmak. Gittikleri her ortamda aşağılanan, dövülen, öldürülen, yaşam hakkı dahi tanınmayan trans bireylere kapılarımı açmak, kötü hayat koşulları neticesinde hayat kadınlığı yapan, vampir gibi pezevenklerin elinden yahut yol kenarlarından onları çekip çıkarmak. Toplumun yüzyıllardır süregelen tabularını, çarpık ahlak anlayışlarını yıkmak, Zeynel gibi batağa saplanmış kişilere umut eli olmak vs. Lanet olsun kalantor iş adamlarının yaptığının, benim Zeynel'e yaptığımdan ne farkı var!

- Ne oldu, daldın öyle?

+ Hı, ne?

- Seni abim diye kaydetmiş. Nasıl bir patronsun sen böyle? Mafya falan mısın?

+ Hayır canım ne münasebet?

- O zaman niye abim diye kaydetti seni?

+ Aramız iyiydi. Ayrıca abim diye kaydettiğini sizden öğrendim.

- Sen onu ne diye kaydettin peki?

+ Pardon ama bunun soruşturmanıza ne faydası olacak?

- Ukalalık etme! Bana işimi sen mi öğreteceksin?

Bu nasıl bir küstahlık böyle? Yaşadığım acı yetmiyor sanki.

+ Adıyla kaydettim. İnanmazsanız vereyim telefonu, kontrol edin.

- İstemez. Zeynel'in bonzai içtiğini biliyor muydun?

+ Bonzai mi? Yok hayır. Bilmiyordum.

- Tamam. Bu kadar yeter. Yarın bir uğra. Başın sağ olsun.