Malibusunu içerken bir yandan da dansçıları izleyen Yasin bana doğru dönüyor:
- Oğlum ben fena oldum lan.
- Hayırdır?
- Baksana şunlara. Hepsi birbirinden güzel.
- Kibele'den aksini beklemek gaflet olur zaten.
- Gaflet ne kelime! Delalet, hatta hıyanet olur!
- Teşekkür ederim.
- Sağdıcına bir güzellik yaparsın artık.
- Bilirsin ben iyi bir insanım. Fakat bu biraz da nasıl bir güzellik istediğine bağlı.
- Anladın sen onu.
- Anladım gibi. Ancak taktir edersin ki süprizlerle dolu bir kişiliğin var. O yüzden yanlış tahminde bulunma ihtimaline karşılık, bunu senin söylemeni tercih ederim.
- Burası neresi?
- Kibele.
- Hayır onu demiyorum. Burası neresi? Kerhane. Burayı kim işletiyor? Benim en yakın dostum.
- Unut gitsin. Personelimi bir mal gibi ikram edemem üzgünüm. Parasını verip istediğine girersin. Yapabileceğim tek şey, Kibele'nin payını almamak olur.
- Yavşak mısın oğlum sen ya? Ben mastürbasyon odasına gidiyorum.
- Kerhanede mastürbasyon yapmak garip bir duygu olsa gerek.
- Bu benim değil senin ayıbın. Pezevenk kankamız var ama o bizi elimize mahkum ediyor.
- Pezevenk olsam da onlar benim tapulu malım değil.
- Hiç elini bacağının altında biraz bekletip, sonra mastürbasyon yaptığın oldu mu?
- Hayır. Neden böyle bir şey yapayım ki?
- Elin bacağının altında bir süre kalınca uyuşuyor ve 31 çekerken sanki bunu sana başkası yapıyormuş hissi veriyor.
- Ya bir siktir git. 31 mi çekeceksin ne yapacaksan yap.
- Lan ben 31 çekecek adam mıyım? Sen beni haftasonu ortamlarda gör. Hadi gel balkona çıkalım. Bir sigara içeriz.
- Burası zaten teras. Burada da içebiliriz.
- Olsun çıkalım biz. Hem hava alırız biraz.Balkonun en köşesinde telefonla konuşan bir adam var ve karısına bir iş yemeginde olduğunu söylüyor. Müzik sesini köşeye geçerek engelleyebileceğini düşünmüş zavallı. En sağda iki garson hızlı hızlı sigara içiyor. Beni farketmediler. Tam ortada da sol elinde buzlu viski bardağı, sağ elinde puro olan, takım elbiseli tombul bir adam manzarayı izliyor. Garsonlar beni görünce sigaralarını atıp içeri giriyorlar. Biz de onların biraz önce bulundukları yere geçiyoruz. Yasin:
- Ee? Daha daha nasılsın?
Tabakasından cigaralık çıkarıyor. Hemen söze giriyorum:
- Onu burada içmeyeceksin değil mi?
- Elbette hayır. Bunu burada içeceğiz.
- Bir gören olur.
- Millet buraya striptizci kızları izlemeye gelmiş, inan onların sikinde bile değilsin. Çalışanların da zaten işi başından aşkın, ona mı dikkat edecekler. Ayrıca senin burada olduğunu bildikleri için, buraya gireceklerini hiç sanmıyorum. Çalışan psikolojisi. Patrondan daima uzak durmaya özen gösterilir.
- İçinde başka bir şey yok değil mi?
- Benden bekliyor musun öyle bir şey?Kocaman sigarayı ateşledi ve öyle bir çekti ki, ağzından baca dumanı gibi duman çıktı.
Üçüncüleri aldıktan sonra THC'nin beyindeki etkisi kendini gösteriyor. Sigarayı biraz soğumaya bırakıyorum. Tam bu sırada telefonumda bir alarm çalıyor. Kibele'nin veritabanından gelen bir alarm bu.
Bu alarm, işletmemize polislerin giriş yaptığı anlamına geliyor ve danışma tarafından aktif ediliyor. Danışma, polisleri gördüğü anda tıpkı banka gişelerinde olduğu gibi, masanın altındaki düğmeye basıyor. Lobiden, katlardan, restoranttan, kısacası açık alanlardan alarm kesinlikle duyulmuyor. Alarm aktif edildiği anda, bütün müdürlerin ve benim telefonuma sinyal gidiyor. Personelin bulunduğu mutfak, çamaşırhane, garaj, giyinme odaları, prova odaları gibi yerlerde ve en önemlisi dolu olsun veya olmasın bütün eğlence ve stüdyo odalarında alarm çalmaya başlıyor. Alarm çaldığı zaman seks işçileri, odalarındaki müşterileri soğukkanlılıkla yangın merdivenlerine yönlendiriyor. Officeboylar binayı hızlıca gezerek, başımıza bela açabilme potansiyaline sahip her şeyi yok etme görevini üstleniyorlar. Güvenlik görevlileri de, yangın merdiveninde bulunan müşterileri ve seks personelini binadan çıkartıyorlar. Bu tahliye işlemi çoğu zaman hatasız ve programlı bir şekilde işliyor. Çünkü tüm personeller 15 günde bir tahliye provası yapıyorlar.
Hemen telefonumdan lobinin kamera görüntülerine bakıyorum. Normal bir denetimden daha kalabalıklar. Bir şeylerin anormal gittiği besbelli. Soğumakta olan cigaralığı söndürüp Yasin'in masasının üstünde duran tabakasının içine koyuyorum. Yasin bakışlarıyla neler olup bittiğini soruyor.Ona telefonumdaki kamera görüntülerini gösterip, asansöre biniyorum. Lobiye inerken, asansördeki aynanın yansımasından fark ettiğim göz kızarıklığı, beni rahatsız ediyor.Lobiye indiğimde tıpkı usa bir aktör misali, hiçbir şey olmamış gibi polislerin karşısına çıkıyorum.
"Hoşgeldiniz. Bir şey içer misiniz?"
"Buraya bir şey içmeye gelmedik."
"Farkındayım. Bende nezaketen somuştum zaten."
"Hakkınızda ihbar var."
"Neyle ilgili?"
"Yasadışı fuhuş yapıldığıyla ilgili. Bütün binayı aramak zorundayız."
"Bizim insanımız da sanattan hiç anlamıyor. Dans etmenin adı ne zaman fuhuş oldu?"
"Yasalarda böyle geçmese de ucu sekse dokunan her şey fuhuştur bana göre."
"Hayatta ucu sekse dokunmayan bir şey var mı ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibele
ComédieAlışılmışın dışında bir kadın pazarlayıcısının işlettiği, alışılmışın dışında bir genelevde geçen hikayede, aksiyon, mizah, dram, gerilim gibi olguların iç içe geçtiği kurgularla karşılaşacaksınız. Uçta kalmış hayatların serüvenlerine tanık olacak...