Zihnimdeki düşünce bulutlarını, aniden çalan kapı zili dağıtıyor. Nedense birden heyecanlanıp, polisin dosyasını çekmeceye koyuyorum. Temkinli bir şekilde kapıya yönelip, delikten bakıyorum. Sanırım iyice paranoyak oldum. Deliğin ucunda bir dilber süslüyor gözlerimi. Vücudunun her noktasını ezberlediğim bir dilberin. En defresif zamanlarımda imdadıma konuşan dilberin.
"Ben tanrı misafiriyim."
"Tanrı ne zamandan beri böyle güzel hediyeler göndermeye başladı?"
"Seni çok seviyor olsa gerek."
"Bundan hiç şüphem yok."
Hiç beklemediğim bir anda atlıyor kucağıma. Kollarımla ince belini kavramaya çalışırken, dengemi kaybedip, akabinde sırt üstü yere düşüyorum. O ise üstüme. Aç bir kuzu gibi emerken dudaklarımı, iki eliyle yakamdan tutarak koparıyor gömleğimin düğmelerini. Pürüzlü bedenimde geziyor elleri. Dudakları ise, dudaklarımı vakumlama işine ara verip şu kelimeleri işitmemi sağlıyor:
"Sen hiç atlet giymez misin?"
"Sevişirken vakit kaybettiriyor."
"Üşümüyor musun?"
"Isıtanım eksik olmuyor."
Boynuma uzanıyor dudakları. Libidomun fethine giden yolda, stratejik açıdan çok önemli bir cephe. Sonra aşağılara doğru iniyor. Hiçbir şey yapmadan yatıyorum öyle. Daha önce izlemiştim bu filmi.
Nihayet olması gereken yere iniyor dudakları. Önce damarlardan ucuna kadar hafifçe gezdiriyor dilini. Sonrasında ıslak ağzını hissediyorum peninisimin her yerinde. Dişiyle ısırıyormuş gibi yapıyor ve emmeye başlıyor. Hızlıca inip çıkıyor ağzı. Zevkten yumruklarımı sıkıyorum. Nefes alıp verişim değişiyor. Bir süre devam ettikten sonra saçından tutup çekiyorum onu. Zira ağzına boşalmak istemiyorum.,
"Sen niye hala giyiniksin?"
"Soyan olmadı çünkü."
"Soymaya fırsat verdin mi ki?"
"Benim fırsat vermeme ihtiyacın mı var?"
Haklıydı. Onu hemen kaldırıp, yatağa atıyorum. Bluzunu sert bir şekilde alıyorum üstünden. Sonra dişimle açıyorum pantolonunun düğmesini. İki elimle indirirken pantolonunu, nefesimi üflüyorum göbek deliğine ve sıra südyenine geliyor. Sağ elimle kurtarıyorum kopçadan ve fırlatıyorum arkaya doğru. İki elimle memelerinden tutup, iyice ittiriyorum yatağa. Boynunu emiyorum usulca. Şu an tamamen üstündeyim ve kalp atışlarındaki hızlanmayı hissedebiliyorum. Şehvetle titriyor bedeni. Elleri adeta dans ediyor sırtımda. Boynundan göğüslerine iniyorum yavaşça. Önce meme ucunu dilimde gezdiriyor, sonrasında hafifçe ısırıyorum. Sağ elim ise yasaklı bölgeye doğru iniyor gizlice. Ulaştığında ise hafif bir ıslaklık geliyor elime. Elim çekip alıyor kilodu ve atıyor yere. Nihayet yılanın yuvaya girme vakti geldi. Önce usul usul gezdiriyorum penisimi klitorisin çevresinde. Kuduruyor adeta. Tüm bedeni hadi artık diyor. Ben ise, gayet keyif alıyorum kudurtmaktan onu. Fakat daha fazla hakim olamıyorum kendime. Hiç beklemediği anda sert bir giriş yapıyorum. Gafil avlanan dilber, acıyla geri çekiyor kendi. Ellerimle kollarını tutuyorum. Penisim içinde bekliyor. İçerideki sıcaklık ve ıslaklık kudurtuyor beni. O ise tamamen teslim olmuş bir şekilde gözlerimin içine bakıyor. Hafifçe geri çekip, yine sert bir giriş yapıyorum ve artık birbirine paralel gidiyor tüm iniş, çıkışlarım. Yavaştan başlayıp, hızlanıyorum. Bir yandan da alt dudağından ve çenesinden küçük ısırıklar alıyorum. O ise şehvetle ellerini vücudumda gezdiriyor. Ben hızlandıkça çığlıkları yükseliyor. Çığlıkları yükseldikçe, elleri yanaklarıma gidiyor, sonra kulaklarıma. Sanki çığlıklarını duymamı istemiyormuş gibi. Oysa o çığlıklar beni tahrik edip, daha da hızlanmamı sağlıyor. Bunu bilmiyor olmasına imkan yok.
Penisim sanki kontrolümden çıktı ve tamamen başına buyruk hareket ediyor. Onun ise elleri meme uçlarımda şimdi. Oynayıp, mıncıklıyor. Dudakları ise boynumda. Bana boğazlı kazak giydirmeye kararlı anlaşılan. Ve "o an" geldiğinde, bendeki sürat doruk noktasına ulaşıyor ve bu sürat onda da boşalmaya neden oluyor. Nihayet boşalıyorum. Boşalırken de içinden çıkarmıyorum penisini. Hala daha üstündeyim. O ise mutlu bir şekilde bakıyor gözlerime.
"Nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun?"
"Meslek sırrı."
"Sigara ister misin?"
"Kim istemez ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibele
HumorAlışılmışın dışında bir kadın pazarlayıcısının işlettiği, alışılmışın dışında bir genelevde geçen hikayede, aksiyon, mizah, dram, gerilim gibi olguların iç içe geçtiği kurgularla karşılaşacaksınız. Uçta kalmış hayatların serüvenlerine tanık olacak...