"Buluşmak için burayı çok mu aradın?"
"Niye? Sence sessiz ve huzur dolu değil mi?"
"Benim için hiçbir sessizlik huzur verici değildir. Biri sana tuzak kuracaksa, tenha bir yer seçer."
"Sana tuzak kurduğumu mu düşündün?"
"Düşündüğüm için bu yaşıma kadar geldim. Sen de benim yaşıma gelmek istiyorsan sen de düşün. Tuzağın kimden geleceği asla belli olmaz. Hz. Ömer'i zehirleyen karısıydı."
"Bana neden güvenip buraya geldin o zaman?"
"Çünkü bana ihtiyacın var. Halis Karaman'dan da korumayı satın aldığına göre..."
"Her şeyi bu kadar hızlı duyman çoğunlukla beni ürpertiyor. Bu arada sana Halil mi demeliyim, İbrahim mi, yoksa Halil İbrahim mi?"
"Halo deme de ne dersen de. Oldum olası sevmedim. Oğlan siken türkücü lakabı gibi. Onu bunu bırakta, eğer etrafta bana pusu kurmuş adamların yoksa neden getirdin beni buraya?"
"Şu binayı görüyor musun?"
"Götüne girsin diyeceksen seni şuracıkta vururum."
"Saçmalama Halil! İş konuşmaya geldik buraya. Bu binayı aldım. Kibele'yi buraya kuracağız."
"Daha izbe bir yer bulamadın mı? İnsan buraya sikmeye gelirken sikilmekten korkar."
"İşlek yere genelev mi açalım Halil? Şöyle ayaküstü yere açalım de geçerken şöyle bir boşalmaya uğrasınlar değil mi?"
"Kimse buraya gelmez istemez Poyraz!"
"Gelecekler. Şehir dışından, hatta yurt dışından bile gelecekler. Büyük düşün Halil. Vizyonumu idrak etmeye çalış. Burası öyle bir yer olacak ki, tarihe geçecek."
"Bu sektörde çok ünlü olmakta iyi değildir ama sen bilirsin."
"Ünlü değil, efsane olacağız. Hadi sana içerisini göstereyim. Hem de neler buldun onlara bakalım."
...
"Şimdi birader. Şu karının ismi Nazlı Bilaloğlu. 16 yaşında amcasının tecavüzüne uğrayıp hamile kalıyor. Töre cinayetine gitmemek için karnı burnunda kaçıyor. Aç kalıp, ibnenin birinin eline düşüyor. Herif seviyorum ediyorum diyip, bunu hem sikiyor hem dövüyor. Çocuk özürlü doğuyor. Sonra çocukla beraber kapı dışarı. Aç kaldığı için çocuğunu emziremiyor ve yetimhaneye bırakmak istiyor. Özürlüyle uğraşmak istemediği için yetimhane bile çocuğu kabul etmiyor. Bu da mecbur çocuğu kiliseye bırakıyor."
"Neden cami değil de kilise?"
"Bunun yavşak amcası imammış. İmam osurursa cemaat sıçar mantığı. O da cahil tabi dini bir yer dışında başka bir yere bırakmak aklına gelmemiş. Kimse bekar kadına iş vermiyor, ev vermiyor. O da önce pavyona, uyuşturuya başlayınca da fuhuş çetelerine düşüyor. Sonrasında maddiyatı toparlıyor ama fuhuştan sabıkası olduğu için çocuğu alamıyor. Hayattaki tek amacı çocuğuna kavuşmak."
"Güzel de kızmış. Başka?"
"Bu da benzer olay. Bu sefer hamilelik yok ama abisi kızı delik deşik etmiş. Şans eseri hayatta kalmış. İster misin bilmem. Yanağında ve vücudunda kurşun izleri var. Bir de belinde ameliyat yarası var."
"Farklılık iyidir Halil. Başka?"
"Bu kız da Suriyeli. Savaştan kaçmış. Ailesini ve çocuğunu bombalı saldırıda kaybetmiş. Kocasını da İşid yakarak öldürmüş. Bunu da cariye diye Urfa'da bir aşiret reisine satmışlar. Buralara kadar nasıl gelmiş bilmiyorum. Ben bilmediğim şeye güvenmem. Yine de sen bilirsin."
"Bir konuşalım bakalım."
"Üç tane travesti var. Onlar da..."
"Anlatmana gerek yok. Tahmin edebiliyorum."
"İki tane de kırık var. Biri Çankırı'dan diğeri de doğudan bir yerden. Ailelerinden kaçmışlar. İstanbul'da da pek barınamamışlar. Maddeye düşmüşler."
"Onlarla da konuşuruz. Daha fazla kadın lazım."
"Kardeş önce bir mekanı aç. Bakalım tutsun, ondan sonra büyütürsün. Yoksa patlarsın valla. Aç kalırlarsa seni yerler."
"Biz de her zevke hitap edebilecek insanlar lazım Halil. Burası senin bildiğin yerler gibi olmayacak anlıyor musun? Daha fazla kadın bulmamız lazım. Sarışın, esmer, kumral, uzun, kısa, cüce, zayıf, şişman, siyah, beyaz, latin, uzak doğulu, dansçı, şarkıcı aklına ne gelirse."
"Aslında aklımda bir yer var. Ama biraz pis bir iş. Başını ne kadar belaya sokmayı göze alabilirsin?"
"Seni dinliyorum."
"Bir tane orospu çocuğu var. Elinde yüze yakın kadın var. Çoğu yabancı. Pasaportlarına el koyuyor. Zorla çalıştırıyor. Nerede düşmüş kadın varsa onları bulup kendine köle yapıyor. Hem sikiyor hem satıyor. İğrenç bir herif. Birkaç kere aynı ortamda bulunduk. Bir kere eski patronumla iş için görüşmüşlerdi. Oturup rakı cigara içmiştik. Kafası iyi olunca ondan kaçıp polise giden bir kadını ibreti alem olsun diye tüm kadınların önünde beyzbol sopasıyla döverek öldürdüğünü göğsü kabara kabara anlattı. Anlattıklarından sonra onu öldürmek istedim. Ama patronuma çalıştıracak kadın ayarlıyordu. Bir şey yapamadım. Kanıma dokundu."
"Polise gittiyse, polis koruması almadı mı? Adama neden hiçbir şey olmadı?"
"Çok safsın be kardeş. Polisleri besliyor herif. Gittiği polis onun beslemesi. Karıya kelepçeyi takıp doğru herife bırakıyor. Yani demem o ki, aradığın yardıma muhtaç kadınlar bu herifin elinde."
"Adı ne?"
"Bedrettin Çelik."
"Onu öldüreceğiz."
"Ne dedin sen?"
"Ne dediğim son derece açık değil mi?"
"Sen mantar falan mı yedin? Hani sen trafik kurallarına bile harfiyen uyardın? Önce illegal umumhane açıyorsun, şimdi de cinayetten söz ediyorsun!"
"Cinayet konusunda bir problemin yok sanıyorum. Küfür ettiği için bir bar fedaisini, ablanı aldatıp dövdüğü için de enişteni öldürürken böyle tereddüt etmiş miydin?"
"Nereden biliyorsun lan sen bunları? Polis bile bilmez! Sen kimsin? Devlet misin ulan?"
"Bırak yakamı! Seninle çalışmadan önce seni iyice araştırdım ben. Hakkında bir şey bilmeden sana planlarımdan bahseder miydim sanıyorsun?"
"Madem bunları öğrendin, neden benimle çalışmak istedin?"
"Şiddete eğilimlisin ama gördüğüm kadarıyla bu eğilimin genelde zorbalığa karşı alevleniyor. Benim için mühim olan da bu. Zira ben polis ya da savcı değilim."
"Peki ya sen? Hayatında karınca incitmemiş adamsın nasıl cinayet işlemeyi planlıyorsun? Üstelik Bedrettin Çelik'i! O herif patronumdan sonra İstanbul'un yeni sahibi oldu. Herif şu an kadın ticareti piyasasını yönetiyor. Öyle bir adamı öldürmek her babayiğidin harcı değil. Hele senin hiç değil!"
"Yıllar önce onun genelevlerinden birinde çalışmıştım. Kendisini de tanırım. Nasıl öldüreceğimizi biliyorum. Hem bana bu konudan bahsedip, hem de nasıl öldürürüz demen son derece abes. Zira onu öldürmeden kadınları elinden alabileceğimiz başka bir yöntem var mı? İtiraf et onun ölmesini sen de benim kadar istiyorsun. Doğru insanlarla çalıştın mı bir an bile tereddüt etmeyeceğinden şüphem yok. Sadece doğru adamın ben olduğuna ikna olmuş değilsin. Bunu da tecrübe ederek görmen en doğrusu. Ayrıca biz Kibele'yi büyüttükten sonra farkımıza muhakkak varacak ve yolumuza çıkacak. Hem onun gibi birini öldürmek bu alemde fazlasıyla saygı kazanmamıza neden olacak. Bir düşün."
"Adam öldürmek çocuk oyuncağı değil birader. Boyundan büyük işlere kalkışma. İlla yapacağım diyorsan da ben yokum. Zeki adamsın falan ama adam öldürmeye taşak lazım. Bir de göt lazım."
"Sana en kısa zamanda planımı anlatacağım. Kabul edeceksin. Şimdiden hazırlanmaya başlasan iyi olur Halo."
"Halo senin ananı siksin! Amına kodumun çocuğu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibele
HumorAlışılmışın dışında bir kadın pazarlayıcısının işlettiği, alışılmışın dışında bir genelevde geçen hikayede, aksiyon, mizah, dram, gerilim gibi olguların iç içe geçtiği kurgularla karşılaşacaksınız. Uçta kalmış hayatların serüvenlerine tanık olacak...