5: URAS ARSLAN

15.5K 464 99
                                    

Multimedia: Uras ARSLAN

Bölüm Parçası: Jessie J. - Who You Are

Silgisini kemirdiğim mavi kalemimle meşgulken İdil'in yalvaran bakışlarını ve büzdüğü alt dudağını görmezden gelmeye çalışıyordum. "Lütfen Derin!!!" diye yalvarırken kelimelerinin son hecelerini uzatıyordu.

İç çekerek sandalyemi geriye ittirdim ve dar eteğimi aşağıya doğru hafifçe çekerek "Durumu biliyorsun. Haftaya vizeler başlıyor ve ben çok gerideyim. Üzgünüm ama ders çalışmalıyım." diye fısıldadım ve rafların arasında ilerlemeye başladım.

En son yaşadığım maceradan bu yana bir hafta geçmişti ve babam sonunda eve dönmüştü. Benimle iletişim kurmasını bırakın, mecbur kalmadıkça yüzüme bile bakmamayı tercih ediyordu. Buda 'normal bir genç kız ol' baskısı altında daha çok ezilmeme sebep oluyordu. Tek düşündüğü itibarı olan bir adama kendimi kanıtlamak için çabalamak zorundaydım. Annem için... Bunu isteyip istememem önüme sunulmuş bir seçenek değildi.

Dünya bir film seti ve hayat ise senarist. Yaşamak; sözleşme. Eğer o sözleşmeyi imzaladıysanız, hayatın yazdığı senaryoyu koşulları sorgulamadan oynamak zorundasınızdır.

Peşimden gelen ayak seslerini duyduğumda, alfabetik olarak sıralanmış kitapların arasında ödevim için işe yarayacak makale kitapları arıyordu gözlerim. Kütüphanede olduğumuza aldırış etmeden "Hadi ama ..." diye homurdanmaya başladı.

"Şşşt!" O korkutucu hemşire tablolarındaki gibi işaret parmağımı dudaklarıma götürdüm. Daha sonra kafamla; kollarını göğsünün altında kavuşturmuş, başını eğerek çatık kaşlarının hemen altındaki siyah gözlüğünün üzerinden dik dik bize bakan kütüphane görevlisini işaret ettim. İdil gözlerini devirerek ders çalıştığımız masaya yöneldiğinde sırıttım.

İdil, gerçekten sıcak ve içtendi. Rol yapmıyordu. Benimle popülerliğim için arkadaş değildi. Çok meraklı olmasına rağmen nerede durması gerektiğini biliyordu ve konuşmak istemediğim noktalarda beni zorlamıyordu. Tanışalı bir hafta olmasına rağmen ona alışmaya başlamıştım. Bir yıldır yaşadığım içe kapanıklığını göz önünde bulundurursak, birine bu kadar çabuk güvenmeye başlamam beni rahatsız ediyordu. Birde diğer yandan babamın bana açtığı savaşı kazandığımda onu arkamda bırakacaktım. Bu düşünce içimde bir burukluk oluşturuyordu. İdil sahteliğin yanından bile geçmezken ben ona karşı pek dürüst olamamıştım. Sadece annemin bu dünyadan göçüp gittiğinden, Ceyda'dan ve babamın diğer okulumdaki düşük notlarım ve devamsızlıklarım yüzünden bir orduyu yok edebilecek olan baskısından haberdardı. O ise bana açık kitap gibi her şeyini anlatıyordu. Ailesinin önemli bir ilaçlama şirketinin sahibi olduğunu ve sürekli yurt dışındaki seminerlere katıldıklarını; bu yüzden onlarla vakit geçirememenin verdiği üzüntüyü... Ailesiyle vakit geçirebilmek için kimya mühendisliği okuduğunu... Birkaç yıl önce Eren'in ailesinin yaşadığı siteye taşındıklarını ve Eren'le orada tanıştıklarını... Hakkında fazla şey anlatmıştı. Bana güveniyordu ve benim ondan sakladığım çok fazla sırrım vardı. Bu yüzden kendimi suçlu hissediyordum.

Sandalyeye yerleştiğimde "Tüm hafta dersten başını kaldırmadın zaten. Üstelik kolay kavrıyorsun." 'Ne yazık ki matematikle başım dertte!' diye söylendim içimden. "Nefes alman gerek." dedi, arkasına yaslanarak.

"Babamı biliyorsun. Gece çıkmama izin vermeyecektir. Şoförümüzün okul içindeki bebek bakıcılığından bile Ceyda'nın yoğunlaşan işleri yüzünden kurtulmaya başladım. " dedim, önümdeki kitabın içindekiler kısmını incelerken.

"Ödev yapacağımızı ve bizde kalacağını söylersin. Gerekirse Engin amcayla ben konuşurum. Söz veriyorum yarın sabah ekenden kalkıp ders çalışacağız." dedi ve ellerini Japonların selam verişi gibi yaparak göğsünün önünde birleştirdi. "Hem üst sınıflardan birini sana matematikten özel ders vermesi için ayarlayabilirim. Lütfen!" Son cümleyi yine uzatmıştı.

BEYAZ KUMRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin