"Kaybolmuş bir ruhtum sadece ve doğru yolu bulmak için çabalamıyordum. Ben akıntıya karşı çırpınmayı seçmemiştim. Çünkü ne kadar çırpınırsam hayat da beni o denli derin karanlık sulara çekiyordu."
Derin Ertürk; lisenin popüler başarılı,sevecen,şı...
Bu bölümdeki ilham perilerimi bulmayı bir insana borçluyum. BuketOzdal:) Bu bölüm sana ithafen :) Bana önerdiğin harika filmler için sonsuz teşekkür borçluyum. Seninle ve Zeynep'le oturup vakit geçirmek çok keyiflidi. Bana kattığınız çok şey oldu :) İkinizi tanıdığım için çok memnunum <3 Teşekkür ederim dünyanın en şeker insanları :)
Umarım bölüm hoşunuza gider beyaz kumrular :) Keyifli okumalar <3 Sonsuz kokulu öpücükler her birinize :*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm Parçası : John Gold - Vampire's Kiss
(Film önerisi: The First Time) Film önerilerim hoşunuza gidiyor mu? Bunu daha sık yapmalı mıyım? Yorumlarınızı aşağıya bırakın lütfen :)
Eren'in evine geleli henüz bir kaç saat olmuştu. Saat sabahın beşini gösteriyordu. Sessizliği bozan tek şey duvardaki saatin tik tak sesleriydi. Salondaki kanepede uzanmış karşımdaki pencereden koyu lacivertten açık maviye dönmeye yüz tutmuş gökyüzünü izliyordum. Uykuya dalmayı defalarca denemiştim. Fakat tek yaptığım bir sağa bir sola dönüyor olmamdı.
Uras çoktan uyumuş olmalıydı. Misafir odasını benim kullanmam için ısrar etmişti fakat isteğini her defasında reddetmiştim. Bu evde geçirdiği vakitlerinde o yatakta uyuduğunu bilmek, bana salondaki kanepede uzanmanın ciğerlerimi daha huzur dolu yapacağını düşündürmüştü. Nasıl yaptığını bilmediğim bir şekilde her defasında ona çekiliyor olmak beni tedirgin ediyordu. Bazen ona güveniyor, kimsenin görmesini istemediğim yaralarımı göstermek istiyordum. Bazen ise ona güvenmiyor, korkuyor ve kilometrelerce uzak olmak istiyordum. Bu ikisi arasına sıkışıp kaldım.
Oksijen akışımı sağlamaya çalışırken uzandığım yerde kıvrılarak oturma pozisyonu aldım ve etrafıma bakındım. Gözlerim yalvarırcasına dikkatimi dağıtacak bir şeyler arıyordu ve sonunda pekte gösterişli olmayan kitaplığa takıldılar. Raflarına birkaç porselen süs eşyası, birkaç tane kitap, çoğunlukla film yerleştirilmişti.
Okuyabileceğim bir şeylerin olup olmadığını kontrol etmek için ayağa kalktıktan sonra parmak ucunda adımlar atarak ilerledim. Varolan kitapların çoğu dünya klasiklerindendi. Geri kalanları ise polisiye romanlardı. İçlerinden birini seçmek için parmaklarımı kitapların üzerlerinde gezdirirken eser adı üzerinde yazılı olmayan siyah ciltli bir kitaba denk gelince duraksadım. Kitabı çekerek yerinden oynattığımda bunun bir fotoğraf albümü olduğunu farkettim.
Tekrar kanepeye yerleştirdikten sonra albümü kucağıma yerleştirdim. İlk sayfalarda Eren'in anne ve babasıyla olan fotoğrafları yer alıyordu. Daha sonraki sayfalarda ise arkadaşlarıyla olan fotoğrafları vardı. Birkaç sayfa çevirdikten sonra Eren ve İdil'in bir fotoğrafına rastladım. Parti süslemelerinin olduğu bir evde kanepedenin üzerinde sızmış ve Eren ise zafer edasıyla gülümseyerek İdil'in suratına kedi bıyığı çiziyordu. Gülümseyerek diğer sayfaya geçtiğimde tekrar duraksadım. Uras ve Eren ortalarındaki kıza bakarak gülümsüyorlardı. Takım elbise giymişlerdi. Kız ise pembe bir elbise giymiş kameraya doğru bakarak kocaman gülümsüyordu. Kızın zümrüt yeşili iri gözleri vardı ve saç rengide benimkiyle aynı fakat benim saçlarımdan oldukça kısaydı.
