Bölüm parçası: Hilary Duff- Now You Know
-Birkaç Gün Öncesi-
Son bir kaç günü Deha'dan haber bekleyerek geçirdim. İdil'in her şeyden haberi vardı. Fakat Eren'e yalan söylüyor olmak onu üzüyordu. Onu bu durumun içine düşürdüğüm için suçluluk duyuyordum.
Kimya kitabını kapatıp gözlerimi ovuşturdum. Saat gece ikiyi gösteriyordu. Yarın sabah sınavım vardı. Bu nedenle uyumaya karar verip banyoya ilerledim. Her zamanki gece rutinimi gerçekleştirerek yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve ev terliklerimi yere paytak paytak sürterek yatağa doğru ilerledim.
Çarşafların arasındaki telefonumdan ses yükseldi ve elimle yorganımın altını yokladım.
......Uras Arıyor......
Tereddüt etmeden açtım. Gittiğinden beri ilk defa arıyordu.
"Uras? Tanrıya şükür iyisin."
Göl evinde maç izlenen geceden beri yalnızca üç gün geçmişti. Uras o gecenin ertesi sabahı bir kaç günlüğüne yurt dışına çıkmak zorunda olduğunu söylemiş atar topar ayrılmıştı. Nedenini söylememişti ama İdil, büyük bir dövüş maçı için Moskova'da olduğunu ağzından kaçırmıştı. İdil'e bunu söyleyen Eren olduğu için bir şey söylememem konusunda bana yalvardı. Sorun değildi. Neler döndüğünü anlamayacak kadar aptal değildim. O sabahki bakışından anlamıştım; donuktu ve bir orada düşünceli. Uras bir şeyler hissediyor olduğumun farkındaydı ve bu nedenle veda etmedi. Çünkü onu vazgeçirmemi istemiyordu.
"İyiyim, Beyaz Kumru. Beni merak etme; gerçekten iyiyim." Duraksadı. "Yalnızca sesini duymak istedim. Gökyüzüne bakıyordum ve aklıma sen geldin."
Kafamı biraz kaldırıp camdan dışarı baktım.
"Burada hava, bulutlu ve karanlık. Aslına bakarsan iç karartıcı. Bunu mu söylemeye çalışıyordun, Uras Arslan?" Ses tonumda alaycı bir tını ancak hüzünlü bir tını. Nasıl endişelenmemi beklerdi?
"Hayır, şu an gökyüzünde tüm geceyi aydınlatan yalnızca bir yıldız görüyorum. Bana bunu anımsatıyorsun ; ne zaman karanlık hissetsem seni düşünüyorum ve sen her zaman bir yıldız gibi tüm o koca karanlıkta ışılıyor ve bana umut ışığı oluyorsun."
Sözleriyle tüm kızgınlığım uçup gitmişti. Ama endişelerim artmıştı. Neden böyle konuşuyordu? "Alkollü müsün, Uras?Neler oluyor?"
"Belki biraz. Ama kendimdeyim, Beyaz Kumru. Söylemeye çalıştığım tek şek; karanlıkta olmanın en iyi yanı sensin."
Gülümsedim. "Bu seni özledim demenin en uzun ama en güzel yoluydu." İç çektim. " Hiçbir açıklama yapmadın. Nereye gittiğini söylemedin. Sana ne kadar kızsam da aslında yalnızca endişeliyim. Seni özlüyorum. Ne zaman geliyorsun? Lütfen artık konuşalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ KUMRU
Teen Fiction"Kaybolmuş bir ruhtum sadece ve doğru yolu bulmak için çabalamıyordum. Ben akıntıya karşı çırpınmayı seçmemiştim. Çünkü ne kadar çırpınırsam hayat da beni o denli derin karanlık sulara çekiyordu." Derin Ertürk; lisenin popüler başarılı,sevecen,şı...