36:PİNOKYO

3.6K 179 12
                                    

Bölüm parçası: Demi Lovato-Stone Cold (Parçanın sözlerine ayrıca bakın bölüme çok uyduğunu düşünüyorumm)

Merhabaaaa güzeller güzelli okuyucularım!! Kısa bir bölüm olduğunu için bende en az sizler kadar üzgünüm :(( Yinede keyifle okuyacağınız bir bölüm olması dileğiyle :)) Sizleri seviyorum <3

Merhabaaaa güzeller güzelli okuyucularım!! Kısa bir bölüm olduğunu için bende en az sizler kadar üzgünüm :(( Yinede keyifle okuyacağınız bir bölüm olması dileğiyle :)) Sizleri seviyorum <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendime bağırmak, kızmak ve tokat atmak istiyordum. Kolyemi düşürüp duruyordum ve anneme ait bir parçaya özensiz davranıyordum. Bu beni öfkelendirmişti.

Neler olduğunu ona açıklayamazdım. Engel olurdu. Uzak durmamı isterdi. Açıklamak istiyordum fakat açıklamamam için uzunca bir bahane listem vardı.

"Lavaboyu karıştırmıştım." Yalan boğazıma takılırken gözlerimi kaçırdım. "O sıra düşürmüş olmalıyım." Duraksıyordum.

Başını sallayıp hoşnutsuz bir şekilde güldü. "Yalan söylüyorsun."

"Hayır. Söylemiyorum." diye savunmaya geçtim.

Kolyemi almak için uzandığımda kıvrak ve hızlı bir hareketle kolyeyi kumaş pantolonunun cebine koydu. "Evet. Söylüyorsun." dedi tekdüze ses tonuyla. "Derin, yapma. İdil yanındaydı ve etrafı karış karış bilecek kadar bu evde zaman geçirdi. "

Yalanı yutacak gibi değildi. Bu yüzden savunma mekanizmam çoktan devreye girmişti. Tedirgin bakışlarım soluklaştı. Tekdüze bir tonda "Şimdi beni iyi dinle Uras Arslan. Birincisi sana hiçbir şeyi açıklamaya mecbur değilim. İkincisi hayatıma burnuma sokmayı kes." deyip elimi uzattım. "Kolyemi geri ver başımdan git."

Birden gülmeye başladı.

Bu beni öfkelendirmişti. "Komik olan nedir?"

"Hiç..." kendini tutamayıp bir sessiz kahkaha daha patlattı ve öfkeli bakışlarımla karşılaşınca gülümsemesini bastırdı. "Genelde bunları söyleyen ben olurdum."

Hoşnutsuz bir şekilde tebessüm ettim ve boş avuç içimi başımla işaret ettim. "Kolyem."

Başını salladı. "Beyaz Kumru, şakam yok." ciddileşmişti.

Ona cevap vermeyince omuz silkti ve bileğimi kavradı. "Pekala gel benimle."

Kolumu çekiştirirken kaşlarım çatıldı. "Nereye?"

"Madem konuşmuyorsun. Bende Cem Abi'ye olan biteni anlatırım."

Kaçış yolları için çaresizce etrafta bakınırken babamın fındık kahvesi gözleri görüş alanıma girdi. Bir anda daha gergin ve umutsuz hissetmeye başlamıştım. "Babam bu tarafa doğru geliyor. Bu konuyu daha sonra konuşabilir miyiz?"

Başını salladı. "Şimdilik kurtulmuş olabilirsin."

Babamdan bahsettiğimi biliyordum.

"Ama kolye bende kalacak."

BEYAZ KUMRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin