Eğer sabahları gözünüzü açtığınızda sevdiğinizin kollarında uyanabiliyorsanız dünyadaki şanslı insanlar arasındasınız demektir.
Zeynep bu şanslı insanlar arasındaydı. Bütün vücudunu mengene misali sarmış sevgilisiyle uyandığında onun kokusunu doya doya içine çekti. Akşam kalmak için ısrar etmese şimdi huzurlu bir sabaha uyanamayacaktı hiç kuşkusuz. Bedenini kendine çekerek burnunu boynuna gömen sevgilisinin kokusunu içine çekmesi , içinde bir şeylerin kıpırdamasına sebep olmuştu.
"Bu kokuyu kesinlikle şişeletmeliyim. Muhteşem bir koku bu. " Sevgilisinin şımartma seansları devam ederken , o da kedi yavrusu gibi mırıltı çıkardı.
"İtiraf etmeliyim ki güne seninle başlamak çok güzel. Kollarında olmak, teninin sıcaklığını hissetmek , sanırım alışkanlığım oldun. Fena halde seninle uyanmaya alıştım Çakır. "
"Alışkanlığın yerine aşığın olmayı tercih ederim güzelim. Alışkanlıklar değişebilir ama aşk kalıcıdır. " Genç adamın kolarında dönen kadın yüzünü ona döndü ve gözlerinin içine baktı. Eli usulca yeni çıkmış sakallarına uzandı ve yavaşça yüzünü okşadı. Bu hareket genç adamın içinde tarifi imkansız hislere yol açmıştı. Kollarındaki bu kadına hissettiklerini , şuan tanımlayamasa da derin bir şeyler olduğunu biliyordu.
"Bana yavaş ilerleyeceğimizi söylemiştin. Lütfen beni oldu bittiye getirme. Bak birlikteyiz. Neden sürekli beni zorluyorsun ? "
"Gerçektem böyle mi hissediyorsun ? " Anlamamış gibi genç adamın gözlerinin içine bakınca daha açık sordu.
"Seni gerçekten zorluyor muyum Zeynep ? "
Genç kadın gözlerini kaçırınca Sinan da cevabını almış oldu.
"Üzgünüm... Amacım seni sık boğaz etmek değil Zeynep. Sana hissettiklerim çok yoğun. Henüz ben de adını koyamasam da aramızda güçlü bir bağ var. Benim olduğunu bilmeye ihtiyacım var. Sadece benim de değil. Biliyorum belki bencillik ediyorum ama herkesin benim olduğunu bilmesini istiyorum. Bana ait olduğunu... " Keskin bir soluk çekip kelimelerini tamamladı. "Daha fazlasını istiyorum Zeynep. Çok daha fazlasını. " Söylediklerini desteklercesine omuz silkti.
Bütün bu sözler genç kadının beynine birer balyoz gibi indi. Ele avuca sığmaz Sinan daha fazlasını istiyordu. Bu ne demekti. Ne yani evlenmek mi istiyordu? Gözünü dahi kırpmadan sevgilisinin gözlerinin içine bakan Zeynep sanki cevabı o gözlerde arar gibiydi. Yavaşça yataktan kalktı ve duşa doğru yöneldiğinde arkasından gelen sevgilisini farketmedi. Genç adam kendisine bir cevap vermeyen kadını incitmeden ama biraz sert bir şekilde kendine doğru çevirdi.
"Kaçma benden. Lütfen kaçma Zeynep. Her konuşmamızda sessizce arkanı dönüp gitmekten vazgeç artık. "
"Senden kaçmıyorum Sinan. Kafamı toparlamaya ihtiyacım var. Bana zaman ver. " Genç kadını çekip kollarına hapsettiğinde dudaklarını da saçlarına gömdü ve küçük bir öpücük kondurdu tepesine. " Sana istediğin kadar zaman veriyorum. Kafanı toparlamana da olanak tanıyorum ama bunu benden uzakta yapmana izin vermiycem ufaklık. Herşeyi benim yanımda yapacaksın. Benden bir adım bile uzak durmana tahammülüm yok artık. Ne yapıyorsan benim yanımda yapacaksın. " Genç adamın bu sözleri kadını güldürmüştü. Gerçekten yoğun bir sevgilisi vardı. Uzak durmaya bile tahammülü olmayan bir aşıktı Sinan Çakır.
"Seninim sevgilim. Herşeyimle sana aitim. Bedenim , ruhum ve ... "
kollarındaki kadını hafifçe uzaklaştırıp gözlerinin içine baktı.
"Ve ? "
"Ve kalbimle. "
♧ ♧ ♧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF ZAMANI
General Fictionİyiliğin ve Kötülüğün İç İçe Geçtiği Hayatlar. Genç Bir Kızın Kendi Hayatıyla Mücadelesi. Ölmüş Bir Adamın Büyük İntikamı. Mecburi Alınan Kararlar. Ve Aşk İçinde Oynanan Büyük Bir Oyun. ☆ ♧ ☆ 20 Ağustos 2015