18. Bölüm - Senden Bana Kalan

5.6K 340 24
                                    

Aslında gidenler daha çok yara alır hayatta. Kalanlar kendi acılarına ağlarken. Yapılanları hazmedemediği için gitmemişmidir zaten. Ne yaşanırsa yaşansın olan hep gidenlere olur. Bu nedenle sıkı sıkı sarılın sevdiklerinize gitmesine izin vermeyin.

Çalan telefonla arkadaşlarıyla yaptığı konuşmaya ara verdi Barlas.

" Efendim Kemal ? Hayırdır ? " Arayan kişinin hal hatır sormak için aramadığını biliyordu genç adam... Bu sebeple direk konuya girmişti. "Senin şu kibarlığına hayranım valla koca kurt. " Telefondaki adamın sesinde bariz bir alay vardı. "Ben vakit kaybetmekten hoşlanmıyorum Kemal. Öyle ağdalı laflarla işim olmaz benim. " kulağına karşısındaki adamın erkeksi kahkası doldu. "Aslında seni aramamın sebebi önemli ama her halükarda elime malzeme veriyorsun dostum. " Bu sözler üzerine istemsizce homurdandı genç adam. " Tamam tamam mesaj alınmıştır. Bak dostum sanırım haberin yok. Konu Zeynep'le ilgili. " Hayatının merkezindeki kadının adını duymak ister istemez dikleşmesine sebep olmuştu. Onunla ilgili toz tanesi kadar ufak bir bilginin bile hayatının ona bağlı olduğu bir olay gibi davranması da hep bu yüzdendi. "Zeynep'le ilgili mi ? " Odada bulunan diğer adamların arkadaşlarının adını duymasıyla onlar da bütün dikkatini bu konuşmaya vermişti. "Bak Barlas aslında bunu sana söylemem kurallara aykırı ama ben Zeynep'in hareketlerinden anladığım kadarıyla sizin haberiniz olmadığını çıkardım. " Bütün bu konuşmaların nereye varacağını anlayamıyordu genç adam. " Neyden haberimiz yok Kemal. Lafı dolandırma da sadede gel. " Konuşulanlar hiç hoşuna gitmemişti Barlas' ın. "Zeynep görevi kabul etti dostum. Bir kaç güne kadar gidiyor. " Bu sözlerden sonra genç adam bir put gibi donup kalmıştı. Ne demekti bu? Telefonda konuştuklarının gerçek olmadığını kendine telkin ediyor ama yine de başarılı olamıyordu. Bunun bir şaka olduğunu varsaymak istiyor ama Kemal denen o adamın böyle şakaları yapmayacağını adı gibi biliyordu. Yıllardır birlikte çalışmalarının sonucuydu onu bu kadar iyi tanımasının sebebi. Öfkeyle elini suratına götürüp hafifçe ovaladığında odada bulunan diğer iki genç adam da şaşkınlık ve merakla birbirlerine baktılar. İlk konuşan İlker oldu.

"Ne oldu dostum ? "

Karşılarındaki adamın hareketlerinden hiçde iyi şeyler olmadığını anlamışlardı. O ise uzun bir süre sakinleşmek için kendine , kendinin bile inanmadığı telkinlerde bulunuyordu. Zeynep nasıl böyle birşey yapmıştı , nasıl bu kadar düşüncesizce davranmıştı? Onun hesabını yapıyordu. Ne yaparsa yapsın kendini bir türlü sakinleştiremiyordu genç adam. O anda birşeyi daha idrak etmişti. Demek ki genç kadının yanında bir değeri yoktu onun düşüncesine göre. Gideceğini bile söyleme tenezzülünde bulunmamıştı. Onu bile kendine genç kadından daha uzak olan bir adamdan öğrenmişti.
"Barlas ? " Adını birçok anlam katarak söyleyen arkadaşına boş boş baktı. Ağzından dökülen cümleler diğerlerininde kısa sürede şok geçirmesine sebep oldu. "Zeynep görevi kabul etmiş. " Kurduğu bu tek cümle odaya bomba gibi düşmüştü.

Odadaki genç adamlardan her biri kendi içinde bir hesaplaşma yaşıyorlardı. Kuşkusuz aralarında en masum hesaplaşma İlker'e ait olandı.

Sinan duyduğu bu sözler üzerine acıyla gözlerini yumdu. Biliyordu ki sevdiği kadının yaşadığı bütün bu acıların sebebi oydu. Kaçıyordu ona göre genç kadın. Acısını öfke ile yoğurup , kendini bilinmez bir işkence çukurunun içine atıyordu. Göz göre göre canı bildiği , yüreğine bir tohum misali ektiği kadını ellerinin arasından kayıp gidiyordu. Bir kere bile dinlememişti adamı. Peki bunun için suçlayabilir miydi Sinan onu?

Kesinlikle HAYIR...

Yıllarca gözlerinin önünde büyüyen ve genç adama bağlanmanın ne demek olduğunu öğreten Kıymetlisinin bu yaptığını kabullenemiyordu Barlas. Son zamanlarda bilmediği birşeyler dönüyordu ama anlam veremiyordu. Zeynep ne yaşamıştı ki , böylesi bir kararı sanki tatile çıkıyormuşcasına kolay vermişti? Onca sene her anında yanında olduğu genç kadının bir anda değişen kişiliği ona tek bir şeyi düşündürüyordu. Yaşadığı o kötü olayın ardından kesinlikle bir buhran dönemi yaşıyordu Zeynep Barlas' a göre. Yoksa bu yaptığının mantıklı bir açıklaması olamazdı. Koltuğa yaslanıp kendini bir süre bulanmış aklıyla başbaşa bıraktı.

ARAF ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin