26. Bölüm - Doğum

6.2K 312 56
                                    

"Onca konuşmamızın içinden çekip çıkardığın tek şey bu mu Agah? "

"Ne söylememi bekliyorsun Zeynep? "

Genç kadın hayretle karşısında duran adama bakarken , şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdığının farkında değildi. Evlenme teklifinin ardından geçen 3 ayın sonunda , birbirlerini tanımak için edindikleri zamanda , çoğu zaman mutlu olsalar da , bazen aralarında oluşan sorunlar yüzünden ufak tefek atışmalar da yaşanıyordu. O anda yaşadıkları ise ufak bir atışmanın ötesinde bir durumdu. Bu üç ay içinde Agah , Zeynep'in ailesi ile tanışmış ve onlardan da resmen kızlarını istemişti ama bir sorun vardı ki , her geçen gün , bu genç kadını daha da huzursuz etmeye başlamıştı.

"Mesela hala neden ailenle tanışmadım diye sana sorduğumda , bana cinayet işlemişim gibi bakmanın sebebini açıklayabilirsin. "

Öfkeden yüreğinde oluşan yumruyla hafifçe yutkunup , yeniden devam etti.

"Ya da ben düğün için canımı dişime takmış hazırlık yaparken , senin ailenden tek bir insanın bile bütün bu hazırlıklarda neden bulunmadığını da söyleyebilirsin. "

Yorgunlukla kendini koltuğa bırakan kadının artık bütün bu yoğunluğa dayanamadığı fiziken de verdiği kilolardan belli oluyordu. Gerçi kilo vermesinin sebebini daha dün akşam öğrenmişti ama şu sinirle , karşısında öfkeyle kendine bakan adama bunu söylemek istemiyordu. O hata yapıp yapmadığını düşünürken , İlker'in eşi Meltem her evlilik evresinde bu bunalımların normal olduğunu söyleyerek , onu teselli etmişti.

"Sana daha kaç defa söylemem gerek Zeynep... Amcamla yaşadıklarım da zaten ortada. Benim tek akrabam anne ve babam... Onlar da kişisel birtakım sebeplerden dolayı yurt dışındalar. Annemin sağlık sorunu var ve gelemediği için zaten yeterince üzgün... Şimdi sen geçmiş karşıma hala bana neden diye soruyorsan , gerçekten büyük bir sorunumuz var bizim. "

Agah'ın bu sözleri üzerine bıkkınlıkla gözlerini kapatan genç kadın , bir süre titremesinin geçmesini bekledi. Hızla yerinden kalkıp nişanlısına bakmadan kapıya ilerlediğinde , hala öfkeliydi. Çıkmadan evvel bakmadan arkasındaki adama mırıldandığında , sesindeki kırgınlık barizdi.

"İyi bari... Ben gidip şu hazırlıkları bitireyim... Umarım düğüne geç kalmazsın damat bey? "

Kapıyı çarpıp çıktığında , genç adamı öfkelendirdiğini bilse de , şuan için başkasını düşünecek durumda değildi. Koridorda ilerlerken odadan çıkan Sinan ve Sude ile suratını buruşturup onları görmezden gelerek hızlı adımlarla asansöre doğru gidiyordu ki , duyduğu ses ile bunun mümkün olmadığını anladı.

"Zeyneeeppp. "

Sude'nin çığlık çığlığa koridorda adını seslenmesiyle , bıkkın bir şekilde arkasını döndü. Yüzüne zoraki bir gülümseme oturtup baktığında , kendisine gelen karı kocaya bakıp , iç çekti.

"Selam. "

Sesindeki umursamazlığı tek anlayan , onu en iyi tanıyan adamdı.

"Selam tatlım... Nasılsın? "

"İyiyim Sude... Sen nasılsın? "

Başıyla Sude'nin koca karnını işaret edip , şevkatle gözlerini oraya dikti. Sonra eli refleks olarak kendi karnına gittiğinde , bir anlık ilerde kendinin hamileliğinin nasıl olacağını hayal etti. Henüz bir bebek beklediğinden kimsenin haberi yoktu ama o şimdiden içinde büyüyen o küçük şeye alışmıştı bile. Oysa buraya gelirken tek hedefi , sevdiği adama bir çocukları olacağının haberini vermekti. Akşam test yaptığında hamile olduğunu anlamıştı ama hastaneye gitmeden Agah'a söyleyip sonrasında bir hayal kırıklığı yaşamasını istemiyordu.

ARAF ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin