"Seni dinliyorum Sinan. "
Otelin en sakin yerinde tekli koltuklara karşı karşıya oturmuş iki genç adam , yıllar öncesinde yarım kalan bir konuşmanın en can alıcı noktası için birbirlerine bakıyorlardı. Barlas sert çehresiyle bir an olsun bakışlarını ayırmadığı dostuna , yıllar öncenin hesabını soruyordu bu tek cümleyle.
"Ne anlatmamı bekliyorsun ki Barlas? "
Dişlerini sıkıp karşısındaki adama sert bir ses tonuyla konuştuğunda , etraflarındaki kimse umurlarında değildi. Barlas koyu gözlerini Sinan'ın grilerine dikmiş , sanki her an onu yumruklayacakmış gibi duruyordu.
"Mesela bana neden yalan söylediğinle başlayabilirsin. " Derin bir nefes alıp aynı tonda devam etti. "Ya da dur onun cevabını sanırım biliyorum... Sen neden gidip saçma sapan bir evlilikle kendini cezalandırdığınla başla." Sesini yükselttiğinin farkında değildi ama düşündükçe , ortada dönenlerden dolayı bunu kontrol edemiyordu genç adam. "Bence ben senin ağzını burnunu dağıtmadan , bana herşeyi baştan anlatmaya başlasan fena olmaz dostum. "
Karşısında öfkeden deliye dönmüş adamın kendisine yaptığı tehditlere aldırmadı Sinan. Hatta ağzını burnunu dağıtsa şu koca adam , daha iyi olacaktı kuşkusuz. Öfkeyle dudaklarının arasından saldığı nefesten sonra konuşmaya başladı.
"Ona ne zaman aşık oldum hatırlamıyorum. Bir anda baktım ki Zeynep dünyamın baş köşesine yerleşmiş... Başta korktum Barlas. Hayatımda ilk defa bir kadından korktum ama bu öyle bildiğin bir korku değildi... Zeynep'in duygularından korktum , ona hissettiklerimden korktum , İçimde günden güne büyüyen , o duygudan korktum. "
Kelimeler ağzından öyle zor çıkıyordu ki , gözlerini kapatıp bir süre ara verdi konuşmasına.
"Sonra bir baktım o da bana boş değil... O anda sana hissettiklerimi anlatamam. İçim içime sığmıyordu. Onun beni sevebileceği aklımın ucundan bile geçmiyordu. Sonra bir anda baktım aşkın pençesine düşmüşüm. "
Sustu Sinan... Karşısındaki adamın bir zamanlar sevdiği kadına hissettiklerini bildiği için susmayı seçti o anda. Barlas ise olaylar kafasında şekillendikçe , hayatını değiştirdiği adama utanarak baktı. O gün eğer Sinan ona Zeynep'e olan hislerini anlatsaydı , herşey bambaşka olacaktı. Acıyla başını çevirdi genç adam. Hayatında değer verdiği insanlara farkında olmadan en büyük acıyı verdiğini anladı.
"O yüzden mi bir anda evlendin?... Allah kahretsin Sinan... Ne düşünüyordun ki? "
Eliyle yüzünü ovuşturan Barlas , yerinden kalktı sanki iğne batmış gibi. Ellerini beline atıp birkaç adım sağa sola gidip , tam dostum dediği adamın önünde durdu.
"Anlat. "
Ses tonu kati ve keskindi.
"Ben düğünde... Yani abisinin düğününde evlenme teklif ettim ona. "
"NE? "
Duyduklarına inanmıyordu adam. Bütün bu olanlar bir kabus olmalıydı. Onların birbirlerine olan bu bağları bu kadar fazlaydı ama o görmemişti. Kafasını acıyla sallayan Sinan , onun çıkışını duymamış gibi devam etti... Belki de duymamıştı. Şuan öyle yitik ve paramparçaydı ki , duydugu tek ses , yüreğindeki acının sesiydi.
"Sonra sen beni ofise çağırdın bir gün. Ben öyle aşkla havalarda uçuyordum ki , aklımın ucundan bile geçmedi söyleyeceklerin... Bana o gün ofiste o sözleri ettiğin anda , dünyada cehennemin ne olduğunu anladım. Yüreğim buz tuttu. Paniğe kapıldım. Bir yanda yıllarca omuz omuza mücadele ettiğim bir adam , diğer tarafta aşkından deliye döndüğüm kadın vardı... Ben çaresizdim Barlas... Korktum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF ZAMANI
General Fictionİyiliğin ve Kötülüğün İç İçe Geçtiği Hayatlar. Genç Bir Kızın Kendi Hayatıyla Mücadelesi. Ölmüş Bir Adamın Büyük İntikamı. Mecburi Alınan Kararlar. Ve Aşk İçinde Oynanan Büyük Bir Oyun. ☆ ♧ ☆ 20 Ağustos 2015