27. Bölüm - SoBe

5.7K 326 49
                                    


İki genç kadın bir anda duydukları ses ile arkalarını döndüğünde , kendilerine şaşkınlıkla bakan adamı gördüler. Meltem iki sevgili arasında yaşanan son olaylardan habersiz gözleri sevgiyle parlayarak Agah'a bakarken , Zeynep daha kendisinin bile sindiremediği bu yeni durumunu nişanlısının nasıl karşılayacağının telaşını yaşıyordu. Son zamanlarda aralarında örülen görünmez duvarların farkında olduğu için , bu bebek haberini kendine o anda bile öfkeyle bakan adamın pek iyi karşılamayacağını hissediyordu.

"Hamile misin sen? "

Yavaş ve tehlikeli adımlarla gelen adamın bu tavrı karşısında geriye doğru kaçma istediğini bastıran kadın , tedirgince dudağını ısırdı. Ortamdaki bu enerjiyi farkeden Meltem ise onların konuşması için sessizce yanlarından çıkıp gitti.

"Zeynep!... Sana bir soru sordum? "

Gözlerinden hiçbir duygu belli etmeyen , sakin ses tonuyla bir şeytanı bile kandırabilecek kadar tepkisizdi Agah.

"Be...Ben yeni öğrendim... Sana söylemeye fırsatım olmadı. "

Hala dimdik yerimde dursa da , gözlerindeki korku ve yüreğindeki karışıklık ne kadar karmaşık bir ruh halinde olduğunu vurguluyordu. Sabah yaşadığı o dehşet anlarından sonra bir de sevdiği adamın bu hiçbir tepki göstermediği belirsiz hali , onu dayanma gücünün sonuna getirmişti.

Öğrendiği gerçekle sessizce homurdanıp ağzının içinden bir küfür savuran adamın bu hali , kuşkularını doğrular nitelikteydi. Son zamanlarda bambaşka bir adama dönen Agah , bu bebeği istemiyordu. Yine de yüreğinin duyduğu bu gerçeği canı yansa da , kulakları da duymak istiyordu.

"Onu istemiyor musun? "

Bu sözler üzerine hızla Zeynep'e yaklaşıp onu kendi ve duvar arasına hapseden adam , başını kaldırıp gözlerini yumarak bir süre sakinleşmeye çalıştı. Aralarında uzayıp giden sessizlik ve aynı anda göğüsleri inip kalkan iki genç , bakışlarını birbirlerinden kaçırıyorlardı. Daha fazla bu gergin ortama dayanamayan Zeynep , yeniden tam önünde duran adama bakışlarını çevirip , onun cevap vermesini bekledi. Bir süre sonra kendisini toparlayan adam , bakışlarını çevirdiği kadına bakıp konuşmaya başladı.

"Zeynep ben şaşkınım... Bu bebek haberi sarstı beni... Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Açıkçası çok ani oldu. "

"Ani mi oldu? "

Karşısında suratını buruşturarak kelimeleri zar zor bir araya getiren adamın bu hali , genç kadını çileden çıkarmıştı. İlk bebek haberini öğrendiğinde , sevdiği adamın şaşıracağını biliyordu ama hoşnut olmayacağını hiç düşünmemişti doğrusu. İçinde oluşan cam kırıklarının acısı kalbini parçalıyordu. Yıllardır hep aşkı bekleyen kadın , onu bulduğunu zannederken , şuanda onu hapsetmiş adamın aşkından şüphe duymaya başlamıştı.

"Biz aylardır birlikteyiz Agah... Biz aylardır sürekli bir aradayız. Benim kadar sen de korunmadığımızın farkındasındır herhalde... Bana bunu düşünmediğini söyleme... İnanmam çünkü. "

"Senin korunduğunu sanıyordum. "

"Benim korunduğumu mu sanıyordun? " Dudağını alayla büküp konuşmasına devam etti. "Beni kollarının arasına aldığında , bunu sormak aklına gelmedi mi? "

Genç adamı itip onun etkisinden çıktıktan sonra hırsla lavabonun camının kenarına gitti. Öyle sinirlenmişti ki , daha fazla konuşup aralarında aşışmaz uçurumlar yaratmak istemiyordu. Bedeni zangır zangır titrerken , hırsla dudağını ısırdı. Arkasından gelip kadını belinden sarmalayan adama tepki vermek istese de , son anda kendine engel oldu. Agah çenesini kadının omzuna koyup , bir süre sessizce öyle kaldı.

ARAF ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin