28. Bölüm - Engin Arslanlı

5.9K 306 19
                                    

"Cehennemine hoş geldin Kumru Ateş. "

Genç kadının kulaklarında bu kelimeler yankılanırken , uyuşan bedeni de kaskatı kesilmiş , öylece duruyordu. Agah onu tutup bir kanepenin üzerine oturttuğunda , kadının tek hissettiği yüreğine batan cam kırıklarıydı. Tam karşısında oturan adama üzülerek baktığında , duyguları ve aklı karmakarışıktı. Etrafında binlerce resim sanki ona yıllar önceyi hatırlatıyordu. O yeşil gözlü devin yeniden hayatının orta yerine bomba gibi düşmesi , eski anılarını bir karabasan gibi üzerine örtmüştü.

"Neyin oluyor? "

Ağzından dökülen bu iki kelime ile ızdırabını tetiklerken , diğer yandan da zekasını gözler önüne seriyordu. Karşısında kendine öfkeyle bakan adamın bir süre şeytani gülümsemesine takılıp kaldı.

"Kardeşim. "

Acıyla gülen genç kadına çıkışırcasına konuştuğunda , ikisi de gergindi.

"Komik olan ne? "

"Ne kadar aptalım... Oysa sana biraz dikkat etsem , Engin'e ne kadar benzediğini anlamam lazımdı. "

Bu sözlerle kaşları daha da çatılan Agah , tam gelip genç kadının burnunun ucunda durdu. Çenesini sertçe tutup gözlerine bakmasını sağladığında , Zeynep hala hissizdi.

"Onun... adı... Pars. "

Bu kelimelerin ayrımını yaparken , boş bakışlarla nişanlısının gözlerinin içine baktığında , yavaş yavaş olaylar kafasında şekillenmeye başlıyordu.

"Sahte isim kullandığını biliyordum ama - "

Sözlerinin devamını getiremeden suskunluğa gömüldü.

"Benden intikam almak için baya zahmete girmişsin... Neden direk kafama sıkmadın? Bunun için binlerce kez fırsatın vardı. "

Suratına takındığı alaycı gülümseme ile koltuğa yaslanıp , tek elini de koltuk başına koyan adam , karşısında kendisini sorgulayan kadına bir süre öylece baktı. Aylardır aşkla baktığı kadın , bugün en büyük düşmanı olarak oturuyordu karşısında.

"Anlat. "

Ne demek istediğini başta anlayamayan genç kadın , kaşlarını çatarak bakışlarını karşısında sinsice gülen adama çevirdi.

"Kardeşimi nasıl pençelerinin arasına düşürdüğünü anlat Zeynep. "

"Neden öğrenmek istiyorsun ki? Ne önemi var bunun? "

"Mazoşistim diyelim... Kendime işkence etmek hoşuma gidiyor , belki. "

İnanamazca başını iki yana sallayan genç kadın , tiksinircesine bakıp dudak büktüğünde , hala olanlara inanamadığı bakışlarından belliydi.

"Şuanda elinde olsa hiç düşünmeden beni öldürürdün değil mi? Bir an bile tereddüt etmezsin bunun için. "

"Ne sanıyorsun beni?... Eli kanlı bir katil mi? "

"O adamlara neler yaptığını gördüm ufaklık... Gözünü bile kırpmadan onları nasıl öldürdüğünü gözlerimle gördüm. "

Bu konuşma genç kadının sinirlerini iyice germişti. Kızgınlıkla bakışlarını başka yöne çevirip Engin'in bakışlarıyla karşılaştığında , gözlerini kapattı. Yıllardır içinde iyileşmeyen bir yara gibi taşıdığı bu durum şimdi gözlerinin önünde ona diretiliyordu. Başını arkaya atıp gözlerini kapattığında , bedeni adeta onun değilmiş gibiydi. Hissettiği tek şey kalbinin düzensiz atışlarıydı. O anda elini karnına götürmeye çalışsa da , bunu yapamadığı için gözünden bir damla akıp , yanaklarından elbisesine düştü.

ARAF ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin