29. Bölüm - Ayakta Kal

6.4K 365 38
                                    

"İşte hikayenin başlangıcı bu. Kardeşinle böyle tanıştım. "

Genç adam karşısında oturan kadına öfkeyle bakıp , ayağa kalktı. Boş salonun ortasında , tehlikeli adımlarla dolaşırken , ne düşündüğünü bir nebze olsun belli etmiyordu. Yavaşça gelip tek dizini Zeynep'in oturduğu koltuğa yaslayarak ellerini genç kadının iki yanında birleştirip , soludu.

"Ya da şöyle demek daha uygun sevgilim... Kardeşimi pençelerine bu oyunla düşürdün? Ne dersin? Bu daha uygun değil mi senin şeytanlığına? "

Bu sözlerden sonra adama ters ters bakıp , alaycı bir şekilde gülümsedi.

"Eğer böyle düşünmek seni daha iyi hissettirecekse , devam et Agah... Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki , kardeşin potansiyel bir suçluydu. "

Zeynep'in bu sözleri karşısındaki adamın delirmesine yetmişti. Hızla gelip genç kadıın saçını kavrayarak , arkaya yaslamasına sebep oldu. Gözleri ateş saçarak , burnunun ucunda duran kadına hırlarcasına konuştuğunda , ikisi de en ufak bir geri adım atmadı.

"Benim kardeşim sadece sevdi. Sen ise onu sırtından bıçakladın. "

Canının acısını belli etmemek adına yüzündeki ifadeyi bozmadan karşılık verdi.

"Senin kardeşin binlerce gencin ölmesine sebep oldu. O zehri satarken , ne yaptığını biliyordu. "

"Bir an... Sadece ufacık bir an onun suçsuz olduğunu düşünmüyorsun değil mi? Yaptığından zerre kadar pişman değilsin. "

Adamın çekiştirdiği saç diplerinin acısını hissetse de , bunu ona belli etmemek adına dişlerini sıktı ve bir süre sessiz kaldı. Bugüne kadar bir çok defa düşündüğü Engin , tıpkı rüyasında gördüğü gibi dediğini yapmış , kendi olmasa da onun ruhunu taşıyan kardeşiyle hayatını cehenneme çevirmişti.

"Onun ölmesini istemedim. Engin ne olursa olsun , asla ölmesini istemedim. Şuan sana saçma geleceğini biliyorum ama sevdim Engin'i... Anladığın şekilde değil tabi ki. Onun bana olan sevgisini sevdim. Benim için dünyayı bile karşısına alışını sevdim. Bir insan olarak sevdim onu ama ona duyduğum bu sevgi yaptıklarını asla temizlemiyor. Kardeşin suçluydu Agah. Amacım onu öldürmek değildi. Tek bir an bile onu öldürmeyi düşünmedim. Ölümü seçen oydu. "

Dudaklarından dökülen bu sözler yıllardır kendisine itiraf edemediği gerçeklerdi aslında. Engin tetiği çekip başına nişan aldığında ve onun gözlerinin içine bakarak "senin için ölüm bile güzeldir be Kumru'm " dediğinde. Bu anı uzun zaman gözlerinin önünden silememiş ve hafızasından atamamıştı. Onun bir suçlu olduğunı bildiği halde Zeynep'e gösterdiği sevgi , onun da Engin'e karşı güzel duygular beslemesine sebep olmuştu.

"Bana senden bahsetti. "

Bu sözler üzerine yorgunlukla kendini genç kadının karşısındaki koltuğa yeniden atan Agah da içindekileri dökecekti belli ki. Zeynep şaşkınlıkla onu izlerken , o konuşmaya devam etti.

"Pars asi bir adamdı. Küçük bir çocukken de farklıydı , büyüdüğünde de... Genç bir delikanlı olduğunda , biz onu en seçkin okula gönderdik diye sevinirken , o yırt dışında istemediğimiz insanlarla ilişki kurmuş. Sonradan haberimiz oldu bu durumdan. Ülkeye döndüğünde , gönderdiğimizden bambaşka bir adam vardı karşımızda. Babam ve annem önce onu ürkütmemek için şevkatle yaklaştılar. Gençlik ateşidir dedik üstüne gitmedik. Sonra öğrendik ki durum çok daha önemliymiş. Biz onu o kötü hayattan koparmaya çalıştıkça , daha çok koptu bizden. Sonunda da tamamen irtibatını kesti. Annem üzüntüden hastalandı. Oğlunun özlemiyle yanıp tutuştu her gün. Babam daha katıydı anneme göre. Pars' ın bulaştığı işler kulağına geldikçe daha da öfkesi artı. En sonunda da evlatlıktan reddetti. O andan itibaren hiç görmedik onu. Bambaşka bir adam oldu. Daha öfkeli ve daha tehlikeli. Yıllarca adını bile anmamızı yasakladı babam. Ben küçüklüğümde herşeyimi paylaştoğım o adamı özlüyordum ama yaptığı işlerden dolayı zamanla ben de artık düşünmez oldum. Şirketin başına geçip babamdan bayrağı devraldığımda da , kendimi işime verip , bu yaşadıklarımızın üzerine koca bir çizgi çektim. "

ARAF ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin