" Sen nasıl hastasın ya. Şu hale , şu kılığa bak. Kızım altı üstü dans etmeye gidiyoruz. Biraz edepli giyinemezmiydin? " Sinan sıkıntıyla elini boynuna attı ve ovmaya başladı.
"Ne var be halimde. Gayette edepli kıyafetlerim nesi var. Bu kadarmı dar görüşlüsün. " Şaşkınca kafasını indirip üzerindeki kıyafete baktı. Bu manyak adam neden bu kadar sinirlenmişti ki . Hah ruh hastası ne olacak bir kot ve body ne kadar açık olabilir ki diye geçirdi içinden. Bu kadar gergin olmasını da anlayamıyordu Zeynep. Uff evden bu adamın alması şartmıydı yani diye yine kendi kendine söylendi içinden. Barlas neden almaya gelmemişti ki sanki onu . En azından onlar gelene kadar onunla daha iyi zaman geçirirdim kesin dedi yine kendi kendine.
" Hayırdır ne konuşuyorsun kendi kendine ? Biliyorsun senin bu durumun için çok güzel bir tespiti var değerli hekimlerimizin. "
Zeynep dudağını kemire kemire hala etrafa bakınıyordu. " Hey sana diyorum... Bu arada sen ne arıyorsun öyle hindi gibi boynunu uzatarak. "
" Gerçekten insanı bazen çileden çıkarıyorsun. " Bıkkın bir nefes saldı dudaklarından. " Ayrıca hindi sensin. " Etrafını kolaçan etti yeniden. O sırada suratına sorgularcasına bakan Sinan'ın sessiz sorusunuda umursamazca yanıtladı. " Ya ne bakıcam. Bizimkilere bakınıyorum. Az bi işimiz var gelicez dediler hala ortada yoklar. "
" Haa... " Yine boynunu ovalamaya başlayınca genç kadın bu defa sorgularcasına baktı ona.
" Ya ben sana söylemeyi unuttum. İlker biraz önce aradı acil bir hastası çıkmış hastaneye gitti. "
" Ee o zaman Barlas gelir birazdan. " Genç adamın gerildiğini bu mesafeden bile farketmişti.
" Oda acil yurt dışına gitti. " Zeynep'in asılan suratına baktığında ne sormak istediğini anlamışcasına cevapladı. " Seni aramış ama telefonun sessizdeydi sanırım . Gelemeyeceği için özür diledi. Gerçekten önemli bir durummuş. Orda bir iş adamıyla görüşecekmiş sanırım Agah Acar mı ne adı herifin. Bizim koca kurt işleri büyütüyor sanırım. "
" O zaman biz neden geldik. Onların olduğu bir akşam çıkardık. " Tedirgince yerinden kıpırdadı.
" Aşk olsun ufaklık gözünü doldurmadık anlaşılan. "
Bu defa surat asan Sinan'dı. Genç kadın kırdığı potu anlayınca içinden kendine bir küfür savurdu.
" Ya öyle demek istemedim... Bak gerçekten yanlış anladın... Sinan... Özür dilerim. "İlk kez genç adamın alındığını görmesi hem şaşırtmış hemde üzmüştü onu. Tamam çok anlaşamıyorlardı ama gerçekte Sinan'ın ne kadar güzel bir yüreğe sahip olduğunu da biliyordu. Arkadaşları mevzu bahis olduğunda hiç kimseyi görmezdi adamın gözü. Daha yirmi gün önceye kadar babası ona tokat attı diye nasılda atmıştı kendini ortaya gayet net hatırlıyordu.
" Sinan gerçekten özür dilerim. Amacım seni kırmak değildi. Sadece biz pek iyi değilizya... Yani pek anlaşamıyoruz. Uff ya lütfen üzme beni.Özür diledim işte. "
Omuzları hıçkırırcasına sallanan genç adamın ağladığını düşününce hızla yüzünü görmek için öne döndü. Gördüğü manzara aniden öfke parlamasınıda beraberinde getirdi.
" Sen varya hayvanatın su katılmamış halisin. Sen hayvanatın ilk hücresisin. Sen... Sen...Ben burda seni üzdüğüm için kendi kendimi yiyorum. Sen oturmuş kikir kikir gülüyorsun. "
" O bir defa kıkır kıkır güzelim. Ayrıca sadece eğleniyoruz. Niye bu kadar öfkelendin ki? Hem sen değilmiydin canım sıkılıyor eğlendirin beni diyen. "
Genç kadının göğsünü yumruklayan minik ellerinden birini alıp dudaklarına götürdü. O anda ne Zeynep'te öfke patlaması kalmıştı nede Sinan artık dalga geçecek durumdaydı . Aralarında çıtırdarcasına bir hava akımı sükun etmişti her iki bedene de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF ZAMANI
Ficción Generalİyiliğin ve Kötülüğün İç İçe Geçtiği Hayatlar. Genç Bir Kızın Kendi Hayatıyla Mücadelesi. Ölmüş Bir Adamın Büyük İntikamı. Mecburi Alınan Kararlar. Ve Aşk İçinde Oynanan Büyük Bir Oyun. ☆ ♧ ☆ 20 Ağustos 2015