Evde Jungkook'dan başka kimse yoktu kimse girmezdi eve. Jungkook'a benim odama girme dediğimde inadına girmiş olabilir. Bütün oklar Jungkook'u gösteriyordu.
Odadan çıkıp geri asansöre bindim. "Neden Jungkook neden" asönsöre tekme atarken boşlukta durdu ve ışıklar kapandı. "Kahretsin , kahretsin ,kahretsin" asansörde kalıcak sırasımıydı.
Yine tekmelemeye başladım. "Açın şu lanet şeyi" birisi fark ettiğinde hemen açmaya çalıştılar.
3 Saat Sonra
Niyahet o lanet asansörden çıkmış arabama binicektim. Arabaya binip anahtarı soktum. Yine son sürat sürmeye başladım.
Yarıştaymışım gibi hissediyordum ama yarına kadar bir yarışım vardı. Eve gelince park etme zahmetinde bulunmadan hemen arabadan indim.
Anahtarım yanımda olmadığı için silahımı belimden çıkartıp ateş ettim. Kapı açılınca içeriye girip dörtlü şekilde merdivenlerden çıktım.
Tam kapıya gelince Jungkook ile çarpıştık. Ama yere düşen olmamıştı. Onu içeriye itip kapıyı kilitledim. "Neden yaptın?" bana baktı bahane uyduracaktı içinden veya bilmemezlikten gelicekti.
"Neyden bahsediyorsun?" işte bilmemezlikten geliyordu. "DOSYALARI. NE.YAPTIN" bağırmamla iki adım arkaya gitmişti. "Ben dosya felan bilmiyorum hem anlamamda" Jungkook'a inanmak istiyordum ama kimse bu eve giremezdi.
Kame- tabi ya kameralar. Kapıyı geri açıp kendi odama yani karşıdaki odama girdim. Sandalyeme oturup leptopu açtım. Kamera kayıtlarını baştan sona izlemeye başladım.
Jungkook ile eve girdiğimiz gün vardı çok geriye gitmiştim. Hıplızlı ilerlerken bir insan vücudu görünce bıraktım. Gündüz vaktiydi maskeli bir adam yavaşça yaklaşıyordu bizim eve.
Arabayı görünce hemen bir yere saklanıyor ve o arabada biz varız. Araba ilerliyince saklandığı yerden çıkıyor ve kolayca pencereden giriyor. Kapı tıktıklanınca durdurdum.
Jungkook içeriye geldi. "Ne oluyor Taehyung" onun kolundan tuttum ve leptopu ona gösterdim. "Eve giren bir casus var onu takip et" Koridorun kamerasından devam ettirdim.
Koridorda rahatça yürüyüp benim odama giriyor. Kilitli olan çekmeceme yaklaşıp bir çırpıda açıyor ve içindeki kumandayı alıyor. Kitaplığı itip butona basıyor.
Duvar kapı açıldığında hemen girip dosyayı alıyor. Aldıktan sonrada masayı temizliyir bir bezle. Evden çıkana kadar dokunduğu heryeri en ince detayına kadar temizliyor.
Kamerayı yine bahçeye aldığımda pencereden kendini atıyor. Çantasından bişey düşüyor ve kayıtlara karışıyor. Odadan çıkıp hemen bahçeye doğru adımlarımı hızlandırdım.
Telefonumdaki ışığı açıp düşürdüğü şeyi aramaya başladım. Yerde duran kagıt yığınıyla oraya doğru geldim. İşte dosyam pencereden atlarken yanınada olan çantasına dosyayı düzgün bir şekilde konulmamış bunun sonucunda da düşmüştü.
İçindeki diğer dosyalara baktım hepsi yerli yerindeydi. Geri odama döndüğümde Jungkook hâlâ izliyordu yanına yaklaştım. Jungkook direk bana baktı ve azıcık geriye sardı.
Tekrar izlemeye başladığımda adam geri gelip dosyayı çamtasındaki başka bir dosyayla değiştiyor ve kamera o anda kapanıyor. Elimde olan dosyaları yere fırlattım şimdi yanlış dosya elimdeydi.
Gerçeği değil sahtesi elimdeydi. Hangi orospu böyle bişey yapabilirdi. Jungkook sandalyeden kalktı. Beni sandalyeye oturttu. Yakınlaştırmıştı boynunda 不滅 yazan bir dövme vardı.
Anlamı ölümsüzdü. Tanıdığım kişilerde bu zamana kadar bir dövme görmemiştim. Biraz daha zorlamalıydım biraz daha
Efendim alın bu dosyanız
Bunu söyleyen bir çalışanımdı ve bana bunu dediği zaman boynunu görmüştüm aynı dövmeydi ve aynı yerdeydi. İşte bulmuştuk. Ayağa kalkıp Jungkook'a sırıttım.
"Çok teşekkür ederim" şimdi sıra o iti holding de bulmaktaydı. İşkencem hazırdı. Ona o kötü işkencelerimi uygulamadan ölemezdi. Boynumu ve parmaklarımı kırtlattım.
Arabama atlayıp yine son sürat sürmeye başladım. Holdinge gelince kapıdan aceleyle çıktığını gördüm.
Aşağıya indiğinde bana hızlıca selam verirken eğildiği zaman ayağımla karnına tekmemi atmıştım. Yere sancılar içinde yere yığıldı. Yine işkence zamanı...
Evet oldu gibi :))) Vote ve yorumlar してください ⬅(shite kudasai)