Şuan kendinden nefret ediyordu Jungkook. Adamın üzerineydi şimdi. "Hım senin tadına da bakmak istiyorum" dayanamıyordu bu pis adamın yanında sarhoş olsun da gidiyim diyordu.
Ona bir bardak uzattı. "Biraz daha iç" adam bardağı alıp kafasına dikmişti. Jungkook kafasını başka bir yere çevirip üstünden indi. Kapıya doğru bir el işareti yaptı.
Artık sarhoş olmuştu piç. Genç hemen yanına geldi. "Sen geç arabaya birazdan geliyorum" Jungkook koşa koşa çıkmıştı bu ortamdan. Dışarıya çıkıp o özlediği havayı içine çekmişti.
Arabaya binip sahibini beklemeye başladı. Bayadır olmuştu ve genç gelmemişti. Jungkook merak ediyordu ama bir daha girmicekti o lanetli yere. Kapı açıldığında genç arabaya bindi.
Bagaj açılınca dayanamayan Jungkook arkasına baktı. O pis adamı bagaja koyuyordu soför. Soför yerine geçince arabayı çalıştırmaya başladı. "Her zamanki yere"
⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪
Her yeri siyah olan bir depoya gelmişlerdi. Hâlâ arabanın içinde oturuyorlardı. Adamı önceden taşıyıp götürmüşlerdi.
Sahibinin kapısı açılınca Jungkook da çıkmasını herektiğini anlamıştı. Onlar da arabadan inip depoya girdiler. İçerisi karanlıktı her an yere düşebilirdi. Sahibinin koluna tutundu.
Genç ise takmadan yürüyordu. Diğer taraflara göre aydınlık bir yere girdiler. İşte ordaydı o piç adam. Adam bir masaya kol ve bacak bileklerinden bağlanmıştı ve her tarafı çıplaktı.
Genç sırıtıp biraz uzaklaştı. Jungkook korkuyordu izlemek istemiyordu. Genç elinde bir kafes ile geldi ve içinde dev dört sıçan vardı. Kafasını başka bir yere çevirdi. Midesi bulanıyordu ama dayanacaktı.
Kafesi o yüzü görünmeyen insana verdi. Eline aldığı ipi ustalıkla adamın tam karın bölgesinden bağlamıştı. Aslında bu tür işkenceleri genç kendisi yapıyordu ama bugün yapmiyacak Jungkook'un ne tepki vereceğine bakacaktı.
Cebinden çıkarttığı siyah ve üzerinde T harfi olan çakmağı yüzü görünmeyen kişiye fırlatmıştı "Çakmağı unutma" bunu söylerken sadistçe gülüyorsu genç.
Çakmağa basıp ateşin içinden çıkmasına izin verdi. Kafesin tam üstünde bulunan şeyi ateşledi. Sıçanlar, ateşten korkuyordu kaçacakları bir yer de yoktu ve bu yüzden yerinde tepiniyorlardı.
Jungkook ne yapmak istediklerini anlamamıştı. Bir zaman sonra sesler gelmeye başladığında Jungkook bütün dikkatini oraya vermişdi. Adam da çığlık atıyordu ne yapmış olabilirlerki.
Gördüğü manzara ile eliyle ağzını kapamış ve gözlerini büyütmüştü. Adamın karnı delinmişti. Evet tahmininiz doğru çıkmış sıçanlar ateşten korkup kaçacak bir yer bulamadıkları için adamın karnını delmişlerdi.
Adamın karnı iğce gidince Jungkook kafasını çevirdi. Artık ölmüştü piç adam ama hâlâ da devam ediyorlardı sıçanlar. Bağırsakları felan herşeyi belli oluyordu.
Genç, Jungkook'u böyle görünce onun yanına yaklaşıp kafasını tutup işkencenin olduğu tarafa bakmasını sağladı. "Gözünü aç ve izle sende yapıcaksın yakında. Hah bide buda benim sıçan işkencem " bunu çok sakin ve sessiz bir şekilde söylemişti.
Gözlerini açtı Jungkook. Adamın yarısı gitmişti işte. Sıçanlar bir türlü durmuyordu. Adam artık kemik kalmıştı sıçanları eline geçirdiği eldivenlerle alıp kafese geri koydu o yüzü görünmeyen çocuk.
"Bu kalan parçaları kargalara ver" diye söylemişti genç. Hâlâ aynı pozisyondalardı. Genç hâlâ Jungkook'un kafasını tutuyordu. Jungkook ondan kurtulup sağına geçti.
Yüzü görünmeyen çocuk işi bitirip kenarda duran kırık lavoboda elini yıkamıştı. Jungkook'a yaklaşıp yüzündeki maskeyi çıkarttı. Elini uzattı ama Jungkook o eli sıkmak istemiyordu.
"Merhaba ben sadistmonster"
Kim olduğu belli zaten. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum hepinize kalp ❤♥❤♥❤♥❤♥❤♥❤
Arkadaşlar günde iki bölüm mü yayınlayayım bir bölüm mü?