31.

6.4K 370 84
                                    

Gözlerimin en derinliklerine bakıyordu. Sanki birsey arıyordu benim gözlerimde. Bende onun gözlerine bakmaya başladım.

"Gerçekten istiyor musun?" sorduğu soru ile sırıtıp yüzüne biraz daha yaklaştım. "Evet" yutkundu korkuyordu galiba "T-Tamam o zaman"

⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪

"Biz şimdi neyiz" ensemi kaşıdım biz neydik gerçektende bize göre bir kavram yoktu. Sahip-kukla ilişkisi, ev arkadaşı ilişkisi...

"Bilmem" bana kırmızı görmüş kızgın boğa gibi bakıyordu. Ona yaklaştım "Sen benimsin artık seni bırakmam" sırıttı. Boynunu sömürmeye başladım.

Zırrrrrrr

Kafamı kaldırıp kapıya baktım tam da sırasıydı zilin çalmasının. Jungkook'un üzerinden onu ezmeden kalkıp çalan kapıya baktım. Bugün şirkete gitmemiştim. Saat 09.12 'ydi.

Ve saat altıdan beri Jungkook'la birlikteydik. Sırıtıp kapıyı açtım. "Kuzen, kuzen, kuzen neden holdinge gelmedin" yine rahat tavrı ile kendini koltuğa attı. Bende onun karşısına oturdum.

"Jungkook'um ah pardon Jungkook nerde" yine sırıttım. "Jungkook ile-" "Hey ben geldim" içeriye zorla yürüyen Jungkook girdi o gelmeseydi söylicektim. Zorla koltuğa oturdu. Bacak bacak üzerine atıp kuzenime yani Jimin'e baktım.

Cebinden düm fırlattığım telefonu çıkarttı. Jungkook'a baktığımda kaşlarını çatmış Jimin'e bakıyordu.

"Bu telefonun bahçede ne işi vardı" bende rahat olmaya çalışıyordum ama onun bu rahat tavrı beni zaten sinirli yapmaya yetiyordu. "Ben attım" Jimin'in bakışları Jungkook'un ardından beni bulmuştu.

"Neden?" hah neden bu kadar kafaya takmıştı ki oysaki onu ilgilendiren bir konu değildi. "Sanane" o rahat yüzü hemen sinirli bir hâl almıştı ama hâlâ da kendini sakin göstermeye çalışıyordu.

Sol kaşını havaya kaldırdı ve telefonu masaya indirdi. Bu atmosfer akıl almaz bir gerginlik vardı. Herkes birbirine bakıyor ve gözlerinden birşey anlamaya çalışıyordu.

Ayağa kalktım bu atmosfer beni sıkmıştı kapıyı açıp bahçe olan yer minderlerinin üzerine oturdum. Diğer minderleri arkama dizip yattım. Bu sabah bu zamana kadar yaşadığım en güzel sabahtı.

Jungkook'un Ağzından

Jimin yarım saattir bana bakıyordu. Koltuktan destek alıp ayağa kalktım yürüyemiyordum şey yaptığımız için anladınız siz. Jimin'in yanından geçerken benim kolumdan tutup kendi üzerine oturttu.

"Siz sevgili misiniz?" adını koymamıştık daha. Yüzüme yaklaştı. Bir eliyle kalçamı sıktı işte bu çok kötüydü. Hareketsiz öylece duruyordum.

"Jimin bırak Taehyung görürse sana işkence yapar" birden kahkaha atmaya başladı. Bir eliyle yanağımı sıktı şuan balık gibi görünüyo olabilirdim. "Ben ondan korkmuyorum" deyip ayağa kalktı ben kalçamın üzerine düşerken oda kapıdan çıktı.

Ebenin doğumu. Koltuktan destek aldım bu arada Taehyung nerdeydi. Bir penguen misali gibi yürüyüp yerde minderler üzerinde yatan Taehyung'a yaklaştım.

İki kolunuda ensesinde birleştirmiş güneş olmayan gölge olan bir yere kurulmuş yatıyordu. Denizden su alıp üzerine dökmek vardı ama bana kızmasını ve sinirlenmesini istemezdim.

Bende yavaşça yere eğilip Taehyung'un yanına kuruldum. Bir kolumu onun beline doladım. Taehyung tek gözünü açıp bana baktı. Oda ensesinde bağladığı kollarını açıp beni sarmaladı. Belkide hayatımda geçirdiğim en güzel gün buydu....




turkish_shawol_army1 final bölümünde ithaf için yetişemedin ama bu bölümü sana ithaf ediyorum canım okuyucum :* ❤♥

Arkadaşlar isteginiz üzere bir bölüm daha attım. Nasıldı görüşlerinizi mirak ediyorum. Vote ve yorumlarrrrr :))




























Puppet ⚪Vkook⚪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin