►Ten◄

855 74 9
                                    

Me: Buna diyecek bir lafım yok.

Coochielover: Biliyorum.

"Los Angeles'a uçak bir saat içerisinde kalkıyormuş." dedi, Frankie.

Kafam ile onayladığımda hazırlanmak için odama girdim.

Valizimi hazırladığımda "İşleriniz bittiyse gidebiliriz." dedim.

Justin çoktan hazırlanmış telefonu ile ilgileniyordu. El kol hareketleriyle beni yanına çağırdığında valizi kapının önüne bıraktım ve yanına gittim.

"Fotoğraf çekileceğiz." dediğinde şaşkınlıkla O'na baktım. Ne yani daha çok dikkati üzerimize mi çekecektik?

"Saçmalama." dememe rağmen kamerayı açtı ve gülümsedi.

Gülümsediğinde benim de gülümseyesim geliyordu, çünkü... Hayır. O benim arkadaşım! Tanrı'm. Evet, arkadaşım. Sadece. Arkadaşım. Arkadaş.

Dudağımı büzdüğümde fotoğrafı çekti ve Instagram'a girdi. Küçük bir efektten sonra beni etiketleyerek yolladı. Telefonumdan girip beğendikten sonra koltuktan kalktım ve kapıya doğru yöneldim.

Beni bekle Los Angeles. Sana geri dönüyorum.

****

coochielover: Evimize geri dönmek çok güzel değil mi?

Me: Evimize? -şaşıran emoji x5-

coochielover: Hıhım. :)

Me: Yok artık!

coochielover: Seni hiç sapığınsız bırakır mıyım? –sırıtan emoji-

Me: Siktir git! –ağlayan emoji-

coochielover: Söylemeden edemeyeceğim.

coochielover: Eteğini biraz aşağı çekiştir!

Eteğimi fazlasıyla çekiştirdim ve onu etrafta aramaya çalıştım.

coochielover: Boşuna etrafına bakınma, bulamazsın.

Göreceğini bilerek göz devirdim ve yanımdaki Frankie'ye döndüm. Çoktan uykuya dalmıştı.

Justin'e baktığımda hala telefonla ilgilendiğini gördüm.

Sapığım Justin olabilir miydi? Hayır!

Frankie? Bilinçaltım, güldürme!

****

Los Angeles'a vardığımızda ilk olarak Justin'e gitmiştik. Biraz kafa dağıtmaya ve güvende hissetmeye ihtiyacım vardı.

Coochielover: Butera?

Me: Sapığım?

Coochielover: İkinci kata çık.

Me: Ne?

Coochielover: İkinci. Kata. Çık.

Telefonu kilitleyip ikinci kata çıkmaya başladım. Tam bir salaktım, evet.

Coochielover: Şimdi banyoya gir.

Me: Ne? Asla.

Coochielover: Gir –kızgın emoji-

Me: Çok korktum –göz deviren emoji-

Coochielover: Peki bakalım. Öyle olsun.

Me: Beni rahat bırak, ...?

Coochielover: Drew!

Bu kadar tesadüf fazlaydı bence!

****

(multi): konser. neden. bu kadar. harika?!


Love ya  | Texting // JarianaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin